KURULTAY İPTAL TALEBİ YARGIDA!

Cumhuriyet Halk Partisi’nde gözler bir kez daha Ankara’ya çevrildi. 4 Kasım 2023’te yapılan 38. Olağan Kurultay ile 6 Nisan 2025’teki 21. Olağanüstü Kurultay’ın iptali istemiyle açılan dava, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Davayı eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile bazı delegeler açtı. İddialara göre kurultaylarda oy kullanma süreçlerine hile karıştı, delege iradesi sakatlandı, bazı delegelerin rüşvet karşılığı yönlendirildiği öne sürüldü. Davacılar, bu gerekçelerle kurultayların “mutlak butlan” yani yok hükmünde sayılmasını, kurultay sonrasında alınan tüm kararların geçersiz kabul edilmesini ve mevcut yönetimin görevden alınmasını talep ediyor. Bu durumda partide yönetimin düşmesi ve eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden göreve dönmesi olasılığı gündeme geliyor.Dava süreci aslında daha önce ayrı ayrı açılmıştı; 15 Şubat 2025’te bu davaların Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleştirilmesiyle tek dosya üzerinden yürütülmeye başlandı. İlk duruşma 17 Nisan’da yapıldı. CHP yönetimi ise bu süreçte dosyaya birçok akademisyen görüşü sundu; Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz ve Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu gibi hukukçuların bilimsel raporları, kurultayların hukuka uygun yapıldığını savunan deliller arasında yer aldı. Öte yandan davada salon yetersizliği gibi prosedürel sorunlar da yaşandı. Avukatlar salonun küçük olduğunu belirterek değişiklik istedi; ancak hakim bu talebi reddetti. Ayrıca, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi ile 72. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen bazı dosyaların da davaya dahil edilmesine karar verildi.CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve parti kurmayları davayı Genel Merkez’den yakından takip ediyor. Dışkapı Adliyesi önünde yoğun güvenlik önlemleri alındı; basın süreci dakika dakika izliyor. Mahkemenin önünde birkaç farklı ihtimal bulunuyor: davanın reddedilmesi, ileri bir tarihe ertelenmesi, bir “çağrı heyeti” kurulmasına karar verilmesi ya da “mutlak butlan” kararı verilerek kurultayların yok hükmünde sayılması. Bu kararların her biri partinin geleceği açısından belirleyici önem taşıyor. Karar, yalnızca CHP’nin iç hukuk meselesi değil, aynı zamanda Türkiye siyasetinde dengeleri değiştirebilecek bir gelişme olarak görülüyor.