Yaklaşık 5 bin yıldır tarımsal üretimin sürdürüldüğü Malya Ovası’nda, iklim değişikliğinin etkisiyle artan kuraklık riski tarım uygulamalarında yeni bir dönemi beraberinde getiriyor.
Kırşehir’in Boztepe ilçesinde faaliyet gösteren Malya Tarım İşletmesi, kuraklığa dayanıklı hububat çeşitleriyle üretimini sürdürülebilir kılmayı hedefliyor.
1942’DEN BUGÜNE BÖLGE TARIMINA STRATEJİK KATKI
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne (TİGEM) bağlı olarak 1942 yılında kurulan Malya Tarım İşletmesi, TİGEM bünyesindeki en büyük dördüncü işletme konumunda bulunuyor. İşletme, başta Kırşehir olmak üzere İç Anadolu’nun hububat ihtiyacına önemli ölçüde katkı sağlıyor.
77 BİN DEKARLIK ALANDA KURAKLIĞA DAYANIKLI EKİM
Bu sezon işletmede yaklaşık 40 gün süren çalışmalar sonucunda, 77 bin dekar alanda sertifikalı hububat tohumu ekimi tamamlandı. Ekimlerde, özellikle suya daha az ihtiyaç duyan ve kuraklık stresine karşı dirençli yerli çeşitler tercih edildi.
ARAZİNİN BÜYÜK BÖLÜMÜNDE KURU TARIM UYGULANIYOR
Malya Tarım İşletmesi Müdürü Yalçın Günay, işletmenin toplam 218 bin 800 dekar araziye sahip olduğunu, bunun 157 bin dekarının kültür altı arazi niteliğinde bulunduğunu belirtti. Günay, kültür altı arazinin yaklaşık 154 bin dekarında kuru tarım yapıldığını ifade ederek, bölgenin iklim koşullarına uygun üretim modelinin benimsendiğini vurguladı.
YERLİ VE SERTİFİKALI TOHUMLA ÜRETİM GÜVENCESİ
İşletmede ekimi yapılan tohumların, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tarafından geliştirilen; soğuğa, hastalıklara ve özellikle kuraklığa dayanıklı, yüksek verim potansiyeline sahip yerli çeşitlerden oluştuğu bildirildi.
5 ÇEŞİT HUBUBAT 77 BİN DEKARA EKİLDİ
Ziraat mühendisi Yusuf Konur, işletmenin farklı parsellerinde kuraklığa dayanıklı “Tarm-92” ve “Burakbey” arpa çeşitleri ile “Bayraktar-2000”, “Es-26” ve “Bezostaja-1” buğday çeşitlerinin ekildiğini söyledi. Konur, günlük yaklaşık 2 bin dekar alanda yapılan ekimlerin, 6 traktör ve uyumlu mibzerlerle 40 gün içinde tamamlandığını kaydetti.
2026 İÇİN 16 BİN TONLUK ÜRETİM HEDEFİ
Bakım çalışmalarının hasada kadar devam edeceğini belirten Konur, 2026 yılında 77 bin dekar güzlük ekim alanından yaklaşık 10 bin ton arpa ve 6 bin ton buğday üretiminin hedeflendiğini açıkladı. Üretilen sertifikalı tohumların TİGEM bayileri, Tarım Kredi Kooperatifleri ve PANKOBİRLİK aracılığıyla çiftçilere ulaştırıldığı ifade edildi. Uzmanlar, binlerce yıllık tarım geçmişine sahip Malya Ovası’nda kuraklığa dayanıklı çeşitlerle yapılan üretimin, hem bölgesel tarımsal sürdürülebilirlik hem de gıda güvenliği açısından örnek bir model oluşturduğuna dikkat çekiyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE KARŞI YENİ YÖNTEMLER GELİŞTİRİLİYOR
TİGEM Genel Müdürü Hasan Gezginç, küresel iklim değişikliği karşısında Türk tarımının uzun süredir bir dönüşüm içinde olduğunu söyledi. Tarım ve Orman Bakanlığı, bağlı araştırma enstitüleri ve üniversitelerle birlikte yürütülen çalışmalar sonucunda, kuraklığa dayanıklı yeni tohum çeşitlerinin geliştirildiğini belirten Gezginç, “İşletmelerimizde üretilen çeşitlerin yüzde 45’i kuraklığa dayanıklı. Bu da bizim iklim krizine karşı stratejik hazırlığımızın bir göstergesi” diye konuştu.
YÜZDE 99 YERLİ VE MİLLİ TOHUM ÜRETİMİ
TİGEM’in tarımsal bağımsızlık açısından kritik bir rol oynadığına dikkat çeken Gezginç, “Ülkemiz, kendi halkını doyurabilecek kapasitededir. Tarımsal üretim açısından başka ülkelere bağımlı değiliz. Özellikle hububat üretiminde kendi kendine yeten bir ülkeyiz” ifadelerini kullandı.
TİGEM 3,3 MİLYON DEKARDA ÜRETİM YAPIYOR
Türkiye genelinde 17 işletmede toplam 3,3 milyon dekarlık bir alanda faaliyet gösteren TİGEM, dünyanın tek parça en büyük tarımsal işletmelerinden biri olarak tanımlanıyor. Gezginç, “Modern sulama sistemleriyle ancak 1 milyon dekar arazimizi sulayabiliyoruz. Geri kalan üretimimiz yağışa bağlı. Bu yıl da kuraklık ve yer yer don olayları etkili oldu. Geçen yıla kıyasla daha iyi bir üretim sezonu bekliyoruz” dedi.
YAĞIŞ AZLIĞI VERİMLERİ ETKİLİYOR
Bu sezon yağış miktarının yetersiz kalmasının tarım üzerinde olumsuz etkiler yarattığını belirten Gezginç, özellikle İç Anadolu Bölgesi’ndeki işletmelerin bu durumdan fazlasıyla etkilendiğini ifade etti. Ancak ilk hasat göstergelerine göre geçen yılın üzerinde bir verim beklediklerini söyleyerek, uzun yıllar ortalamasına göre kısmi düşüşler yaşansa da genel tablonun umut verici olduğunu kaydetti.
Haber Merkezi
Yorumlar
Kalan Karakter: