Dünyada ve ülkemizde yasanan ekonominin en çarpıcı
özelliklerinden birisi de yoksulluk ve yolsuzlugun evrensel
bir hal almıs olmasıdır.
Kapitalist küresellesme ortaya çıkardıgı bu yeni
yapıda yolsuzluk ve yozlasmayı sistemin bir unsuru haline
getirmistir. Yolsuzluk ve yozlasma genelde düsük gelirli
kesimlerin aleyhine islemekte ve yoksulların daha
fakirlesmesine yol açmaktadır. Bu da gelir esitsizliklerinin
artmasına neden olmaktadır. Gelir esitsizligi derinlestikçe
yoksulluk da hızla artmaktadır. Küresellesen Türkiye
ekonomisi aynı zamanda toplam nüfus içinde yoksulluk
oranı gittikçe artan, gelir dagılımı günden güne bozulan bir
görünüm sergilemektedir. Yolsuzluklar, öncelikle kamusal
mal ve hizmetlere tüm vatandasların esit ulasabilme
olanaklarını yok etmektedir. Yolsuzluk ve yoksulluk salt
ülkemizin sorunu degildir. Gerek gelismis gerekse yoksul
ülkelerin tamamında yolsuzluk olayları gün geçtikçe
artmaktadır. Neoliberalizm is yapabilmek için her türlü
yola basvurmayı mübah görmektedir. Deregülasyon
süreci mevcut düzenlemeleri yok ettiginden adeta hukuk
ve adaletten uzaklasarak, kuralsız bir ortamda
"Kleptokrasi" sistemi gelismeye ve yerlesmeye baslar.
Yolsuzluk, iç ve dıs yatırımları caydırarak, ekonomik
büyümeyi engeller, kamu altyapı tesislerinin kalitesini
düsürür, vergi gelirlerini azaltır ve kamu harcamalarının
yapısını bozar. Ayrıca, yolsuzluk, ekonomik büyümeyi
sınırlayarak, gelir esitsizligini kat kat artırır. Yolsuzluk,
bazılarına digerlerinden daha fazla çıkar sagladıgı ve kamu
kaynaklarının ve hizmetlerinin haksız dagılımına yol açtıgı
için ekonomiyi, yasal ve siyasal düzeni bozar. Sonuç
olarak, yolsuzluk yoksullugu kat kat artırmakta ve
yoksulluk yaratmaktadır.
özelliklerinden birisi de yoksulluk ve yolsuzlugun evrensel
bir hal almıs olmasıdır.
Kapitalist küresellesme ortaya çıkardıgı bu yeni
yapıda yolsuzluk ve yozlasmayı sistemin bir unsuru haline
getirmistir. Yolsuzluk ve yozlasma genelde düsük gelirli
kesimlerin aleyhine islemekte ve yoksulların daha
fakirlesmesine yol açmaktadır. Bu da gelir esitsizliklerinin
artmasına neden olmaktadır. Gelir esitsizligi derinlestikçe
yoksulluk da hızla artmaktadır. Küresellesen Türkiye
ekonomisi aynı zamanda toplam nüfus içinde yoksulluk
oranı gittikçe artan, gelir dagılımı günden güne bozulan bir
görünüm sergilemektedir. Yolsuzluklar, öncelikle kamusal
mal ve hizmetlere tüm vatandasların esit ulasabilme
olanaklarını yok etmektedir. Yolsuzluk ve yoksulluk salt
ülkemizin sorunu degildir. Gerek gelismis gerekse yoksul
ülkelerin tamamında yolsuzluk olayları gün geçtikçe
artmaktadır. Neoliberalizm is yapabilmek için her türlü
yola basvurmayı mübah görmektedir. Deregülasyon
süreci mevcut düzenlemeleri yok ettiginden adeta hukuk
ve adaletten uzaklasarak, kuralsız bir ortamda
"Kleptokrasi" sistemi gelismeye ve yerlesmeye baslar.
Yolsuzluk, iç ve dıs yatırımları caydırarak, ekonomik
büyümeyi engeller, kamu altyapı tesislerinin kalitesini
düsürür, vergi gelirlerini azaltır ve kamu harcamalarının
yapısını bozar. Ayrıca, yolsuzluk, ekonomik büyümeyi
sınırlayarak, gelir esitsizligini kat kat artırır. Yolsuzluk,
bazılarına digerlerinden daha fazla çıkar sagladıgı ve kamu
kaynaklarının ve hizmetlerinin haksız dagılımına yol açtıgı
için ekonomiyi, yasal ve siyasal düzeni bozar. Sonuç
olarak, yolsuzluk yoksullugu kat kat artırmakta ve
yoksulluk yaratmaktadır.