Abdulvahit Güraslan
Hatay’da son bir haftadır yaşananları yazmamak, görmezden gelmek mümkün değil.
Açık konuşayım; bu şehirde uzun yıllardır gazetecilik yapıyorum, sokak sokak geziyorum ama bu ölçekte, bu hızda ve bu eş zamanlılıkta bir çalışmayı Hatay tarihinde kendi adıma ilk kez görüyorum.
Karayolları sahada…
Belediyeler gece gündüz mesaide…
DSİ makineleri aralıksız çalışıyor…
İnşaat firmaları adeta seferberlik ilan etmiş durumda…
Asfaltlama, yol düzenlemeleri, çevre düzenlemeleri, kaldırım çalışmaları, temizlik… Ne ararsanız var. Üstelik sadece gündüz değil; gecenin bir yarısında bile iş makinelerinin sesi Hatay’ın birçok noktasında yankılanıyor.
Şunu net söyleyeyim: Bu manzara insanın içine umut serpiyor.
Ama burada durup sormamız gereken bir soru var.
Neden şimdi?
Aylarca, hatta yıllarca “yapılmıyor” diye eleştirdiğimiz, vatandaşın isyan ettiği sokaklar bir anda nasıl bu kadar hızlandı? Demek ki istenince oluyormuş. Demek ki bahaneler değil, irade eksikmiş.
Bu eleştiri, sahada çalışan emekçilere değil.
Tam tersine…
Gece gündüz demeden çalışan işçilere, operatörlere, mühendislerden şoförlere kadar emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Tozun toprağın içinde, soğuğa ve yorgunluğa rağmen alın teri döken insanların hakkı asla ödenmez.
Ancak bu tabloyu kalıcı hale getirmek zorundayız.
Hatay, bir haftalık makyajı değil, sürdürülebilir hizmeti hak ediyor.
Bugün yapılanlar yarın unutulmamalı.
Bugünkü tempo, yarının istisnası değil standardı olmalı.
Eğer bu gayret devam ederse,
Eğer bu çalışma anlayışı süreklilik kazanırsa,
İşte o zaman Hatay gerçekten ayağa kalkar.
Şimdilik not düşelim:
Son bir haftada yapılanlar takdire şayan.
Emeği geçen herkesin eline, yüreğine sağlık.
Yorumlar
Kalan Karakter: