Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ağustos ayında üretici ve market fiyatları arasındaki farkın yüzde 342,08 ile en fazla patlıcanda görüldüğünü, üreticide 61 kuruş olan patlıcanın, markette 2 lira 70 kuruşa satıldığını bildirdi.
Bayraktar, Ağustos ayı itibarıyla üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını, üretici-market fiyat farklarını, fiyatlardaki değişimlerin nedenlerini açıkladı, üreticinin beklentilerini dile getirdi, yaklaşan pamuk hasadını değerlendirdi.
Market fiyatlarında Ağustos ayında, 6 üründe fiyat değişimi görülmezken, 14 üründe azalma, 18 üründe ise fiyat artışı gerçekleştiğini belirten Bayraktar, şunları söyledi:
-Üretici-market fiyat farkı-
Ağustos ayında üretici ve market fiyatları arasındaki farkın, yüzde 342,08 ile en fazla patlıcanda görüldüğünü vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Patlıcandan sonra fiyat farkı sırasıyla, elmada yüzde 308,33, kuru kayısıda yüzde 307,25 oldu. Bu ürünleri, yüzde 291,85 ile nohut, yüzde 283,20 ile kuru soğan, yüzde 274,94 ile domates, yüzde 268,60 ile sivri biber takip etti.
Patlıcan 4,4 kat, elma ve kuru kayısı 4,1 kat fazlaya tüketiciye ulaşmaktadır. Bu oran, nohutta 3,9, kuru soğanda 3,8, domateste ve sivri biberde 3,7 kattır.
Üreticide, 61 kuruş olan patlıcan 2 lira 70 kuruşa, 1 lira 52 kuruş olan elma 6 lira 21 kuruşa, 10 lira olan kuru kayısı 40 lira 73 kuruşa tüketiciye satılmaktadır.
Yine üreticide, 2 lira 70 kuruş olan nohut 10 lira 58 kuruşa, 50 kuruş olan kuru soğan 1 lira 92 kuruşa, 73 kuruş olan domates 2 lira 72 kuruşa, 98 kuruş olan sivri biber 3 lira 59 kuruşa tüketiciye sunulmaktadır.”
Görüldüğü gibi üretici market fiyatları arasındaki makasta sorun devam ettiğine dikkati çeken Bayraktar, “tarladan markete olan zincirin kısalması, çiftçimizin emeğinin karşılığını alabilmesi, tüketicilerimizin de uygun fiyatla ürün tüketebilmelerinin sağlanmasının yolu kuşkusuz ekonomik örgütlenmeden ve planlı üretimden geçiyor. Üretim planlaması yapılamamasının sıkıntısını düşen fiyatlar nedeniyle üreticilerimiz yaşamaktadır. Her zaman her basın toplantımızda söylüyoruz. Özellikle hem bizim emeğimizin karşılığını alabileceğimiz bir fiyattan üretim yapabilmemiz hem de tüketicinin uygun fiyattan tüketebilmesi planlı üretimden ve ekonomik örgütlerin güçlü olmasından geçiyor. Maalesef bunu yapamıyoruz uzun yıllardır planlamayı da beceremedik. Dolayısıyla üretici örgütlerini de ekonomik manada güçlü hale getiremedik. Bu sorunları da yaşamaya devam ediyoruz” dedi.
-“Doğal afetler üretimi fevkalade olumsuz etkiledi”-
Yine de üreticinin, her türlü zorluğa rağmen bu yıl da üretimini sürdürdüğünü vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu:
“Özellikle bu yıl, doğal afetler, çok sayıda çiftçimizi olumsuz etkilemiştir. Üreticimizin başına gelmeyen kalmadı. Çiftçimiz, aşırı yağıştan, kuraklığa, selden doluya, don afetinden fırtınaya, hortuma, su baskınına kadar ardı arkası kesilmeyen afetlere maruz kaldı. Doğal afetler üretimi fevkalade olumsuz etkiledi. Meydana gelen yağışlar özellikle tarla ürünlerinde ve açıkta yetiştirilen sebze ve meyvelerde hastalık ve zararlıların çoğalmasına, ürün kayıplarına yol açtı.
Doğal afetlerden çok sayıda ilimizde, buğday, arpa, fındık, kırmızı ve yeşil mercimek, nohut, kuru ve yeşil fasulye, zeytin, kayısı, üzüm, elma, armut, Antep fıstığı ve ceviz gibi ürünler olumsuz etkilendi.
Son bir yılda olay bununla da kalmadı. Geçen yıl Nisan ayından itibaren döviz kurlarında yaşanan dalgalanma ve kura bağlı olarak enflasyonda görülen yükselme, çiftçimizi olumsuz etkiledi.
Çiftçimizin kullandığı bütün girdilerde, gübresinden, mazotuna, elektriğinden zirai ilacına, sulama ücretlerinden, tohum, yem fiyatlarına kadar hepsinde yüksek fiyat artışları görüldü.
Fiyatlardaki yıllık artış, gübrede yaklaşık yüzde 60’ın, elektrikte yüzde 76’nın, zirai ilaçta ise yüzde 100’ün üzerinde gerçekleşti.”
-“Üreticimiz mağdur durumdadır”-
Ayrıca tarımsal kredilerde cari faiz oranlarının yükseldiğini çiftçinin finansman maliyetlerinin de arttığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
“Tabii afetlerin üst üste her yıl yaşanması da ertelenen borçların ödenmesini imkansız hale getirmiştir.
Üreticimiz mağdur durumdadır. Borçlu durumdadır.
Dolayısıyla biz bu yıl üreticilerimizin, özellikle doğal afetten etkilenen üreticilerimizin kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasını talep ediyoruz. Çünkü vade süreleri de geldi. Bankalar da alacaklarını tahsil etmeye çalışıyorlar. Üreticilerimizden bize çok yoğun talep var. Borçlarının bir kararname ile tekrar yapılandırılmasını talep ediyorlar.
Üstelik, 31 Aralık 2018 tarihi itibarıyla takip hesaplarında izlenen tarımsal kredi borçları ile çeşitli afetlerden yüzde 30’un üzerinde zarar gören çiftçilerimizin yapılandırılan borçlarının ilk taksit ödemelerinin Ekim ayında yapılacak olması çiftçimizi zorlayacaktır.
2019 yılı içinde yaşanan afetlerden etkilenen çiftçilerimizin kredi borçlarının ertelenmesini sağlayacak kararname çıkarılmalıdır. Çiftçimize yeni finansman imkanı verilmelidir.
Girdi fiyatları makul seviyelere çekilmelidir.
Destekler artırılmalıdır.” (Haber Merkezi)
Bayraktar, Ağustos ayı itibarıyla üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını, üretici-market fiyat farklarını, fiyatlardaki değişimlerin nedenlerini açıkladı, üreticinin beklentilerini dile getirdi, yaklaşan pamuk hasadını değerlendirdi.
Market fiyatlarında Ağustos ayında, 6 üründe fiyat değişimi görülmezken, 14 üründe azalma, 18 üründe ise fiyat artışı gerçekleştiğini belirten Bayraktar, şunları söyledi:
-Üretici-market fiyat farkı-
Ağustos ayında üretici ve market fiyatları arasındaki farkın, yüzde 342,08 ile en fazla patlıcanda görüldüğünü vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Patlıcandan sonra fiyat farkı sırasıyla, elmada yüzde 308,33, kuru kayısıda yüzde 307,25 oldu. Bu ürünleri, yüzde 291,85 ile nohut, yüzde 283,20 ile kuru soğan, yüzde 274,94 ile domates, yüzde 268,60 ile sivri biber takip etti.
Patlıcan 4,4 kat, elma ve kuru kayısı 4,1 kat fazlaya tüketiciye ulaşmaktadır. Bu oran, nohutta 3,9, kuru soğanda 3,8, domateste ve sivri biberde 3,7 kattır.
Üreticide, 61 kuruş olan patlıcan 2 lira 70 kuruşa, 1 lira 52 kuruş olan elma 6 lira 21 kuruşa, 10 lira olan kuru kayısı 40 lira 73 kuruşa tüketiciye satılmaktadır.
Yine üreticide, 2 lira 70 kuruş olan nohut 10 lira 58 kuruşa, 50 kuruş olan kuru soğan 1 lira 92 kuruşa, 73 kuruş olan domates 2 lira 72 kuruşa, 98 kuruş olan sivri biber 3 lira 59 kuruşa tüketiciye sunulmaktadır.”
Görüldüğü gibi üretici market fiyatları arasındaki makasta sorun devam ettiğine dikkati çeken Bayraktar, “tarladan markete olan zincirin kısalması, çiftçimizin emeğinin karşılığını alabilmesi, tüketicilerimizin de uygun fiyatla ürün tüketebilmelerinin sağlanmasının yolu kuşkusuz ekonomik örgütlenmeden ve planlı üretimden geçiyor. Üretim planlaması yapılamamasının sıkıntısını düşen fiyatlar nedeniyle üreticilerimiz yaşamaktadır. Her zaman her basın toplantımızda söylüyoruz. Özellikle hem bizim emeğimizin karşılığını alabileceğimiz bir fiyattan üretim yapabilmemiz hem de tüketicinin uygun fiyattan tüketebilmesi planlı üretimden ve ekonomik örgütlerin güçlü olmasından geçiyor. Maalesef bunu yapamıyoruz uzun yıllardır planlamayı da beceremedik. Dolayısıyla üretici örgütlerini de ekonomik manada güçlü hale getiremedik. Bu sorunları da yaşamaya devam ediyoruz” dedi.
-“Doğal afetler üretimi fevkalade olumsuz etkiledi”-
Yine de üreticinin, her türlü zorluğa rağmen bu yıl da üretimini sürdürdüğünü vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu:
“Özellikle bu yıl, doğal afetler, çok sayıda çiftçimizi olumsuz etkilemiştir. Üreticimizin başına gelmeyen kalmadı. Çiftçimiz, aşırı yağıştan, kuraklığa, selden doluya, don afetinden fırtınaya, hortuma, su baskınına kadar ardı arkası kesilmeyen afetlere maruz kaldı. Doğal afetler üretimi fevkalade olumsuz etkiledi. Meydana gelen yağışlar özellikle tarla ürünlerinde ve açıkta yetiştirilen sebze ve meyvelerde hastalık ve zararlıların çoğalmasına, ürün kayıplarına yol açtı.
Doğal afetlerden çok sayıda ilimizde, buğday, arpa, fındık, kırmızı ve yeşil mercimek, nohut, kuru ve yeşil fasulye, zeytin, kayısı, üzüm, elma, armut, Antep fıstığı ve ceviz gibi ürünler olumsuz etkilendi.
Son bir yılda olay bununla da kalmadı. Geçen yıl Nisan ayından itibaren döviz kurlarında yaşanan dalgalanma ve kura bağlı olarak enflasyonda görülen yükselme, çiftçimizi olumsuz etkiledi.
Çiftçimizin kullandığı bütün girdilerde, gübresinden, mazotuna, elektriğinden zirai ilacına, sulama ücretlerinden, tohum, yem fiyatlarına kadar hepsinde yüksek fiyat artışları görüldü.
Fiyatlardaki yıllık artış, gübrede yaklaşık yüzde 60’ın, elektrikte yüzde 76’nın, zirai ilaçta ise yüzde 100’ün üzerinde gerçekleşti.”
-“Üreticimiz mağdur durumdadır”-
Ayrıca tarımsal kredilerde cari faiz oranlarının yükseldiğini çiftçinin finansman maliyetlerinin de arttığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
“Tabii afetlerin üst üste her yıl yaşanması da ertelenen borçların ödenmesini imkansız hale getirmiştir.
Üreticimiz mağdur durumdadır. Borçlu durumdadır.
Dolayısıyla biz bu yıl üreticilerimizin, özellikle doğal afetten etkilenen üreticilerimizin kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasını talep ediyoruz. Çünkü vade süreleri de geldi. Bankalar da alacaklarını tahsil etmeye çalışıyorlar. Üreticilerimizden bize çok yoğun talep var. Borçlarının bir kararname ile tekrar yapılandırılmasını talep ediyorlar.
Üstelik, 31 Aralık 2018 tarihi itibarıyla takip hesaplarında izlenen tarımsal kredi borçları ile çeşitli afetlerden yüzde 30’un üzerinde zarar gören çiftçilerimizin yapılandırılan borçlarının ilk taksit ödemelerinin Ekim ayında yapılacak olması çiftçimizi zorlayacaktır.
2019 yılı içinde yaşanan afetlerden etkilenen çiftçilerimizin kredi borçlarının ertelenmesini sağlayacak kararname çıkarılmalıdır. Çiftçimize yeni finansman imkanı verilmelidir.
Girdi fiyatları makul seviyelere çekilmelidir.
Destekler artırılmalıdır.” (Haber Merkezi)