Toprağa Değil, Kalbimize Emanet Ettik: Şehitlerimizi Uğurladık!Türkiye’nin dört bir yanında aynı acı, aynı gurur… Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde görev yaparken metan gazına maruz kalmaları sonucu şehit düşen kahraman Mehmetçiklerimiz, memleketlerine dualarla, gözyaşlarıyla, asker selamlarıyla uğurlandı. Peki, sadece birer tören miydi yaşananlar? Hayır… Her biri bir veda, her biri bir söz, her biri bu milletin yüreğine kazınmış destanın devamıydı.
İzmir’den Malatya’ya, Ordu’dan İstanbul’a kadar 12 kahraman şehidimiz, vatan topraklarına emanet edildi. Üsteğmen Ege Akar, baba ocağında gözyaşları içinde uğurlandı. Annesinin feryadı “Oğlumu son kez doya doya görmek istiyorum” sözleriyle yankılandı. Gaziemir’de binlerce yürek, aynı anda dua etti. Ege Akar, Kadifekale Hava Şehitliği’nde toprağa verildi; ama aslında hepimizin kalbine kazındı.Malatya’da Teğmen Furkan Sert için düzenlenen törende baba ocağının sessizliği, tekbirlerle bölündü. Baba Hikmet Sert’in evladının tabutuna sarılarak “Ben seni ne çok seviyormuşum Furkan” diye fısıldaması, törene katılanların boğazını düğümledi.Manisa’da Astsubay Fikret Mangura'nın 6 yaşındaki kızı babasının beresiyle törene katıldı. Dedesinin tekerlekli sandalyeyle geldiği törende, yürekler bir kez daha burkuldu. Her biri arkasında bir hikâye, bir hayat, bir umut bıraktı.Kayseri’de, Ordu’da, Bitlis’te, Balıkesir’de… Her şehir aynı cümleyi söyledi: “Bu evlatlar artık sadece bizim değil, bu milletin evladı.” Enver Yaman’ın küçük kızı çiçek bırakırken, Özkan Özkanlı’nın dedesi tabuta sarılıp “Cennet kokuyor burası” dedi. İstanbul’da Ahmet Gültekin’in cenazesinde ablasının fenalaşması, acının ne kadar derin olduğunu bir kez daha gösterdi.Peki bu veda törenleri bize ne anlatıyor? Yalnızca birer cenaze değil bunlar… Bunlar milletin omuz omuza verip evlatlarını uğurladığı, şehitlik kavramının ne demek olduğunu yeniden idrak ettiği anlar. Her bir selam, her bir tekbir, bu toprakların kolay vatan olmadığını hatırlatıyor bize.ABDULVAHİT GÜRASLAN
