Planlı yaşayabilmek.. Olması gereken gerçek. Kişiden kişiye değişen, fakat düzenin de beraberinde başarıyı getirdiği gerçeğini kabul edenlerin, kendi düzensizliğini düzen sayanların, aslında bir defter ve kalem ile koca seneleri planlayanların öyküsü.
Planlı yaşamak aslında bu hızla akıp giden zamanla bize sadece yardımcı olacak, öngörüler ile önümüzü görebilme imkanı sağlayabilecek, olur olmadık sürprizlere karşı hazırlıklı olmamızı sağlayarak belki de kendimize ettiğimiz en büyük yardımlarımızdan olacak.
Birçok insan var ki ne zaman nerede olacağını, ne yiyeceğini, nasıl ve ne şekilde orada olması gerektiğini bizzat planlayan, dakikliği ile göz dolduran, çalışkanlığını başarı ile taçlandırdıktan sonra bunu aslında planlı yaşamına bağlayan, tavsiyelerde bulunmaktan geri durmayanlarımız etrafımızda elbette vardır. Bu planlı yaşam alışkanlık haline geldiğinde bazen çıldırtacak hal bile alabilir sanırım. Çünkü herkes için bu planlı yaşam vazgeçilmez bir realite değildir elbette.
Düzenin akışına kapılıp gidenlerimiz, ne olursa yaşayanlarımız, “anı yaşamak” ritüellerini gerçekleştirmekten korkmayanlarımız.
Kimine göre göre yoğun bir plan altında yaşamak korkaklık iken kimine göre ise yaşam tarzı, herkesin yapmasının mümkün olmadığı bir şey..
Derseniz ki bu bir kere geldiğimiz dünyada her şeyim planlı olacak diye bu kadar yıpranmaya bu kadar yorulmaya gerek var mı gayet tartışmaya açık bir konu elbette.
Ama insanoğlunda şu da var ki dengeyi tutturamayız biz, elbette bir yerde o kantarın topuzu kaçar, ya çok olanı yaparız isteriz ya da koca bir hiç olup gelişine yaşayıp buna yaşam tarzı deriz.
Planımızın da plansızlığımız da hep bir sebebi vardır. Ya yaşayacak kadar cesuruzdur, korkmayız ya da yaşamayı yaşamak kılmak için plan yaparız, programlı yaşarız ve bu da her yiğidin harcı olmaz hani. Hep beylik laflar eder, işimizi kitabına uydururuz. Kimse bu şekilde yaşamayı –ki adına ne dersen de- sen seçmişsin - iyi veya kötü- her neyse senin bileceğin demez, diyemez. Dilimizin kemiği buna müsaade etmez. Bize terstir bu.. İlla biz biliriz, biz yaşamız oluruz, yapmış oluruz ama deriz lafımızı peşine de gene de sen bilirsin amaları da eklemeleri ihmal etmeyiz.
Planlı yaşamak derken nerelere geldik.
Planlı yaşamak isterseniz de şayet önce bu güne kadar nasıl yaşadığınıza bir bakın, tanıyın, sonra da nasıl plan yapsam yaşarım deyin kendinize.. Her kılıf, her insanda durmaz.. Her planlı yaşamda hepimizde olmaz.
Planlı yaşamak aslında bu hızla akıp giden zamanla bize sadece yardımcı olacak, öngörüler ile önümüzü görebilme imkanı sağlayabilecek, olur olmadık sürprizlere karşı hazırlıklı olmamızı sağlayarak belki de kendimize ettiğimiz en büyük yardımlarımızdan olacak.
Birçok insan var ki ne zaman nerede olacağını, ne yiyeceğini, nasıl ve ne şekilde orada olması gerektiğini bizzat planlayan, dakikliği ile göz dolduran, çalışkanlığını başarı ile taçlandırdıktan sonra bunu aslında planlı yaşamına bağlayan, tavsiyelerde bulunmaktan geri durmayanlarımız etrafımızda elbette vardır. Bu planlı yaşam alışkanlık haline geldiğinde bazen çıldırtacak hal bile alabilir sanırım. Çünkü herkes için bu planlı yaşam vazgeçilmez bir realite değildir elbette.
Düzenin akışına kapılıp gidenlerimiz, ne olursa yaşayanlarımız, “anı yaşamak” ritüellerini gerçekleştirmekten korkmayanlarımız.
Kimine göre göre yoğun bir plan altında yaşamak korkaklık iken kimine göre ise yaşam tarzı, herkesin yapmasının mümkün olmadığı bir şey..
Derseniz ki bu bir kere geldiğimiz dünyada her şeyim planlı olacak diye bu kadar yıpranmaya bu kadar yorulmaya gerek var mı gayet tartışmaya açık bir konu elbette.
Ama insanoğlunda şu da var ki dengeyi tutturamayız biz, elbette bir yerde o kantarın topuzu kaçar, ya çok olanı yaparız isteriz ya da koca bir hiç olup gelişine yaşayıp buna yaşam tarzı deriz.
Planımızın da plansızlığımız da hep bir sebebi vardır. Ya yaşayacak kadar cesuruzdur, korkmayız ya da yaşamayı yaşamak kılmak için plan yaparız, programlı yaşarız ve bu da her yiğidin harcı olmaz hani. Hep beylik laflar eder, işimizi kitabına uydururuz. Kimse bu şekilde yaşamayı –ki adına ne dersen de- sen seçmişsin - iyi veya kötü- her neyse senin bileceğin demez, diyemez. Dilimizin kemiği buna müsaade etmez. Bize terstir bu.. İlla biz biliriz, biz yaşamız oluruz, yapmış oluruz ama deriz lafımızı peşine de gene de sen bilirsin amaları da eklemeleri ihmal etmeyiz.
Planlı yaşamak derken nerelere geldik.
Planlı yaşamak isterseniz de şayet önce bu güne kadar nasıl yaşadığınıza bir bakın, tanıyın, sonra da nasıl plan yapsam yaşarım deyin kendinize.. Her kılıf, her insanda durmaz.. Her planlı yaşamda hepimizde olmaz.