Koronavirüs pandemisi çocukların ekran sürelerini önemli ölçüde artırdı. “Dijital Medya ve Çocuk” projesini yürüten BİLGİ Medya Bölümü Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Esra Ercan Bilgiç’e göre dijital medya kullanımında 12 yaş sınırı çok önemli. Bilgiç, yapılan bir ankette pandemi öncesine göre çocuklarda ekran süresi yüzde 500 arttı diyor
Koronavirüs ile eve kapanan çocuklar yetişkinler kadar bu durumdan etkileniyor ve dış dünyayla online mecralar üzerinden ilişki kuruyor. Yapılan araştırmalar pandeminin neden olduğu sosyal izolasyon sürecinde çocukların ekran sürelerinin önemli ölçüde arttığını gösteriyor. Bu süreçte çocukların dijital medya kullanımında doğru yönlendirilebilmeleri için dikkat edilmesi gerekenleri 2016 yılından bu yana “Dijital Medya ve Çocuk” projesini yürüten ve bu alanda araştırmalar yapan BİLGİ Medya Bölümü Öğr. Üyesi Dr. Esra Ercan Bilgiç ile konuştuk. Bilgiç, özellikle gözetilmesi gereken yaş sınırının 12 ve altı olduğuna dikkat çekerek dünya çapında kabul gören 3, 6, 9, 12 kuralını hep akılda tutmakta fayda olduğunu söylüyor.
UNICEF'in verilerine göre dünya çapında 1,5 milyar çocuğun pandemi nedeniyle okulda uzak kaldığını belirten Bilgiç, “Bunların büyük çoğunluğu dijital ortamda eğitim almaya ve sosyalleşmeye başladı. Farklı ülkelerde yapılan farklı araştırmalar var. Örneğin Quostudio araştırması verilerine göre çocukların online aktivitelerle geçirdikleri zaman pandemi öncesine göre yüzde 100'den fazla artmış durumda. Hatta ParentsTogether Vakfı’nın üç bin ebeveynle gerçekleştirdiği bir anket, pandemi sonrasında ekran süresindeki artışın yüzde 500 olduğunu gösteriyor. UNICEF, WHO, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) gibi bazı kuruluşlar artan ekran süresiyle birlikte artan çevrimiçi risklere dikkat çekiyor. BM verilerine göre, ABD'de 2019'da çocukların cinsel istismarına yönelik yaklaşık 70 milyon görsel ve video tespit edilmişken, bu oranın pandemi sonrasında hızla artışa geçtiği belirtiliyor” dedi.
Koronavirüs pandemisi sürecinde çocukların dijital medya ile kurdukları ilişki nasıl değişiyor? Ebeveynler bu süreçte nasıl bir tutum sergilemeli?
Tüm dünyada çocuklar dijital medyayı özellikle sosyalleşmek için daha fazla kullanıyorlar. Çocukların dijital medya kullanımına ilişkin benimsediğimiz temel prensipleri elden bırakmadan, katı sınırlamaları biraz esnetmemiz gerektiğini düşünüyorum. Özellikle ekran süresinin kısıtlanması konusunda… Bunu yaparken gözetmemiz gereken iki temel nokta var. Birincisi, daha fazla çocuğun online olmasıyla dijital dünyada çocukların maruz kalabilecekleri riskler de artmış durumda. Bu riskler konusunda çocukları bilinçlendirmek her zamankinden daha önemli. İkincisi ise dijital medyanın çocuklar için sunduğu fırsatlardan yararlanmamız gerekiyor. Dünyada yapılan araştırmalar çocukların dijital dünyada en çok bağ kurmayı, arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirebilmeyi sevdiğini ortaya koyuyor. Bunu içinde bulunduğumuz süreçte önemsemeliyiz. Youtube’un başında pasif bir izleyici olarak vakit geçirmeleri yerine, dijital medya araçlarını arkadaşlıklarını sürdürebilecekleri, yaratıcılıklarını geliştirecekleri, aktif olabilecekleri şekilde kullanabilmelerini sağlamalıyız. Riskleri daha fazla göz önünde bulundurarak, çocukların dijital medyanın sunduğu fırsatlardan yararlanmalarını kontrollü bir şekilde teşvik etmemiz gereken bir dönemdeyiz.
Koronavirüs ile eve kapanan çocuklar yetişkinler kadar bu durumdan etkileniyor ve dış dünyayla online mecralar üzerinden ilişki kuruyor. Yapılan araştırmalar pandeminin neden olduğu sosyal izolasyon sürecinde çocukların ekran sürelerinin önemli ölçüde arttığını gösteriyor. Bu süreçte çocukların dijital medya kullanımında doğru yönlendirilebilmeleri için dikkat edilmesi gerekenleri 2016 yılından bu yana “Dijital Medya ve Çocuk” projesini yürüten ve bu alanda araştırmalar yapan BİLGİ Medya Bölümü Öğr. Üyesi Dr. Esra Ercan Bilgiç ile konuştuk. Bilgiç, özellikle gözetilmesi gereken yaş sınırının 12 ve altı olduğuna dikkat çekerek dünya çapında kabul gören 3, 6, 9, 12 kuralını hep akılda tutmakta fayda olduğunu söylüyor.
UNICEF'in verilerine göre dünya çapında 1,5 milyar çocuğun pandemi nedeniyle okulda uzak kaldığını belirten Bilgiç, “Bunların büyük çoğunluğu dijital ortamda eğitim almaya ve sosyalleşmeye başladı. Farklı ülkelerde yapılan farklı araştırmalar var. Örneğin Quostudio araştırması verilerine göre çocukların online aktivitelerle geçirdikleri zaman pandemi öncesine göre yüzde 100'den fazla artmış durumda. Hatta ParentsTogether Vakfı’nın üç bin ebeveynle gerçekleştirdiği bir anket, pandemi sonrasında ekran süresindeki artışın yüzde 500 olduğunu gösteriyor. UNICEF, WHO, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) gibi bazı kuruluşlar artan ekran süresiyle birlikte artan çevrimiçi risklere dikkat çekiyor. BM verilerine göre, ABD'de 2019'da çocukların cinsel istismarına yönelik yaklaşık 70 milyon görsel ve video tespit edilmişken, bu oranın pandemi sonrasında hızla artışa geçtiği belirtiliyor” dedi.
Koronavirüs pandemisi sürecinde çocukların dijital medya ile kurdukları ilişki nasıl değişiyor? Ebeveynler bu süreçte nasıl bir tutum sergilemeli?
Tüm dünyada çocuklar dijital medyayı özellikle sosyalleşmek için daha fazla kullanıyorlar. Çocukların dijital medya kullanımına ilişkin benimsediğimiz temel prensipleri elden bırakmadan, katı sınırlamaları biraz esnetmemiz gerektiğini düşünüyorum. Özellikle ekran süresinin kısıtlanması konusunda… Bunu yaparken gözetmemiz gereken iki temel nokta var. Birincisi, daha fazla çocuğun online olmasıyla dijital dünyada çocukların maruz kalabilecekleri riskler de artmış durumda. Bu riskler konusunda çocukları bilinçlendirmek her zamankinden daha önemli. İkincisi ise dijital medyanın çocuklar için sunduğu fırsatlardan yararlanmamız gerekiyor. Dünyada yapılan araştırmalar çocukların dijital dünyada en çok bağ kurmayı, arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirebilmeyi sevdiğini ortaya koyuyor. Bunu içinde bulunduğumuz süreçte önemsemeliyiz. Youtube’un başında pasif bir izleyici olarak vakit geçirmeleri yerine, dijital medya araçlarını arkadaşlıklarını sürdürebilecekleri, yaratıcılıklarını geliştirecekleri, aktif olabilecekleri şekilde kullanabilmelerini sağlamalıyız. Riskleri daha fazla göz önünde bulundurarak, çocukların dijital medyanın sunduğu fırsatlardan yararlanmalarını kontrollü bir şekilde teşvik etmemiz gereken bir dönemdeyiz.