Arsuz ilçesinde kadınlar Halk eğitim Merkezi’nin açtığı kursa katılarak burada palmiye ağaçlarının yapraklarını işleyerek gelir kapısı haline getiriyorlar.
Akdeniz’in neredeyse her caddesini süsleyen simgesi haline gelen Palmiye ağaçları sık sık budanarak bakıma alınır. Bakım sonrası palmiye ağaçlarının budanan dalları çöpe gider. Arsuz Halk Eğitim Merkezi müdürlüğü bu çöpe giden palmiyeleri geliştirdiği proje ile ülke ekonomisine katmaya başladı.
Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan kurslara katılan kadınlar, merkeze getirilen palmiye yapraklarını el emeği göz nuru dökerek şekillendirip paraya çeviriyorlar.
Kurs eğitmeni Azize Alay, otuza yakın kadın kursiyerinin palmiye yapraklarıyla, sepet, hasır, çanta, çaydanlık ve tencere altlığı gibi çeşitli ürünleri ürettiklerini belirterek “Palmiye yaprakları burada örgü şekline getirilmek için önce istenilen kalınlıkta bulunduğu yerden ayrılarak suda ıslatılır ve örgü şekline getirilir. Daha sonra yapılmak istenen sepet nihale gibi ürünler için örülmeye başlanır. Yani biz atıl bir malzemeyi değerlendiriyoruz” dedi.
Doğal bir ürün ile ürettikleri için yapılan ürünlere talebin çok olduğunu vurgulayan Eğitmen Azize Alay “En çok yıllar öncesinden bir gelenek olan ve yufka ekmeğin altına konulan çimen üretiyoruz. Nihale, Tencere altı sepetler öncelikli yapılanlar. Yulaf sapı ile mesela bu sepeti yaptık. Ancak yulaf sapı bulamıyoruz bayağı bir sıkıntı eskisi gibi yulaf sapından üretim yapamıyoruz. Bu ürettiklerimizi şuanda kendi çevremize satıyoruz. Talep görüyor. Amacımız daha geniş pazarlara üretilenleri satabilmek. Fiyatlarımızda çok uygun 25 tl den 60 tl ye kadar bu ürünleri satıyoruz. Bunları yapanlar ev hanımı olduğu için evinden, eşinden çocuğundan zaman kaldığı süre içerisinde yaptıkları için normal üretim süresinden biraz uzun sürüyor” şeklinde konuştu.
Yeni öğrenen kursiyerler severek yaptıkları bir iş olduğundan hem de ev ekonomisine katkıda bulunmaktan dolayı çok mutlu oldukların söylediler.
Hamilelik döneminde kurslara başladığını ve şimdide çocuk arabasında uyuyan çocuğu ile kurslara devam ettiğini ifade eden bir çocuk annesi kadın kursiyer de, “Severek kurslara geldim ve öğrendim sepet yapıyorum. Ev işleri ve eşimden kalan zamanda burada çocuğumla birlikte gelip çalışıyorum. Ürettiğimi satınca da aile bütçemize katkıda bulunuyorum” diye konuştu.
Arsuz Halk Eğitim Merkezi Müdürü Muammer Onay 2019-2020 eğitim öğretim yılı programı çerçevesinde bünyelerinde yetmiş civarında kurs bulunduğunu, bu kurslardan en özgün olanının da sepet örücülüğü olduğunu söyledi.
HEM Müdürü Onay unutulmaya yüz tutmuş çalışmalardan bir şey ortaya çıkartmak üzere bu kursu açmaya karar verdiklerini sözlerine ekleyerek şöyle konuştu: “Sepet örücülük kursu yörede elli yüz yıl öncesine dayanan bir kültürü var yapmanlar için bir ekmek kapısı olmuş. Ama günümüzde çok farklı maddelerle üretim olunca sepet örücülüğü rağbet görmez duruma gelmiş. Biz yeni yeni tekrar tanıtıyor ve gün yüzüne çıkartıyoruz. Şuanda kursiyerlerimizin ürettiği bu ürünler hem ekonomik bir değer kazanıyor. Ailenin geçimine bir katkı sağlıyor. Hem de gelecek kuşaklara bu sanatı öğretme adına yapıyoruz çok güzel sonuçlar alacağımızı umuyorum. İleride tamamen üretime dönük bir atölye haline gelmesini sağlayacağız.” dedi.(Haber Merkezi)
Akdeniz’in neredeyse her caddesini süsleyen simgesi haline gelen Palmiye ağaçları sık sık budanarak bakıma alınır. Bakım sonrası palmiye ağaçlarının budanan dalları çöpe gider. Arsuz Halk Eğitim Merkezi müdürlüğü bu çöpe giden palmiyeleri geliştirdiği proje ile ülke ekonomisine katmaya başladı.
Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan kurslara katılan kadınlar, merkeze getirilen palmiye yapraklarını el emeği göz nuru dökerek şekillendirip paraya çeviriyorlar.
Kurs eğitmeni Azize Alay, otuza yakın kadın kursiyerinin palmiye yapraklarıyla, sepet, hasır, çanta, çaydanlık ve tencere altlığı gibi çeşitli ürünleri ürettiklerini belirterek “Palmiye yaprakları burada örgü şekline getirilmek için önce istenilen kalınlıkta bulunduğu yerden ayrılarak suda ıslatılır ve örgü şekline getirilir. Daha sonra yapılmak istenen sepet nihale gibi ürünler için örülmeye başlanır. Yani biz atıl bir malzemeyi değerlendiriyoruz” dedi.
Doğal bir ürün ile ürettikleri için yapılan ürünlere talebin çok olduğunu vurgulayan Eğitmen Azize Alay “En çok yıllar öncesinden bir gelenek olan ve yufka ekmeğin altına konulan çimen üretiyoruz. Nihale, Tencere altı sepetler öncelikli yapılanlar. Yulaf sapı ile mesela bu sepeti yaptık. Ancak yulaf sapı bulamıyoruz bayağı bir sıkıntı eskisi gibi yulaf sapından üretim yapamıyoruz. Bu ürettiklerimizi şuanda kendi çevremize satıyoruz. Talep görüyor. Amacımız daha geniş pazarlara üretilenleri satabilmek. Fiyatlarımızda çok uygun 25 tl den 60 tl ye kadar bu ürünleri satıyoruz. Bunları yapanlar ev hanımı olduğu için evinden, eşinden çocuğundan zaman kaldığı süre içerisinde yaptıkları için normal üretim süresinden biraz uzun sürüyor” şeklinde konuştu.
Yeni öğrenen kursiyerler severek yaptıkları bir iş olduğundan hem de ev ekonomisine katkıda bulunmaktan dolayı çok mutlu oldukların söylediler.
Hamilelik döneminde kurslara başladığını ve şimdide çocuk arabasında uyuyan çocuğu ile kurslara devam ettiğini ifade eden bir çocuk annesi kadın kursiyer de, “Severek kurslara geldim ve öğrendim sepet yapıyorum. Ev işleri ve eşimden kalan zamanda burada çocuğumla birlikte gelip çalışıyorum. Ürettiğimi satınca da aile bütçemize katkıda bulunuyorum” diye konuştu.
Arsuz Halk Eğitim Merkezi Müdürü Muammer Onay 2019-2020 eğitim öğretim yılı programı çerçevesinde bünyelerinde yetmiş civarında kurs bulunduğunu, bu kurslardan en özgün olanının da sepet örücülüğü olduğunu söyledi.
HEM Müdürü Onay unutulmaya yüz tutmuş çalışmalardan bir şey ortaya çıkartmak üzere bu kursu açmaya karar verdiklerini sözlerine ekleyerek şöyle konuştu: “Sepet örücülük kursu yörede elli yüz yıl öncesine dayanan bir kültürü var yapmanlar için bir ekmek kapısı olmuş. Ama günümüzde çok farklı maddelerle üretim olunca sepet örücülüğü rağbet görmez duruma gelmiş. Biz yeni yeni tekrar tanıtıyor ve gün yüzüne çıkartıyoruz. Şuanda kursiyerlerimizin ürettiği bu ürünler hem ekonomik bir değer kazanıyor. Ailenin geçimine bir katkı sağlıyor. Hem de gelecek kuşaklara bu sanatı öğretme adına yapıyoruz çok güzel sonuçlar alacağımızı umuyorum. İleride tamamen üretime dönük bir atölye haline gelmesini sağlayacağız.” dedi.(Haber Merkezi)
