Hatay’da iş ve siyaset dünyasının tanınmış simalarından Nafiz Özcan, Hatay’ın kaybedecek vaktinin olmadığını belirtti.
Her gün kent yollarını aşındıran bakan ve bürokratların vali başta olmak üzere tüm belediye başkanları ve kurum amirleri ile birlikte kentte programlar düzenlemesi hizmetlerde aksamaya neden olduğunun altını çizen Özcan, Hatay’ın hizmete ihtiyacı olduğu dönemde gereksiz vakit kaybının yaşanmaması adına bu duruma çözüm bulunmasını istedi. Özcan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi; “Kesinlikle art niyetle sormuyorum. Sadece merek ediyorum. Sayın bakanlarımız defalarca gelip gidiyor. Hatay’da yapılacaklar belli değil mi? Geldiklerinde başta valimiz olmak üzere tüm bürokratlar, belediye başkanları seferber oluyor. Bunlar iş ve zaman kaybına sebebiyet vermiyor mu? Sayın bakanlarımız ve yardımcıları bugüne kadar ne yapılacağını tespit edemediler mi? Burada bakanlığın ve Cumhurbaşkanının temsilcileri yok mu? Onlar yapılanları, yapılmayanları yapılacakları rapor edip bildirmiyorlar mı? Ben inşaat sektöründeki bir kişi olarak daha kendi hissedar olduğumuz arsaların bile tam olarak akıbetini bilmiyorum.
“HATAY’IN EVLATLARI İŞSİZKEN İHALELER YABANCILARA GİDİYOR”
Onlarca kez aynı bakan ve yardımcıları gelip gidiyor. Devletimizin yetişemediği, imkanı olan kişiler yaptırdıkları prefabriklere elektrik ve su alamıyorlar. İşyerleri yerle bir olanlar gelir getirecek bir işyerine sahip değiller. Devlet mağduriyet ve harabe olmuşluğa göre bir vergi muafiyeti, teşvik vb. getirmedi. Beyanname ve ödeme sürelerini uzattı. Çalışamayan, üretemeyen, bir geliri olmayan esnafımız için süreyi uzatsan ne değişecek uzatmasan ne olacak. Çoğu bölgelerimiz susuz. Elektrik kesintileri can bezdirmiş ama EDS kurduk, Hatay’ın tüm sorunları çözüldü hız kontrolü yapıyoruz. Şehrin görüntüsü Bangladeş’i geçmiş, kavşaklardaki rezalet çekilmez hal almış. Ama eskortlar eşliğinde bakanlarımız gelip gidiyor. İhaleler yabancı firmalara veriliyor, mağdur olmuş bu şehrin evlatları sürünüyor. Bazıları komisyon ödeyerek ancak alt taşeron olarak iş alabiliyor. Memleket çocukları görevden alınıyor, pervasız bürokrat pişkince kabadayılığına devam ediyor. Çok sabrettik, sabretmeye devam ediyoruz. Allah sonumuzu hayırlı kılsın. Fıkradaki duruma az kaldı. Hani adamın biri arkadaşına şemsiye tutmuş ve başlamış söylenmeye, sana şemsiye tutmasaydım söyle ıslanırdın böyle ıslanırdın diye sonunda adam bir gölün kenarından geçerken göle atlamış ve şemsiye tutana dönerek ulan bundan daha fazla mı ıslanacağım demiş. Anlayanlara saygılarımla.”
ABDULVAHİT GÜRASLAN
