Ön yargı, bir kişi ya da olaya ilişkin yeterli bir bilgi edinmeden, önceden , peşin bir bir karara varmış olma durumudur. Toplumun küçüklükten itibaren kulağımıza fısıldadığı her kelime ve sunduğu her resim, önyargımızın temel taşlarıdır. Ön yargı, insanların düşüncesizliğine bir kılıftır. En adaletsiz yargı ön yargıdır.
Ön yargı bireylere, düşüncelere, belirli bir insan topluluğuna ya da nesnelere ilişkin olabilir .Önyargılar kişinin, topluluğun ve nesnenin karşısında olmak yada yanında olmak biçiminde ortaya çıkabilir. Ama genellikle olumsuz, yani karşı olmak biçimi ağır basar. Önyargılar bazen da acele karar vermekten kaynaklanır . Bir iki tecrübeden hemen genel geçer bir hüküm çıkartılır. Bir elma yersiniz ekşi,sulu,kokulu ve tatlı gibi birçok izlenime sahip olursunuz. Fakat her elma aynı değildir. Bir çok insan birbirine elma muamelesi yapar ve sonunda yargılar oluşmadan önyargılar oluşur.
Eğer ön yargılar davranışa dönüşür ise, artık bunun adı dışlamadır. Yani önyargı bir tutum, dışlama ise bir davranıştır. Ön yargı bazen belli gerekçelere ve ön bilgilere dayansa da ,haklı gerekçesi olmadan diğerlerinin kötü olduğunu düşünmek, önyargının nefret boyutudur. Önyargı bir taraf tutma biçimidir. Sakız gibidir,bir kez bulaştı mı uzar gider, yapışır kalır ve çok şişerse suratınıza patlar.
Ön yargıların baskın olduğu toplumlarda, kendini ifade edebilmek kurak topraklarda gül yetiştirmekten daha zordur. Dünya üzerinde oynanan çok sinsi ve egoist politikalar toplumların belli olaylara karşı önyargılı olmaları için her yolu denemekten çekinmemektedir. Toplamı önyargılı kişilerden oluşan böyle toplumlar, bir tür esir kampındadırlar.Yüz yıl önce ne ise bugün de böyledir. Yüz yıl sonra da böyle olacaktır. Zihnimiz böyle empoze önyargıların esiri ise hiçbir zaman gerçekleri göremeyiz. Kur’an-ı Kerim’de ‘’Hislerinize uyup adaletten sapmayın’’(Nisa-135) buyrularak önyargısız bir yaşam için yol gösterilir.
Sizlerde hayatı ve insanları bir mevsime bakarak yargılamayın. İlk defa gördüğünüz bir insanın yada karşılaştığımız biri durum hakkında söz söylemekte acele etmeyin. İyi bir gözlemci olun.Hayatı analiz ederken etiketlemeden yolunuza devam edin
Ön yargı bireylere, düşüncelere, belirli bir insan topluluğuna ya da nesnelere ilişkin olabilir .Önyargılar kişinin, topluluğun ve nesnenin karşısında olmak yada yanında olmak biçiminde ortaya çıkabilir. Ama genellikle olumsuz, yani karşı olmak biçimi ağır basar. Önyargılar bazen da acele karar vermekten kaynaklanır . Bir iki tecrübeden hemen genel geçer bir hüküm çıkartılır. Bir elma yersiniz ekşi,sulu,kokulu ve tatlı gibi birçok izlenime sahip olursunuz. Fakat her elma aynı değildir. Bir çok insan birbirine elma muamelesi yapar ve sonunda yargılar oluşmadan önyargılar oluşur.
Eğer ön yargılar davranışa dönüşür ise, artık bunun adı dışlamadır. Yani önyargı bir tutum, dışlama ise bir davranıştır. Ön yargı bazen belli gerekçelere ve ön bilgilere dayansa da ,haklı gerekçesi olmadan diğerlerinin kötü olduğunu düşünmek, önyargının nefret boyutudur. Önyargı bir taraf tutma biçimidir. Sakız gibidir,bir kez bulaştı mı uzar gider, yapışır kalır ve çok şişerse suratınıza patlar.
Ön yargıların baskın olduğu toplumlarda, kendini ifade edebilmek kurak topraklarda gül yetiştirmekten daha zordur. Dünya üzerinde oynanan çok sinsi ve egoist politikalar toplumların belli olaylara karşı önyargılı olmaları için her yolu denemekten çekinmemektedir. Toplamı önyargılı kişilerden oluşan böyle toplumlar, bir tür esir kampındadırlar.Yüz yıl önce ne ise bugün de böyledir. Yüz yıl sonra da böyle olacaktır. Zihnimiz böyle empoze önyargıların esiri ise hiçbir zaman gerçekleri göremeyiz. Kur’an-ı Kerim’de ‘’Hislerinize uyup adaletten sapmayın’’(Nisa-135) buyrularak önyargısız bir yaşam için yol gösterilir.
Sizlerde hayatı ve insanları bir mevsime bakarak yargılamayın. İlk defa gördüğünüz bir insanın yada karşılaştığımız biri durum hakkında söz söylemekte acele etmeyin. İyi bir gözlemci olun.Hayatı analiz ederken etiketlemeden yolunuza devam edin