Malum tüm dünya olimpiyat oyunlarına kilitlenmiş durumda. Bugünkü köşe yazımda sizlere olimpiyat oyunlarından bahsetmek istedim.
Olimpiyat Oyunları veya kısaca Olimpiyatlar, Yaz ve Kış Olimpiyat Oyunları olmak üzere iki ayrı kategoride, dört yılda bir düzenlenen uluslararası çok sporlu etkinlik.
200'ün üzerinde ülkeyi temsil eden sporcuların katıldığı etkinlikler, dünyanın en kapsamlı spor etkinliği konumundadır.
Temelleri MÖ 8. yüzyılda Olimpiya'da gerçekleştirilen antik oyunlara dayansa da modern oyunların ilki 1896 yılında, Pierre de Coubertin'in Uluslararası Olimpiyat Komitesini (kısaca IOC) kurması sonrasında gerçekleştirildi.
1924 yılında, kış sporları etkinliklerinin yer aldığı Kış Olimpiyatları düzenlenmeye başlandı. I. Dünya Savaşı sebebiyle 1916'daki oyunlar, II. Dünya Savaşı sebebiyle ise 1940 ve 1944'teki oyunlar gerçekleştirilemedi.
Her iki etkinlik son olarak 1992'de aynı yıl içerisinde gerçekleştirildi ve 1994'te düzenlenen Kış Olimpiyatları ile birlikte iki etkinlik arasında ikişer yıllık fark oluştu.
Olimpiyat Oyunları kapsamında, toplamda 13.000'in üzerinde sporcu 400'den fazla kategoride mücadele etmektedir.
Gerçekleştirilen mücadeleler sonunda, belli bir kategoride en iyi sırayı elde eden sporcu altın madalya ile ödüllendirilirken, ikinci ve üçüncü sıradaki sporcular sırasıyla gümüş ve bronz madalyanın sahibi olur.
Antik olimpiyat oyunlarının ilk olarak nerede ve ne zaman başladığına ilişkin kesin bir bilgi yoktur; ancak sayısız efsane vardır.
Bunlardan birine göre oyunlar, Olimpia kralı ve Peloponnisos'a adını veren kahraman olan Pelops'a kurbanların sunulduğu süre boyunca doğmuştur.
Hristiyan Yunan düşünürü Titus Flavius Clemens'e göre ise bu oyunlar Pelops'un ruhuna sunulan armağanlardan başka bir şey değildir.
Bir başka söylenceye göre ise mitolojik kahraman Herakles'in Olimpiya'da bu tip bir oyuna katılarak kazanmasının sonucunda bu oyunların her dört yılda bir geleneksel olarak yinelenmesi istediği yönündedir.
Bir başka efsane bunun Zeus tarafından Titan Kronos'a karşı aldığı yenilgi sonrasında koyulduğunu söyler.
Değişik kaynaklarda bunun Elis Kralı İfitos'un MÖ 9. yüzyılda halkını büyük bir savaşın içine düşmekten kurtarması için Pythia'ya giderek ona danıştığını, kâhinin ise ona tanrılar onuruna oyunlar düzenleyerek tanrıların memnuniyetini kazanmasını önerdiği geçer.
Bunun sonucunda İfitos bu oyunları düzenlemeye başlar ve Spartalı düşmanları bu oyunlar süresince onlara saldırmayı durdurur.
Oyunlar tanrıların yaşıyor olduğuna inanılan Olimpos Dağı'nda düzenlenir ve adını da bu dağda düzenlenmesinden ötürü alır.
Ancak kökeni ne olursa olsun olimpiyat oyunlarının Antik Yunanistan'da Eleusis Gizemleri'nin yanında düzenlenen en büyük iki dinsel törenden biri olduğu kesindir.
1892'de Paris Sorbonne Üniversitesi'ndeki bir konuşması sırasında Fransız Baron Pierre de Coubertin uluslararası spor organizasyonu fikrini öne sürdü. Coubertin, 1870-71 yıllarındaki Fransa-Almanya savaşında Fransa'nın yenilgi nedenini ülkede fiziksel eğitimin verilememesi olarak görüyordu.
Spor eğitimini ve spor kurumlarını güçlendirerek ülkede sporu yaygınlaştırmak ve spordaki rekabetin ve iletişimin gerçek savaşları önleyebileceğini savunuyordu.
23 Haziran 1894'te Coubertin önderliğinde Uluslararası Olimpiyat Komitesi 13 ülke ve 79 temsilci ile ilk kez toplandı ve Olimpiyat Oyunlarının yeniden düzenlenmesine ve ilk olimpiyatların 1896'da Atina'da düzenlenmesine karar verdi.
Olimpiyatlar pahalı ve masraflı organizasyonlardır. Masrafların en büyük kısmını inşa edilen tesisler oluşturmaktadır.
Oyunların yapılacağı ve sporcuların yarışacakları tesisler, spor alanları ve olimpiyat köyleri ve her olimpiyatlarda artan katılımcı sayısı olimpiyatların şimdiye kadar sadece gelişmiş ülkelerde yapılmasına neden olmuştur.
Örneğin ekonomik gelişmişlik bakımından geri olan Afrika ülkelerinin hiç birinde olimpiyat yapılmamıştır. Olimpiyatlar tarihinde ilk defa 1984 Yaz Olimpiyatları kâr etme başarısını gösterdi. Olimpiyatların önemli gelirleri spor turizmi, yayın gelirleri, bilet gelirleri ve reklam, sponsorluk faaliyetleridir.
Berlin'deki 1936 Yaz Olimpiyatları sadece yerel izleyicilerle sınırlı olsa da televizyonda yayınlanan ilk olimpiyatlardır.
1956 Kış Olimpiyatları uluslararası yayınlanan ilk olimpiyat oyunlarıdır. 1960'taki olimpiyatlarda ise ilk defa olimpiyatların yayın hakları satıldı ve Amerikalı CBS kanalı bunun için 394.000 dolar, Avrupa Yayın Birliği (EBU) ise 660.000 dolar ödedi.
Soğuk Savaş ortamında olimpiyatların televizyon yayınları ve her olimpiyatta bu yayınlara artan ilgi birçok ülke tarafından siyasi propaganda amacıyla da kullanıldı.
Olimpiyatların televizyonda yayınlanması, yayın gelirleri yanında reklam gelirlerinin ve daha çok izleyiciye ulaşılması sayesinde toplam gelirin artmasını sağladı.
1988 Yaz Olimpiyatları'nda televizyon yayın gelirleri olimpiyatlardan üç yıl önce 140 ülkeden 227 yayın kuruluşuna satıldı ve 407 milyon dolar gelir sağlandı.
Olimpiyat Oyunları veya kısaca Olimpiyatlar, Yaz ve Kış Olimpiyat Oyunları olmak üzere iki ayrı kategoride, dört yılda bir düzenlenen uluslararası çok sporlu etkinlik.
200'ün üzerinde ülkeyi temsil eden sporcuların katıldığı etkinlikler, dünyanın en kapsamlı spor etkinliği konumundadır.
Temelleri MÖ 8. yüzyılda Olimpiya'da gerçekleştirilen antik oyunlara dayansa da modern oyunların ilki 1896 yılında, Pierre de Coubertin'in Uluslararası Olimpiyat Komitesini (kısaca IOC) kurması sonrasında gerçekleştirildi.
1924 yılında, kış sporları etkinliklerinin yer aldığı Kış Olimpiyatları düzenlenmeye başlandı. I. Dünya Savaşı sebebiyle 1916'daki oyunlar, II. Dünya Savaşı sebebiyle ise 1940 ve 1944'teki oyunlar gerçekleştirilemedi.
Her iki etkinlik son olarak 1992'de aynı yıl içerisinde gerçekleştirildi ve 1994'te düzenlenen Kış Olimpiyatları ile birlikte iki etkinlik arasında ikişer yıllık fark oluştu.
Olimpiyat Oyunları kapsamında, toplamda 13.000'in üzerinde sporcu 400'den fazla kategoride mücadele etmektedir.
Gerçekleştirilen mücadeleler sonunda, belli bir kategoride en iyi sırayı elde eden sporcu altın madalya ile ödüllendirilirken, ikinci ve üçüncü sıradaki sporcular sırasıyla gümüş ve bronz madalyanın sahibi olur.
Antik olimpiyat oyunlarının ilk olarak nerede ve ne zaman başladığına ilişkin kesin bir bilgi yoktur; ancak sayısız efsane vardır.
Bunlardan birine göre oyunlar, Olimpia kralı ve Peloponnisos'a adını veren kahraman olan Pelops'a kurbanların sunulduğu süre boyunca doğmuştur.
Hristiyan Yunan düşünürü Titus Flavius Clemens'e göre ise bu oyunlar Pelops'un ruhuna sunulan armağanlardan başka bir şey değildir.
Bir başka söylenceye göre ise mitolojik kahraman Herakles'in Olimpiya'da bu tip bir oyuna katılarak kazanmasının sonucunda bu oyunların her dört yılda bir geleneksel olarak yinelenmesi istediği yönündedir.
Bir başka efsane bunun Zeus tarafından Titan Kronos'a karşı aldığı yenilgi sonrasında koyulduğunu söyler.
Değişik kaynaklarda bunun Elis Kralı İfitos'un MÖ 9. yüzyılda halkını büyük bir savaşın içine düşmekten kurtarması için Pythia'ya giderek ona danıştığını, kâhinin ise ona tanrılar onuruna oyunlar düzenleyerek tanrıların memnuniyetini kazanmasını önerdiği geçer.
Bunun sonucunda İfitos bu oyunları düzenlemeye başlar ve Spartalı düşmanları bu oyunlar süresince onlara saldırmayı durdurur.
Oyunlar tanrıların yaşıyor olduğuna inanılan Olimpos Dağı'nda düzenlenir ve adını da bu dağda düzenlenmesinden ötürü alır.
Ancak kökeni ne olursa olsun olimpiyat oyunlarının Antik Yunanistan'da Eleusis Gizemleri'nin yanında düzenlenen en büyük iki dinsel törenden biri olduğu kesindir.
1892'de Paris Sorbonne Üniversitesi'ndeki bir konuşması sırasında Fransız Baron Pierre de Coubertin uluslararası spor organizasyonu fikrini öne sürdü. Coubertin, 1870-71 yıllarındaki Fransa-Almanya savaşında Fransa'nın yenilgi nedenini ülkede fiziksel eğitimin verilememesi olarak görüyordu.
Spor eğitimini ve spor kurumlarını güçlendirerek ülkede sporu yaygınlaştırmak ve spordaki rekabetin ve iletişimin gerçek savaşları önleyebileceğini savunuyordu.
23 Haziran 1894'te Coubertin önderliğinde Uluslararası Olimpiyat Komitesi 13 ülke ve 79 temsilci ile ilk kez toplandı ve Olimpiyat Oyunlarının yeniden düzenlenmesine ve ilk olimpiyatların 1896'da Atina'da düzenlenmesine karar verdi.
Olimpiyatlar pahalı ve masraflı organizasyonlardır. Masrafların en büyük kısmını inşa edilen tesisler oluşturmaktadır.
Oyunların yapılacağı ve sporcuların yarışacakları tesisler, spor alanları ve olimpiyat köyleri ve her olimpiyatlarda artan katılımcı sayısı olimpiyatların şimdiye kadar sadece gelişmiş ülkelerde yapılmasına neden olmuştur.
Örneğin ekonomik gelişmişlik bakımından geri olan Afrika ülkelerinin hiç birinde olimpiyat yapılmamıştır. Olimpiyatlar tarihinde ilk defa 1984 Yaz Olimpiyatları kâr etme başarısını gösterdi. Olimpiyatların önemli gelirleri spor turizmi, yayın gelirleri, bilet gelirleri ve reklam, sponsorluk faaliyetleridir.
Berlin'deki 1936 Yaz Olimpiyatları sadece yerel izleyicilerle sınırlı olsa da televizyonda yayınlanan ilk olimpiyatlardır.
1956 Kış Olimpiyatları uluslararası yayınlanan ilk olimpiyat oyunlarıdır. 1960'taki olimpiyatlarda ise ilk defa olimpiyatların yayın hakları satıldı ve Amerikalı CBS kanalı bunun için 394.000 dolar, Avrupa Yayın Birliği (EBU) ise 660.000 dolar ödedi.
Soğuk Savaş ortamında olimpiyatların televizyon yayınları ve her olimpiyatta bu yayınlara artan ilgi birçok ülke tarafından siyasi propaganda amacıyla da kullanıldı.
Olimpiyatların televizyonda yayınlanması, yayın gelirleri yanında reklam gelirlerinin ve daha çok izleyiciye ulaşılması sayesinde toplam gelirin artmasını sağladı.
1988 Yaz Olimpiyatları'nda televizyon yayın gelirleri olimpiyatlardan üç yıl önce 140 ülkeden 227 yayın kuruluşuna satıldı ve 407 milyon dolar gelir sağlandı.