İnsanlar yılın bütün gün ve haftalarını; “özel gün ve haftalar” diyerek, hak ve özgürlükler noktasında hak arayışı içerisine girdiler.
Hakların verilmesi konusunda iyileştirmelerle ifade edilen özgürlükler noktasındaki gün kutlamalarına birçok meslek grubunda olduğu gibi, 10 Ocak günü de Gazeteciler günü olarak kutlanmaya başlandı.
Dünyada, ülkemizde, ilimizde, çevremizde, hatta köyümüze, varıncaya kadar meydana gelen ve yaşanan olaylardan, basın, yayın organları, gazeteciler aracılığıyla çok kısa bir süre içerisinde haberdar edildiğimiz bilinen bir gerçektir. Son zamanlarda buna internet haber siteleri de eklenince; haber alma organları ve bu organlarda çalışanların kıymeti bir kez ortaya çıkmaktadır.
Yazılı ve görsel basın denilince; gazeteler, televizyonlar, radyolar, dergiler ve yazılı haber bültenleri, internet haber siteleri aklımıza gelmektedir.
Bu yayın organları olmasaydı; dünyanın birçok yerinde meydana gelen savaşlardan, ortaya çıkan olaylardan, tarımdan, siyasetten, ekonomiden, kıtlıklardan, afetlerden, trafik kazalarından nasıl haberimiz olacaktı acaba?
Bütün bu olan bitenden haberdar olabilmemiz için;10 Ocak gazeteciler gününün kutlanmasında, basın yayın organlarında çalışanların yayın yapma ve halka bağımsızca, serbest olarak haber verilmesine, elbette dikkat çekilmesi gerekir. Her alanda olduğu gibi, sene de bir gün de olsa; bu meydanda görev alan, bütün gazetecilik görevini icra eden basın mensuplarının haklarının korunması ve iyileştirilmesi için, kamuoyunun dikkatini çekmek gerekir.
Malum, Gazetecilik mesleği öyle zannedildiği kadar kolay bir meslek değildir. Kitle iletişim araçlarından birisi olan gazetecilik ve muhabirlik, hatta ilgili yayın organının mutfağından yer alan her ferdiyle kamuoyunu aydınlatma, haberdar etme ve bilgilendirme amacını taşır. Böylelikle toplumda meydana gelen ekonomik, siyasal, kültürel, sportif, adlî, trafik, insanî olaylarla ilgili her türlü sesli ve görüntülü haberin yayınlanması etkinliğini içerir. Bilinen üç kuvvetten sonra dördüncü kuvvet olarak basın sayılmaktadır. Basının gücü olayların aydınlanmasında, gelişmesinde ve ilerlemesinde gücünü hiç kimse inkâr edemez.
Radyo, akabinde televizyon yayıncılığı ve beraberinde gazete yayıncılığıyla dünyadaki coğrafi ve siyasal sınırlar ortadan kalkmış olup, adeta dünya bir köy havasına bürünmüştür.
Gelişmekte olan basın sektöründeki gazeteler, her geçen gün mevcut konumunu koruyup, daha da geliştirerek, halkın takdir yetkisini ve güvenini kazanmaya azamî çaba sarf etmektedirler. Her yıl 10 Ocak gazeteciler gününde, buna dikkat çeken basın mensuplarına haklarının daha da iyileştirilmesi gereken önemin verilmesi konusunda, bir gün de olsa bayram şeklinde kutlamaktadırlar.Yazılı ve görsel medyanın he kademesinde yer alan faal gazeteciler, her gün onlarca tehlikeyi göze alarak haber peşinde koşmaktadırlar. İyi-kötü olabilen, tehlikelerle dolu, her türlü haber niteliği taşıyan olayların peşinde koşarken; sosyal yaşantılarından, belki de sağlıklarından vazgeçerek tarafsız, yansız haber yapmanın tatlı yorgunluğunu ve insanları memnun etmenin huzurunu yaşamaktadırlar. Peki, bunu yaparlarken, harcadıkları emeğin ve döktükleri alın terinin karşılığını alabiliyorlar mı? İşte orası tam bir muamma!
Birçok yerde sendikalaşan basın mensupları, acaba ilimizde ne durumdalar?
Her ortamda ve mekânda basın mensuplarının, gazetecilerin sorunlarını ve karşılaştıkları sıkıntıları dile getirenlerin, 10 Ocak çalışan gazeteciler gününde, çalışanların haklarını ne kadar verebiliyorlar ya da vesile olabiliyorlar?
Sağlıkta, dinlenmede, yolculukta, kimi zaman haberleri yüzünden insanlarla arası bozulan, kimi zaman çeşitli asılsız ve izansız söylentilerle, isnat ve iftiralarla karşı karşıya kalan, meydanlarda çalışanından, mutfakta çalışanına varıncaya kadar ki basın mensupları, hak ve özgürlükler noktasında ne kadar hak sahibiler?
Meslektaşlarımın bir gün de olsa haklarının korunması konusunda, sıkıntı ve sorunlarının dile getirilmesi ve köprü vazifesi yapmalarına vesile olacak 10 Ocak çalışan Gazeteciler gününü kutluyorum.
Hakların verilmesi konusunda iyileştirmelerle ifade edilen özgürlükler noktasındaki gün kutlamalarına birçok meslek grubunda olduğu gibi, 10 Ocak günü de Gazeteciler günü olarak kutlanmaya başlandı.
Dünyada, ülkemizde, ilimizde, çevremizde, hatta köyümüze, varıncaya kadar meydana gelen ve yaşanan olaylardan, basın, yayın organları, gazeteciler aracılığıyla çok kısa bir süre içerisinde haberdar edildiğimiz bilinen bir gerçektir. Son zamanlarda buna internet haber siteleri de eklenince; haber alma organları ve bu organlarda çalışanların kıymeti bir kez ortaya çıkmaktadır.
Yazılı ve görsel basın denilince; gazeteler, televizyonlar, radyolar, dergiler ve yazılı haber bültenleri, internet haber siteleri aklımıza gelmektedir.
Bu yayın organları olmasaydı; dünyanın birçok yerinde meydana gelen savaşlardan, ortaya çıkan olaylardan, tarımdan, siyasetten, ekonomiden, kıtlıklardan, afetlerden, trafik kazalarından nasıl haberimiz olacaktı acaba?
Bütün bu olan bitenden haberdar olabilmemiz için;10 Ocak gazeteciler gününün kutlanmasında, basın yayın organlarında çalışanların yayın yapma ve halka bağımsızca, serbest olarak haber verilmesine, elbette dikkat çekilmesi gerekir. Her alanda olduğu gibi, sene de bir gün de olsa; bu meydanda görev alan, bütün gazetecilik görevini icra eden basın mensuplarının haklarının korunması ve iyileştirilmesi için, kamuoyunun dikkatini çekmek gerekir.
Malum, Gazetecilik mesleği öyle zannedildiği kadar kolay bir meslek değildir. Kitle iletişim araçlarından birisi olan gazetecilik ve muhabirlik, hatta ilgili yayın organının mutfağından yer alan her ferdiyle kamuoyunu aydınlatma, haberdar etme ve bilgilendirme amacını taşır. Böylelikle toplumda meydana gelen ekonomik, siyasal, kültürel, sportif, adlî, trafik, insanî olaylarla ilgili her türlü sesli ve görüntülü haberin yayınlanması etkinliğini içerir. Bilinen üç kuvvetten sonra dördüncü kuvvet olarak basın sayılmaktadır. Basının gücü olayların aydınlanmasında, gelişmesinde ve ilerlemesinde gücünü hiç kimse inkâr edemez.
Radyo, akabinde televizyon yayıncılığı ve beraberinde gazete yayıncılığıyla dünyadaki coğrafi ve siyasal sınırlar ortadan kalkmış olup, adeta dünya bir köy havasına bürünmüştür.
Gelişmekte olan basın sektöründeki gazeteler, her geçen gün mevcut konumunu koruyup, daha da geliştirerek, halkın takdir yetkisini ve güvenini kazanmaya azamî çaba sarf etmektedirler. Her yıl 10 Ocak gazeteciler gününde, buna dikkat çeken basın mensuplarına haklarının daha da iyileştirilmesi gereken önemin verilmesi konusunda, bir gün de olsa bayram şeklinde kutlamaktadırlar.Yazılı ve görsel medyanın he kademesinde yer alan faal gazeteciler, her gün onlarca tehlikeyi göze alarak haber peşinde koşmaktadırlar. İyi-kötü olabilen, tehlikelerle dolu, her türlü haber niteliği taşıyan olayların peşinde koşarken; sosyal yaşantılarından, belki de sağlıklarından vazgeçerek tarafsız, yansız haber yapmanın tatlı yorgunluğunu ve insanları memnun etmenin huzurunu yaşamaktadırlar. Peki, bunu yaparlarken, harcadıkları emeğin ve döktükleri alın terinin karşılığını alabiliyorlar mı? İşte orası tam bir muamma!
Birçok yerde sendikalaşan basın mensupları, acaba ilimizde ne durumdalar?
Her ortamda ve mekânda basın mensuplarının, gazetecilerin sorunlarını ve karşılaştıkları sıkıntıları dile getirenlerin, 10 Ocak çalışan gazeteciler gününde, çalışanların haklarını ne kadar verebiliyorlar ya da vesile olabiliyorlar?
Sağlıkta, dinlenmede, yolculukta, kimi zaman haberleri yüzünden insanlarla arası bozulan, kimi zaman çeşitli asılsız ve izansız söylentilerle, isnat ve iftiralarla karşı karşıya kalan, meydanlarda çalışanından, mutfakta çalışanına varıncaya kadar ki basın mensupları, hak ve özgürlükler noktasında ne kadar hak sahibiler?
Meslektaşlarımın bir gün de olsa haklarının korunması konusunda, sıkıntı ve sorunlarının dile getirilmesi ve köprü vazifesi yapmalarına vesile olacak 10 Ocak çalışan Gazeteciler gününü kutluyorum.
