Vali Celalettin Lekesiz ile yaptığımız bir sohbette Hatay’ın değerlerinden bahsetmişti.
Söylediği bir cümle hiç aklımdan çıkmamıştı. “Hatay’a geldiğimde ilk yaptığım geldiğim ilin değerlerini araştırmak olmuştu. Baktığımda özellikle 10 değerinizde Türkiye birincisiydiniz ancak bunu ne Hatay halkı, ne de siyasiler biliyor.” Bunu söyledikten sonra başta Narenciye ve Nakliye olmak üzere bu değerleri saymıştı.
Ancak birinci olarak sayılan değerler arasında böyle kadim bir şehrin kültürel değerleri yoktu. Kendisi de bunu görmüştü ki zamanında hazırlattığı 2 ciltlik Hatay Tarihi inanıyorum ki halen sahasında en kapsamlı eser olma özelliğini sürdürüyordur. Ayrıca Cemil Meriç müzesi, onunla ilgili hazırlanan kitap yine kendisi zamanında hayata geçmişti.
Hatay Vakfı da “Hatay Değerleriyle Buluşuyor” adı altında bir panel düzenlemiş, oraya da birkaç başarılı iş adamı ve meslek sahibini davet etmişti. Ancak Hatay’ın yetiştirdiği sanatçılar, ressamlar, yazarlar bu panelde de yer almamıştı.
Aslında şimdiki yetkililerden beklediğimiz Hatay’ın bir kültür haritasının çıkarılması, Hatay’ın yetiştirmiş olduğu sanatçılar, yazarlar, kültürüne katkıda bulunanları tespit etmeleri ve bunları halkla buluşturmaları, gençlere örnek şahsiyetler olarak sunmalarıdır.
Ben düşünürken bile bir çırpıda Hatay’ın yetiştirdiği yazar, sanatçı, müzik insanı ve ressamlardan bir düzine isim sayabiliyorum.
Onlardan bir tanesi de kendi insanımız Nizamettin Duran.
Nizamettin Duran’ın uzun uzadıya biyografisine girecek değilim. Onu isteyenler herhangi bir arama motorundan hakkındaki tüm biyografiyi öğrenebilirler.
Sadece söyleyeceğim kendisi Altınözü doğumlu olup, öğretmenlik mesleğinden sonra Hatay Kültür Müdürü olarak görev yapması.
Genelde Kültür Müdürlerimiz o yörenin kültürüne nasıl katkı yaparımdan ziyade nasıl iyi bir bürokrat olurum derdine düştüklerinden gittiklerinde arkalarında hiçbir iz bırakmazlar.
Nizamettin Duran hiçbir zaman rutin bir kültür Müdürlüğü yapmadı. Elindeki kıt imkanlara rağmen şartları zorlayarak “Hatay’a nasıl hizmet ederim”in derdine düştü. Fakat daha ziyade kendi çabası ve o iç coşkusuyla araştırmalar yaptı, üstüste eserler kaleme almaya başladı.
Tüm eserlerinde Hatay vardı, Hatay’ın kadim kültürü vardı.
Şöyle bir baktığımda kendisinin adını taşıyan 9 kitap sayabiliyorum. Mesih İsa’nın Sevdalısı Havarilerin Fedaisi Habibi Neccar, Yaşama Tanıklık Etmek, Kent ve Kültür, Hatay Aba Güreşi, Kültür Uygarlık ve Spor, Türk Spor Kültürü, Hıdrellez, Nıetzche, Koşarak Gelen Adam.
Unuttuklarım varsa beni affetsin. Nizamettin Duran sadece kitaplarla da yetinmiyor. Yerel Gazetelere köşe yazıları yazıyor, kültür fukaralarına cevaplar yetiştiriyor.
Zannediyorum Habibi Neccar konusunda ilk roman kendisine ait. İlk roman denemesini okuma fırsatı bulmuştum. Eleştirilerimle birlikte bu cesaretinden dolayı da tebrik etmiştim. Son Habibi Neccar’a ait Koşarak Gelen Adam romanını henüz okuma fırsatım olmadı. Ancak inanıyorum ki bu roman kitlelere açıldıkça insanların gözünde Hatay ve Habibi Neccar daha bir değer kazanacaktır.
Hatay Vakfı “değerler buluşması” etkinliğini yeniden başlatır ve bu kez Hatay’ın yetiştirdiği Kültürel değerlere ayırırsa umarım Nizamettin Duran ve Onun gibi yetişmiş kültür insanlarımızı unutmaz. Ama en önemlisi yetkili makamlarda oturanların bu değerleri yeni kuşaklarla aktarma çalışmaları ve kültür değerlerimizle halkı buluşturmaları.
Söylediği bir cümle hiç aklımdan çıkmamıştı. “Hatay’a geldiğimde ilk yaptığım geldiğim ilin değerlerini araştırmak olmuştu. Baktığımda özellikle 10 değerinizde Türkiye birincisiydiniz ancak bunu ne Hatay halkı, ne de siyasiler biliyor.” Bunu söyledikten sonra başta Narenciye ve Nakliye olmak üzere bu değerleri saymıştı.
Ancak birinci olarak sayılan değerler arasında böyle kadim bir şehrin kültürel değerleri yoktu. Kendisi de bunu görmüştü ki zamanında hazırlattığı 2 ciltlik Hatay Tarihi inanıyorum ki halen sahasında en kapsamlı eser olma özelliğini sürdürüyordur. Ayrıca Cemil Meriç müzesi, onunla ilgili hazırlanan kitap yine kendisi zamanında hayata geçmişti.
Hatay Vakfı da “Hatay Değerleriyle Buluşuyor” adı altında bir panel düzenlemiş, oraya da birkaç başarılı iş adamı ve meslek sahibini davet etmişti. Ancak Hatay’ın yetiştirdiği sanatçılar, ressamlar, yazarlar bu panelde de yer almamıştı.
Aslında şimdiki yetkililerden beklediğimiz Hatay’ın bir kültür haritasının çıkarılması, Hatay’ın yetiştirmiş olduğu sanatçılar, yazarlar, kültürüne katkıda bulunanları tespit etmeleri ve bunları halkla buluşturmaları, gençlere örnek şahsiyetler olarak sunmalarıdır.
Ben düşünürken bile bir çırpıda Hatay’ın yetiştirdiği yazar, sanatçı, müzik insanı ve ressamlardan bir düzine isim sayabiliyorum.
Onlardan bir tanesi de kendi insanımız Nizamettin Duran.
Nizamettin Duran’ın uzun uzadıya biyografisine girecek değilim. Onu isteyenler herhangi bir arama motorundan hakkındaki tüm biyografiyi öğrenebilirler.
Sadece söyleyeceğim kendisi Altınözü doğumlu olup, öğretmenlik mesleğinden sonra Hatay Kültür Müdürü olarak görev yapması.
Genelde Kültür Müdürlerimiz o yörenin kültürüne nasıl katkı yaparımdan ziyade nasıl iyi bir bürokrat olurum derdine düştüklerinden gittiklerinde arkalarında hiçbir iz bırakmazlar.
Nizamettin Duran hiçbir zaman rutin bir kültür Müdürlüğü yapmadı. Elindeki kıt imkanlara rağmen şartları zorlayarak “Hatay’a nasıl hizmet ederim”in derdine düştü. Fakat daha ziyade kendi çabası ve o iç coşkusuyla araştırmalar yaptı, üstüste eserler kaleme almaya başladı.
Tüm eserlerinde Hatay vardı, Hatay’ın kadim kültürü vardı.
Şöyle bir baktığımda kendisinin adını taşıyan 9 kitap sayabiliyorum. Mesih İsa’nın Sevdalısı Havarilerin Fedaisi Habibi Neccar, Yaşama Tanıklık Etmek, Kent ve Kültür, Hatay Aba Güreşi, Kültür Uygarlık ve Spor, Türk Spor Kültürü, Hıdrellez, Nıetzche, Koşarak Gelen Adam.
Unuttuklarım varsa beni affetsin. Nizamettin Duran sadece kitaplarla da yetinmiyor. Yerel Gazetelere köşe yazıları yazıyor, kültür fukaralarına cevaplar yetiştiriyor.
Zannediyorum Habibi Neccar konusunda ilk roman kendisine ait. İlk roman denemesini okuma fırsatı bulmuştum. Eleştirilerimle birlikte bu cesaretinden dolayı da tebrik etmiştim. Son Habibi Neccar’a ait Koşarak Gelen Adam romanını henüz okuma fırsatım olmadı. Ancak inanıyorum ki bu roman kitlelere açıldıkça insanların gözünde Hatay ve Habibi Neccar daha bir değer kazanacaktır.
Hatay Vakfı “değerler buluşması” etkinliğini yeniden başlatır ve bu kez Hatay’ın yetiştirdiği Kültürel değerlere ayırırsa umarım Nizamettin Duran ve Onun gibi yetişmiş kültür insanlarımızı unutmaz. Ama en önemlisi yetkili makamlarda oturanların bu değerleri yeni kuşaklarla aktarma çalışmaları ve kültür değerlerimizle halkı buluşturmaları.
