Hava ve su kirlililiği kadar önemli bir çevre sorununun da toptak kirliliği olduğunu vurgulayan uzmanlar, fabrikaların tehlikeli atıklarının toprağa gömülmesinin, tarımda bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde kullanılan gübre ve ilaçların ve hafriyat atıkların toprak kirliliğine yol açtığına dikkat çekiyor. Uzmanlar, toprak kirliliğini önlemede en etkili yöntemin, yeniden hammadde olarak kullanılabilecek olan plastik, metal, kağıt ve cam atıklarının, atık olmaktan çıkıp ekonomiye kazandırılması olduğunu belirtiyor.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu (SHMYO) Çevre Sağlığı Öğretim Görevlisi Ahmet Adiller, toprak kirliliği ve toprak atıkların değerlendirilmesi konusunda bilgi verdi.
Toprak kirliliği hayati önem taşıyor
Hava ve su gibi vazgeçilmez doğal kaynaklarımızdan biri olan toprağın da hayati önem taşıdığını belirten Öğretim Görevlisi Ahmet Adiller, “İnsanoğlu nasıl hava ve su olmadan yaşayamazsa toprak ve toprağın sunduğu besinler olmadan da yaşaması mümkün değildir. Bu yüzden toprak kirliliği de en az su ve hava kirliliği kadar önemlidir. Hatta toprağın kirlenmesi sonucunda iyileştirilmesi sudan daha zor olduğundan toprak kirliliği konusunda daha bilinçli olunması gerekmektedir.” dedi.
Bilinçsiz üretim-tüketim faaliyetleri önemli bir tehdit
Günümüzde besin üretimi gerçekleştirilen tarlalarda yer alan verimli toprakların oluşma süreçlerinin yüzyıllar aldığını belirten Adiller, “Ancak günümüzde gerçekleştirdiğimiz bilinçsiz üretim-tüketim faaliyetleri bu değerli doğal kaynağımıza büyük tehdit oluşturmaktadır. Günümüzde evlerimizde dahi kullandığımız pek çok ürün içerisinde çevre ve insan sağlığı açısından “tehlikeli” olarak adlandırabileceğimiz pek çok ürün bulunmaktadır ve bu ürünlerin kullanım ömrü dolduğunda doğaya ve insana zarar vermeyecek şekilde bertaraf edilmeleri gerekmektedir.” diye konuştu.
Tehlikeli atıkların toprağa gömülmesi önemli risk oluşturuyor
Bilinçsizce doğaya atılan pek çok atığın maalesef günümüzde toprak kirliliğini endişe verici boyuta getirdiğine dikkat çeken Öğretim Görevlisi Ahmet Adiller, “Toprak kirliliği evlerimizden ya da endüstriyel tesislerden çıkan pek çok sıvı ya da katı formda bulunan atıktan kaynaklansa da özellikle katı formda olan atıklardır. Örneğin bir fabrikanın tehlikeli atıklarını kontrolsüz ve önlemsiz bir biçimde toprağa gömmesi ya da evlerimizde kullandığımız pil, floresan, bazı boya maddeler, haşere ilaçları gibi atıkların ya da maddelerin toprakla buluşması toprakta çok ciddi kirlilik riski oluşturacak, hatta bu toprakta oluşan kirlilik su kaynaklarına karışacaktır.” dedi.
Bilinçsiz ve kontrolsüz gübre ve ilaç kullanılıyor
Toprak kirliliğine sebep olan bir diğer atık kaynağının ise tarım olduğunu dile getiren Öğretim Görevlisi Ahmet Adiller, şunları söyledi:
“Günümüzde pek çok çiftçi kısa vadede daha yüksek verim elde edebilmek için bilinçsiz ve kontrolsüz gübre ve ilaç kullanıyor. Bu kullanılan suni gübreler ve aslında bitki ve toprakta yer alan zararlıları öldürmek için kullanılan zehirli ilaçlar toprakta birikerek zaman içerisinde toprağı giderek artan boyutta kirletiyor. Ve hem kısa vadede verim arttırmak için uzun vadede toprağın verimi düşürülüyor. Hem de bu ilaçların kullanıldığı bitkilerde yetişen besin maddeleri bu ilaçların izlerini taşıyor. Yani toprağı kirleterek aslında sadece toprağa zarar vermiyor, aynı zamanda dolaylı olarak o toprakta yetişen besini tüketen kendimize zarar veriyoruz. Bu yüzden toprak kirliliğinin önlenmesi konusunda çiftçilerin bilinçlendirilmesi ve tarımda gübre ve pestisit denilen kimyasalların kullanımının kontrol altına alınması da oldukça büyük önem arz ediyor.”
Hafriyat atıkları kontrol altına alınmalı
Hafriyat atıklarının uzun yıllardır süren, özellikle son yıllarda kendini çok büyük ölçekli olarak gösteren bir sorun olduğunu kaydeden Ahmet Adiller, “Bu atıklar maalesef özellikle kırsal bölgelerde tarım alanları, dere yatakları gibi pek çok farklı alana yasadışı ve kontrolsüz biçimde dökülür. Kentsel alanlarda bunun denetimi ve takibi yapılabilse de kırsal ve düşük nüfus yoğunluğu olan yerlerde bunun denetimi etkin bir biçimde yapılamıyor. Bu atıkların büyük bir kısmı her ne kadar ‘tehlikeli’ olarak adlandırabileceğimiz bileşenler bulundurmasa da yine çevreye zararları var. Bunun yanında da değerli tarım alanlarını ve su kaynaklarımızı kirletiyorlar. Bu yüzden bu atıkların kontrol altına alınması gerekiyor.” dedi.
(Haber Merkezi)
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu (SHMYO) Çevre Sağlığı Öğretim Görevlisi Ahmet Adiller, toprak kirliliği ve toprak atıkların değerlendirilmesi konusunda bilgi verdi.
Toprak kirliliği hayati önem taşıyor
Hava ve su gibi vazgeçilmez doğal kaynaklarımızdan biri olan toprağın da hayati önem taşıdığını belirten Öğretim Görevlisi Ahmet Adiller, “İnsanoğlu nasıl hava ve su olmadan yaşayamazsa toprak ve toprağın sunduğu besinler olmadan da yaşaması mümkün değildir. Bu yüzden toprak kirliliği de en az su ve hava kirliliği kadar önemlidir. Hatta toprağın kirlenmesi sonucunda iyileştirilmesi sudan daha zor olduğundan toprak kirliliği konusunda daha bilinçli olunması gerekmektedir.” dedi.
Bilinçsiz üretim-tüketim faaliyetleri önemli bir tehdit
Günümüzde besin üretimi gerçekleştirilen tarlalarda yer alan verimli toprakların oluşma süreçlerinin yüzyıllar aldığını belirten Adiller, “Ancak günümüzde gerçekleştirdiğimiz bilinçsiz üretim-tüketim faaliyetleri bu değerli doğal kaynağımıza büyük tehdit oluşturmaktadır. Günümüzde evlerimizde dahi kullandığımız pek çok ürün içerisinde çevre ve insan sağlığı açısından “tehlikeli” olarak adlandırabileceğimiz pek çok ürün bulunmaktadır ve bu ürünlerin kullanım ömrü dolduğunda doğaya ve insana zarar vermeyecek şekilde bertaraf edilmeleri gerekmektedir.” diye konuştu.
Tehlikeli atıkların toprağa gömülmesi önemli risk oluşturuyor
Bilinçsizce doğaya atılan pek çok atığın maalesef günümüzde toprak kirliliğini endişe verici boyuta getirdiğine dikkat çeken Öğretim Görevlisi Ahmet Adiller, “Toprak kirliliği evlerimizden ya da endüstriyel tesislerden çıkan pek çok sıvı ya da katı formda bulunan atıktan kaynaklansa da özellikle katı formda olan atıklardır. Örneğin bir fabrikanın tehlikeli atıklarını kontrolsüz ve önlemsiz bir biçimde toprağa gömmesi ya da evlerimizde kullandığımız pil, floresan, bazı boya maddeler, haşere ilaçları gibi atıkların ya da maddelerin toprakla buluşması toprakta çok ciddi kirlilik riski oluşturacak, hatta bu toprakta oluşan kirlilik su kaynaklarına karışacaktır.” dedi.
Bilinçsiz ve kontrolsüz gübre ve ilaç kullanılıyor
Toprak kirliliğine sebep olan bir diğer atık kaynağının ise tarım olduğunu dile getiren Öğretim Görevlisi Ahmet Adiller, şunları söyledi:
“Günümüzde pek çok çiftçi kısa vadede daha yüksek verim elde edebilmek için bilinçsiz ve kontrolsüz gübre ve ilaç kullanıyor. Bu kullanılan suni gübreler ve aslında bitki ve toprakta yer alan zararlıları öldürmek için kullanılan zehirli ilaçlar toprakta birikerek zaman içerisinde toprağı giderek artan boyutta kirletiyor. Ve hem kısa vadede verim arttırmak için uzun vadede toprağın verimi düşürülüyor. Hem de bu ilaçların kullanıldığı bitkilerde yetişen besin maddeleri bu ilaçların izlerini taşıyor. Yani toprağı kirleterek aslında sadece toprağa zarar vermiyor, aynı zamanda dolaylı olarak o toprakta yetişen besini tüketen kendimize zarar veriyoruz. Bu yüzden toprak kirliliğinin önlenmesi konusunda çiftçilerin bilinçlendirilmesi ve tarımda gübre ve pestisit denilen kimyasalların kullanımının kontrol altına alınması da oldukça büyük önem arz ediyor.”
Hafriyat atıkları kontrol altına alınmalı
Hafriyat atıklarının uzun yıllardır süren, özellikle son yıllarda kendini çok büyük ölçekli olarak gösteren bir sorun olduğunu kaydeden Ahmet Adiller, “Bu atıklar maalesef özellikle kırsal bölgelerde tarım alanları, dere yatakları gibi pek çok farklı alana yasadışı ve kontrolsüz biçimde dökülür. Kentsel alanlarda bunun denetimi ve takibi yapılabilse de kırsal ve düşük nüfus yoğunluğu olan yerlerde bunun denetimi etkin bir biçimde yapılamıyor. Bu atıkların büyük bir kısmı her ne kadar ‘tehlikeli’ olarak adlandırabileceğimiz bileşenler bulundurmasa da yine çevreye zararları var. Bunun yanında da değerli tarım alanlarını ve su kaynaklarımızı kirletiyorlar. Bu yüzden bu atıkların kontrol altına alınması gerekiyor.” dedi.
(Haber Merkezi)