Moda ve tasarım ürünlerinde karbon ayak izinin göz önünde bulundurulması dünyamızın sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor. Moda ve tekstil ürünleri için kullanılan su miktarı da dünyamız için son derece kritik. Bir denim pantolonun üretiminde kullanılan su miktarı 9500 litre olup bir kişinin neredeyse dokuz yıllık içme suyu ihtiyacına denk geliyor. Pamuklu bir tişörtün üretiminde ise yaklaşık 2700 litre suya ihtiyaç duyuluyor. Uzmanlar, kişilerin gelecek yıllarda kısa dönem ürün kiralama; dönemlik kira abonmanlığı modelleri ile dayanıklılığı yüksek ürünlere yönelimi ve az kullanılan ürünlerin tekrar satıldığı modelleri tercih edeceklerini söylüyor
Karbon ayak izi, çeşitli insan aktiviteleri sonucu sera gazlarının salınım miktarını değerlendirmek üzere kullanılan bir kavram. Ton, kg ya da CO2 gram cinsinden ifade edilir.Kullandığımız ya da satın aldığımız ürünlerin yaşam ömrü süresince salınan tüm CO2 gazlarının çevresel etkisini de bize anlatıyor. Tekstil ürünlerinin üretiminde harcanan su miktarı dikkat çekiyor. Örneğin bir denim üretiminde kullanılan su miktarı bir kişinin dokuz yıllık içme suyu ihtiyacına denk geliyor. Pamuklu bir tişörtün üretiminde ise yaklaşık üç bin litre (iki bin 700) suya ihtiyaç duyuluyor. Dünyanın küresel ısınma karşısında savunmasız kalması ve doğal kaynakların da üretim maliyetlerine katılmasıyla bireylerin moda ve tasarım ürünlerinde gelecek yıllarda farklı modellere yöneleceği konuşuluyor. Uzmanlar, gelecek yıllarda kişilerin kısa dönem ürün kiralama, yıllık ya da dönemsel kira abonmanlığı, dayanıklılığı yüksek ürünler ve az kullanılan ürünlerin tekrar satıldığı ürün modellerini tercih edeceğini söylüyor.
Giysilerin yıkanma sayısı azaltılmalı
Moda sektörüne konu olan kumaşları üreten tekstil endüstrisinin en büyük sera gazı salınımına neden olan sanayilerden biri olduğunu belirten İstanbul Bilgi Üniversitesi Moda Tasarımı Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi İrem Arıkan Ekşi, satın alınan her ürünün karbon ayak izinin bir parçası olduğunu söyledi. Ekşi, “Ellen Mac Arthur Vakfının raporuna (A-New-Textiles-Economy Full-Report) göre tekstil üretiminin neden olduğu sera gazlarının miktarı geçtiğimiz yıllarda 1,2 milyar ton CO2 eşdeğerine erişti. Bu miktar tüm uluslararası uçuşların ve deniz nakliyatının toplamının ortaya çıkardığı sera gazı salınımının üzerinde. Her bir ton polyesterin üretimi beş ile 9,5 ton arası CO2 salınımına neden oluyor. Modaya konu olan ürünlerin yüzde 90’ı naylon, polyester, akrilik ve spandex içerdiği için kullanılan giysi ürünlerinin büyük çoğunluğunun fosil yakıttan üretilmekte olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte doğal elyaflar içinde pamuk da çok fazla su tüketen bir seçenek. Yüzde yüz pamuk kullanılarak üretilen bir adet denim pantolon üretimi için ortalama olarak 9,500 litre suya, pamuklu bir tişört ise 2,700 litre suya (bir insanın üç yıllık içme suyu) ihtiyaç duyar. Bir denimin üretiminde 34 kg CO2 salınıyor. Bu da bir arabayla 111 km yol yapmaya eşdeğer nitelikte. Kotun kullanım ömründe de aşağı yukarı 3400 litre su tüketeceği bekleniyor.Kotumuzu kullanırken uygulanabilecek bazı basit pratikler var. Kotu bir kez giydikten sonra yıkamak yerine 10 kez giydikten sonra yıkamak çevreye olan etkisini yüzde 60 ila 70 oranında azaltıyor. Benzer şekilde düşük sıcaklıkta yıkamak, makine tam dolmadan çalıştırmamak ve hatta bilimsel olarak bakterileri uzun dönemde yok ettiği kanıtlanmamakla birlikte kokuyu bertaraf etmek için kullanılan bir yöntem olarak kotumuzu buzlukta bekleterek temizliğini sağlamak, yıkama sayısını azaltmak amacıyla sık sık güneşte bekletmek yapabileceklerimizden birkaçı” dedi.(Haber Merkezi)
Karbon ayak izi, çeşitli insan aktiviteleri sonucu sera gazlarının salınım miktarını değerlendirmek üzere kullanılan bir kavram. Ton, kg ya da CO2 gram cinsinden ifade edilir.Kullandığımız ya da satın aldığımız ürünlerin yaşam ömrü süresince salınan tüm CO2 gazlarının çevresel etkisini de bize anlatıyor. Tekstil ürünlerinin üretiminde harcanan su miktarı dikkat çekiyor. Örneğin bir denim üretiminde kullanılan su miktarı bir kişinin dokuz yıllık içme suyu ihtiyacına denk geliyor. Pamuklu bir tişörtün üretiminde ise yaklaşık üç bin litre (iki bin 700) suya ihtiyaç duyuluyor. Dünyanın küresel ısınma karşısında savunmasız kalması ve doğal kaynakların da üretim maliyetlerine katılmasıyla bireylerin moda ve tasarım ürünlerinde gelecek yıllarda farklı modellere yöneleceği konuşuluyor. Uzmanlar, gelecek yıllarda kişilerin kısa dönem ürün kiralama, yıllık ya da dönemsel kira abonmanlığı, dayanıklılığı yüksek ürünler ve az kullanılan ürünlerin tekrar satıldığı ürün modellerini tercih edeceğini söylüyor.
Giysilerin yıkanma sayısı azaltılmalı
Moda sektörüne konu olan kumaşları üreten tekstil endüstrisinin en büyük sera gazı salınımına neden olan sanayilerden biri olduğunu belirten İstanbul Bilgi Üniversitesi Moda Tasarımı Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi İrem Arıkan Ekşi, satın alınan her ürünün karbon ayak izinin bir parçası olduğunu söyledi. Ekşi, “Ellen Mac Arthur Vakfının raporuna (A-New-Textiles-Economy Full-Report) göre tekstil üretiminin neden olduğu sera gazlarının miktarı geçtiğimiz yıllarda 1,2 milyar ton CO2 eşdeğerine erişti. Bu miktar tüm uluslararası uçuşların ve deniz nakliyatının toplamının ortaya çıkardığı sera gazı salınımının üzerinde. Her bir ton polyesterin üretimi beş ile 9,5 ton arası CO2 salınımına neden oluyor. Modaya konu olan ürünlerin yüzde 90’ı naylon, polyester, akrilik ve spandex içerdiği için kullanılan giysi ürünlerinin büyük çoğunluğunun fosil yakıttan üretilmekte olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte doğal elyaflar içinde pamuk da çok fazla su tüketen bir seçenek. Yüzde yüz pamuk kullanılarak üretilen bir adet denim pantolon üretimi için ortalama olarak 9,500 litre suya, pamuklu bir tişört ise 2,700 litre suya (bir insanın üç yıllık içme suyu) ihtiyaç duyar. Bir denimin üretiminde 34 kg CO2 salınıyor. Bu da bir arabayla 111 km yol yapmaya eşdeğer nitelikte. Kotun kullanım ömründe de aşağı yukarı 3400 litre su tüketeceği bekleniyor.Kotumuzu kullanırken uygulanabilecek bazı basit pratikler var. Kotu bir kez giydikten sonra yıkamak yerine 10 kez giydikten sonra yıkamak çevreye olan etkisini yüzde 60 ila 70 oranında azaltıyor. Benzer şekilde düşük sıcaklıkta yıkamak, makine tam dolmadan çalıştırmamak ve hatta bilimsel olarak bakterileri uzun dönemde yok ettiği kanıtlanmamakla birlikte kokuyu bertaraf etmek için kullanılan bir yöntem olarak kotumuzu buzlukta bekleterek temizliğini sağlamak, yıkama sayısını azaltmak amacıyla sık sık güneşte bekletmek yapabileceklerimizden birkaçı” dedi.(Haber Merkezi)