Mezhepçi Yönetim Huzur Getirmez

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Suriye’nin Humus kentinde işlenen bir cinayetin ardından bölgede tırmanan şiddet olaylarına dair kapsamlı bir değerlendirme yaptı.

Kara, yaşanan gelişmelerin Suriye’deki mevcut güvenlik yapısının ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi.

CİNAYET BAHANE EDİLDİ, ŞEHİRLERDE TALAN BAŞLADI

Milletvekili Kara, Humus’ta yaşanan cinayetin bazı paramiliter gruplar tarafından topluluklara mal edilerek saldırı bahanesi haline getirildiğini vurguladı: “Suriye'nin Humus kentinde işlenen bir cinayet, zaten kırılgan durumdaki asayişin bozulmasına bahane oldu. Cinayeti bir topluluğun suçu olarak gören paramiliter gruplar, çeşitli şehirlerde saldırılara, yağma ve talana girişti.”

Kara, başına ödül konmuş bir teröriste takım elbise giydirilmesinin de Suriye’de güvenlik ve istikrarı sağlamaya yetmeyeceğini dile getirdi.

SURİYE’DE KURULAN SİSTEM DEMOKRASİ DEĞİL

Kara, Esad rejiminin çöküşünden sonra kurulan yapının demokratik bir düzen olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Suriye'de kurulan sistem bir demokrasi değil; etnik ve dini gruplar arasında sistematik ayrımcılığa ve şiddete dayanan bir tür zorbalık rejimidir.”

Kara, özellikle Alevilere yönelik şiddetin uluslararası toplum tarafından uzun yıllardır görmezden gelindiğini ifade etti.

MEZHEPÇİ VE SEKTER YAPIYLA HUZUR SAĞLANAMAZ

CHP’li Kara, mezhepsel ayrışmayı derinleştiren mevcut yönetim anlayışı sürdükçe Suriye’de huzur ve istikrarın mümkün olmayacağını belirtti:

“Suriye, bu mezhepçi, sekter yönetim anlayışıyla asla huzur ve istikrara kavuşamayacaktır. Tüm kimliklere eşit yaklaşan bir düzen kurulmadıkça, Şara yönetimi ve onunla iltisaklı paramiliter grupların uyguladığı şiddet de devam edecektir.”

TÜRKİYE ETKİN ROL ÜSTLENMELİ

Kara, Türkiye’nin Suriye üzerindeki etkisini barış ve gerginliği azaltma yönünde kullanması gerektiğini belirterek iktidara çağrıda bulundu:

“İktidardan beklentimiz, Suriye'deki varlığımızın bu mezhepçi gerginliği azaltması doğrultusunda hareket etmesidir. Başta diplomatik baskı kanalları olmak üzere, Suriye'de akan kanı durdurmak üzere bir an önce inisiyatif alınmalıdır.”

(Haber Merkezi)