MEB çatısı altında resmi faaliyet gösteren Özel Öğretim Kurslarının kapatılmasının gündeme gelmesi üzerine bizler Türkiye’deki “Özel Öğretim Kursları Platformu’’ olarak, hiçbir derneğe, ideo-lojiye ve siyasi düşünceye bağlı olmaksızın toplum ve bireyleri bu konuda detaylı olarak bilgilen-dirmek amacıyla aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyduk.
ÖZEL ÖĞRETİM KURSLARIMIZ eğitim sistemimizin bir ihtiyacı olup, Milli Eğitim Bakanlığı’nın izni ve denetimiyle faaliyetlerini sürdürmektedir. Aileler çocuklarını, Üniversiteye Giriş sınavlarına hazırlanmak ve derslerine destek amacıyla, gönül rızasıyla kurslarımıza göndermektedir.
Kurslarımızın faaliyetini sürdürememesi, eğitim sistemimizde telafi edilemeyecek yaralara yol aça-caktır. Sadece öğrenciler değil, kurs sahipleri ve bu kurumlara emek veren öğretmen ve personeller de zarar görecektir.
Bakanlığımız yıllardır okullarda ve Halk Eğitim Merkezlerinde destekleme kursları düzenle-mektedir. Ancak bu çalışmalar, destek eğitim ihtiyacını karşılayamamaktadır. Özel öğretim kursla-rına olan talep de devam etmektedir. Eğitim sistemimizde kurslar bir ihtiyaçtır ve bu ihtiyaç devle-timizin denetimindeki kurslarımız aracılığı ile karşılanmaktadır.
Resmi kayıtlara göre 2019 Ocak ayı itibariyle MEB'e bağlı 2549 özel öğretim kursu bulunmaktadır. Bu kurslarda istihdam edilen öğretmen ve personel sayısı yaklaşık olarak 63.000'dir. Aile-leri ile hesapladığımızda böyle bir durumdan 200.000 kişi olumsuz olarak etkilenecektir. Özel öğre-tim kurslarının kapanmasıyla, ülkemizin 1 yıllık ekonomik kaybı (KDV-Stopaj-SGK) 1.500.000.000 (bir milyar beş yüz milyon TL) olacaktır.
Türkiye'mizde ailelerin gelir düzeyleri birbirinden farklıdır. Bu aileler çocuklarını daha iyi bir geleceğe hazırlamak için kurslara göndermektedir. Bu tercihlerinin ellerinden alınmaması gerekir. Zira, tabiat boşluğu asla kabul etmez. Genç nüfusa sahip olmamız geleceğe güvenle bakmamıza vesiledir. Gençlerimizin, kursların kapanmasıyla farklı mecralara gideceği göz önünde bulundurul-ması gereken bir husustur. Ülke olarak böyle acı bir tecrübeyi, pırlanta gibi çocuklarımızı cemaat kisvesi altında abi / abla kimliğiyle yaklaşan insanlara kaptırarak yaşadık. Böyle olumsuzlukların bir daha yaşanmaması için resmi faaliyet gösteren kurslara yasal engel getirilmemelidir. Bu nedenlerle Sayın Cumhurbaşkanımız ve Milli Eğitim Bakanımızın bizleri objektif ve sağduyu ile değerlendireceklerini düşünüyoruz. (Haber Merkezi)
ÖZEL ÖĞRETİM KURSLARIMIZ eğitim sistemimizin bir ihtiyacı olup, Milli Eğitim Bakanlığı’nın izni ve denetimiyle faaliyetlerini sürdürmektedir. Aileler çocuklarını, Üniversiteye Giriş sınavlarına hazırlanmak ve derslerine destek amacıyla, gönül rızasıyla kurslarımıza göndermektedir.
Kurslarımızın faaliyetini sürdürememesi, eğitim sistemimizde telafi edilemeyecek yaralara yol aça-caktır. Sadece öğrenciler değil, kurs sahipleri ve bu kurumlara emek veren öğretmen ve personeller de zarar görecektir.
Bakanlığımız yıllardır okullarda ve Halk Eğitim Merkezlerinde destekleme kursları düzenle-mektedir. Ancak bu çalışmalar, destek eğitim ihtiyacını karşılayamamaktadır. Özel öğretim kursla-rına olan talep de devam etmektedir. Eğitim sistemimizde kurslar bir ihtiyaçtır ve bu ihtiyaç devle-timizin denetimindeki kurslarımız aracılığı ile karşılanmaktadır.
Resmi kayıtlara göre 2019 Ocak ayı itibariyle MEB'e bağlı 2549 özel öğretim kursu bulunmaktadır. Bu kurslarda istihdam edilen öğretmen ve personel sayısı yaklaşık olarak 63.000'dir. Aile-leri ile hesapladığımızda böyle bir durumdan 200.000 kişi olumsuz olarak etkilenecektir. Özel öğre-tim kurslarının kapanmasıyla, ülkemizin 1 yıllık ekonomik kaybı (KDV-Stopaj-SGK) 1.500.000.000 (bir milyar beş yüz milyon TL) olacaktır.
Türkiye'mizde ailelerin gelir düzeyleri birbirinden farklıdır. Bu aileler çocuklarını daha iyi bir geleceğe hazırlamak için kurslara göndermektedir. Bu tercihlerinin ellerinden alınmaması gerekir. Zira, tabiat boşluğu asla kabul etmez. Genç nüfusa sahip olmamız geleceğe güvenle bakmamıza vesiledir. Gençlerimizin, kursların kapanmasıyla farklı mecralara gideceği göz önünde bulundurul-ması gereken bir husustur. Ülke olarak böyle acı bir tecrübeyi, pırlanta gibi çocuklarımızı cemaat kisvesi altında abi / abla kimliğiyle yaklaşan insanlara kaptırarak yaşadık. Böyle olumsuzlukların bir daha yaşanmaması için resmi faaliyet gösteren kurslara yasal engel getirilmemelidir. Bu nedenlerle Sayın Cumhurbaşkanımız ve Milli Eğitim Bakanımızın bizleri objektif ve sağduyu ile değerlendireceklerini düşünüyoruz. (Haber Merkezi)