Bir rivayete göre Hz. Ömer Patrik Sophronius’tan kendisine mabedin yerini göstermesini ister. Mabedin olduğu bölgenin çöplük haline getirildiğini gören Hz. Ömer, abasını yere serip çöpleri doldurmaya ve götürüp uzaklara dökmeye başlar. Bunu gören Müslümanlar da onun yaptığını yaparlar ve sonrasında oraya bir mescit inşa ederler. Bugünkü Aksa Camii’nin Hz. Ömer’in o mescidinin yerinde olduğu bilinmektedir. Başka bir rivayet ise mabedin yerinin kimsenin bilmediği, Hz. Ömer’in araştırması üzerine bölgedeki kadınların çöp attıkları yer olarak kullandıkları çöplük mekânının mabedin mekânı olduğu kanaatine gelmesi ve Hz. Ömer’in buraya bir kese altın saçtığı, bunu gören işsiz ve avare insanların altınları bulmak üzere buraya üşüştüğü ve neticede mabedin ortaya çıkması şeklindedir. (Bu rivayet Sultan Süleyman için de geçmektedir.) Kendi mabetlerinin Müslümanlar tarafından da benimsenmesini arzu eden Kudüs patriğinin Hz Ömer’i önce Kıyamet Kilisesine götürdüğü, ancak Hz. Ömer’in buranın Peygamberimizin miraca yükseldiği yer olmadığını dediği, nihayet günümüzde Mescid-i Aksa’nın bulunduğu yeri keşfettiği de anlatılanlar arasındadır.
Müslümanlar şehri ihya etmekle uğraşmış, masraftan kaçınmayarak burada pek çok sanat ve mimari değeri yüksek olan yapılar oluşturmuşlardır. Kudüs’ün Müslümanlar tarafından özel ihtimama mazhar olması, Hz. Osman’ın Silvan Bahçelerinin gelirlerini şehrin fakir halkına vakfetmesinden de anlaşılmaktadır.
İslam Tarihi Boyunca Kudüs
Yaklaşık 100 yıl kadar Haçlı işgali istisna olmak üzere, Hz. Ömer tarafından alındıktan sonra Kudüs 1200 yıl kadar Müslümanların elinde bulundu. İster Müslüman ister gayr-i müslim ordular tarafından olsun, Kudüs pek çok ordunun saldırısına maruz kalmış, defalarca elden ele geçmiştir. Tarihi verilere göre Ortaçağlarda Kudüs 52 defa saldırıya uğramış, 23 defa kuşatılmış, 44 defa elden ele geçmiştir.
661-750 yılları arasında Kudüs Emeviler’in elinde olmuştur. Emevi halife Muaviye hilafet merkezini Medine’den Şam’a taşıması üzerine Kudüs daha fazla öne çıkmıştır. Emeviler mimarisiyle döneme damgasını vurmuştur. Günümüzde Harem-i Şerif bölgesinde görülen iki önemli yapı, Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s-Sahra Emeviler döneminde yapılmıştır. Bazı kaynaklar bu yapıların Abdülmelik bin Mervan (v. h.86/m.705) tarafından inşa edildiğini söylerken bazıları ise onun oğlu I. Velid’in (v. h.96/m.715) ismini zikrederler. Mescid-i Aksa, günümüze gelene kadar pek çok tamirat ve tadilat geçirmiştir.
Abbasiler 750-878 yılları arasında Kudüs’e hâkim oldular. Abbasi halifesi Ebu Cafer el-Mansur’un Kudüs’ü iki defa ziyaret etmesi, şehrin Abbasiler için ehemmiyeti hakkında fikir vermektedir. Abbasiler döneminde hem halifeler ve aileleri hem eşraf Kudüs’te pek çok yapı inşa ettirmiş, bunlar sayesinde Kudüs 8. yy.’da önemli bir ilim merkezi haline gelmiştir.
Mısır’daki hanedanlar zamanında Kudüs Mısır’a tabi oldu. Tolunoğulları 878’den 905’e kadar, İhşidiler 935’ten 969’e kadar, Fatimiler 969’dan 1071’e kadar Kudüs’ü de kendi hükümdarlıkları altına aldılar. (905-935 arasında Kudüs Abbasiler’in yönetiminde olmuştur.) 1071-1098 yılları arasında Kudüs Selçukluların, 1098-1099’da ise Fatımilerin hâkimiyetinde bulundu. Haçlı Seferleri neticesinde Haçlılar 1099’da Kudüs’ü işgal etmiş ve burada 88 yıl devam edecek Kudüs Haçlı Krallığı kurmuşlardır.
Müslümanlar şehri ihya etmekle uğraşmış, masraftan kaçınmayarak burada pek çok sanat ve mimari değeri yüksek olan yapılar oluşturmuşlardır. Kudüs’ün Müslümanlar tarafından özel ihtimama mazhar olması, Hz. Osman’ın Silvan Bahçelerinin gelirlerini şehrin fakir halkına vakfetmesinden de anlaşılmaktadır.
İslam Tarihi Boyunca Kudüs
Yaklaşık 100 yıl kadar Haçlı işgali istisna olmak üzere, Hz. Ömer tarafından alındıktan sonra Kudüs 1200 yıl kadar Müslümanların elinde bulundu. İster Müslüman ister gayr-i müslim ordular tarafından olsun, Kudüs pek çok ordunun saldırısına maruz kalmış, defalarca elden ele geçmiştir. Tarihi verilere göre Ortaçağlarda Kudüs 52 defa saldırıya uğramış, 23 defa kuşatılmış, 44 defa elden ele geçmiştir.
661-750 yılları arasında Kudüs Emeviler’in elinde olmuştur. Emevi halife Muaviye hilafet merkezini Medine’den Şam’a taşıması üzerine Kudüs daha fazla öne çıkmıştır. Emeviler mimarisiyle döneme damgasını vurmuştur. Günümüzde Harem-i Şerif bölgesinde görülen iki önemli yapı, Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s-Sahra Emeviler döneminde yapılmıştır. Bazı kaynaklar bu yapıların Abdülmelik bin Mervan (v. h.86/m.705) tarafından inşa edildiğini söylerken bazıları ise onun oğlu I. Velid’in (v. h.96/m.715) ismini zikrederler. Mescid-i Aksa, günümüze gelene kadar pek çok tamirat ve tadilat geçirmiştir.
Abbasiler 750-878 yılları arasında Kudüs’e hâkim oldular. Abbasi halifesi Ebu Cafer el-Mansur’un Kudüs’ü iki defa ziyaret etmesi, şehrin Abbasiler için ehemmiyeti hakkında fikir vermektedir. Abbasiler döneminde hem halifeler ve aileleri hem eşraf Kudüs’te pek çok yapı inşa ettirmiş, bunlar sayesinde Kudüs 8. yy.’da önemli bir ilim merkezi haline gelmiştir.
Mısır’daki hanedanlar zamanında Kudüs Mısır’a tabi oldu. Tolunoğulları 878’den 905’e kadar, İhşidiler 935’ten 969’e kadar, Fatimiler 969’dan 1071’e kadar Kudüs’ü de kendi hükümdarlıkları altına aldılar. (905-935 arasında Kudüs Abbasiler’in yönetiminde olmuştur.) 1071-1098 yılları arasında Kudüs Selçukluların, 1098-1099’da ise Fatımilerin hâkimiyetinde bulundu. Haçlı Seferleri neticesinde Haçlılar 1099’da Kudüs’ü işgal etmiş ve burada 88 yıl devam edecek Kudüs Haçlı Krallığı kurmuşlardır.