Kudüs-2
Başka bir hadisinde namazdan elde edilecek sevap sıralamasında ilk yerde Kabe’de kılınan namazın, onun ardından ise Mecsid-i Nebi ve Mescid-i Aksa’da kılınan namazın olduğunu buyurmuştur
Yayınlanma :
09.03.2018 16:02
Güncelleme :
28.11.2025 12:47
Kudüs’ün Müslümanlar tarafından fethi
Kudüs Müslümanların eline Hz. Ömer zamanında geçmiştir. Filistin bölgesi o sırada Bizans’ın elindeydi. Bizans ile yapılan ilk savaş olan Ecnadeyn savaşından (13/634) sonra Suriye ve Filistin kapıları Müslümanlara açılmış; Yermük zaferiyle (15/636) Suriye Bizans’tan alınmış ve ardından Filistin’in fethi başlamıştır. Kudüs, Ebu Ubeyde ibn el-Cerrah tarafından kuşatılmış, fakat surlar nedeniyle fetih gerçekleşmemiştir. Orduyu oluşturan askerler kuşattıkları şehrin sıradan bir şehir olmadığının bilincindelerdi. Ebu Ubeyde, şehir ahalisi bitkin düşünceye dek Kudüs'ü kuşatma altında tuttu. Şehir ahalisi Hıristiyanlar kuşatmanın getirdiği sıkıntılarla baş etmekte zorlanıp bu kararlı kuşatmadan dolayı şehri teslim etmekten başka çarelerinin kalmadığını görünce Müslümanlardan aman dileyip anlaşma teklif etmişler ve şehri bizzat halifeye teslim etmek şartını ileri sürmüşlerdir. Bunun üzerine komutan Ebu Ubeyde durumu halife Hz. Ömer’e bildirmiş, onu Kudüs’e davet etmiştir. Hz. Ömer ashabın ileri gelenlerini toplayarak onlarla bu konuyu istişare etmiş, yapılan müzakere ve istişareler sırasında Hz. Ali ile Hz. Ömer, Halife’nin Kudüs'e gitmesinin yararlı olacağı görüşünü savunmuşlardır. Nihayet Hz. Ömer, Medine’den çıkıp Kudüs’e doğru yola koyulmuş, Kudüs’e gelerek şehrin patriği Sophronius’tan teslim alarak anlaşmayı imzalamıştır. Dolayısıyla Kudüs Müslümanların eline kan dökülmeden geçmiştir. Şehir halkının can, mal, kilise ve diğer kurumlarının güven altında olduğuna dair amanname verilmiştir. İslam tarihinde Hz. Ömer Amannamesi olarak ünlenen bu belge, Müslümanların fethettikleri gayr-i müslim bölgelerde davranışları için bir emsal teşkil etmiştir. (Nitekim Fatih de İstanbul’u fethettiğinde aynı amannameyi İstanbul’daki Yahudilere ve Hıristiyanlara vermiştir.) Fethin gerçekleşme tarihi olarak hicri takvimle 16-17-18 yılları gösterilirse de güçlü ihtimale 17’nin sonu 18’in başlarıdır. Hz. Ömer’in Kudüs’e girmesi miladi takvimle 638 yılıdır. Romalılar zamanında şehrin adı olan Aelia Capitolina ismi Hz. Ömer tarafından değiştirilerek şehre Kudüs adı verilmiş, halka İslam’ı öğretmesi için Ubade bin Samit kadı ve vali olarak tayin edilmiştir.
Kudüs’ün fethinden bahsederken kaynaklarda Hz. Ömer’in adaletiyle ilgili menkıbeler anlatılmaktadır. Rivayete göre Hz. Ömer ve kölesi bineklerine sırayla biniyorlardı ve Kudüs’e yaklaştıklarında sıra kölede olmuştur. Hz. Ömer’in binmesi için köle ısrar etse de Hz. Ömer kabul etmemiş, böylece kendilerini karşılayanlara bir tevazu dersi vermiştir. Başka bir rivayete göre Kıyamet Kilisesinde Hıristiyanlarla görüşme sırasında öğlen namazının vakti girmesi üzerine Hz. Ömer namazını kılmak için patrikten kendisine yer göstermesini isteyince patrik ona kilisede namaz kılabileceğini bildirir ama Hz. Ömer bunu kabul etmeyip biraz uzaklaşarak abasını yere serip komutan ve askerlere namaz kıldırır. (Daha sonra onun namaz kıldığı yere onun adına bir mescit inşa edilmiştir ve bu mescit hala durmaktadır.) Hz. Ömer, kilisede namaz kılmayışının sebebini “Benden sonra gelecek olan Müslümanlar, Ömer namazı burada kıldı diyerek buraya mescit inşa ederler” diyerek açıklamış, bu davranışıyla Hıristiyanların inancına saygılı olma örneğini vermiştir. Başka bir menkıbe Hz. Ömer’in Yahudiler tarafından kutsal sayılan Süleyman Mabedi’ni bulmasıyla ilgilidir ve bu hususta kaynaklarda iki rivayet vardır.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: