TMMOB Mimarlar Odası Hatay Şubesi, Antakya Kentsel Sit alanını kapsayan Koruma Amaçlı Revizyon İmar Planı’na ilişkin yeni bir açıklama yaparak, planın “çözüm üretmek yerine belirsizlik ve kaos yarattığını” vurguladı.
Oda, askıya çıkarılan planla ilgili olarak 3 Kasım 2025 tarihinde gerekçeli itiraz dilekçesini yetkili kurumlara sunduğunu bildirdi.
DEPREMDEN 2 YIL 9 AY SONRA HÂLÂ BELİRSİZLİK HÂKİM
Açıklamada, 6 Şubat depremlerinin ardından Antakya’nın tarihi kent merkezinde yaşayan vatandaşların büyük bölümünün hâlâ konteyner kentlerde veya şehir dışında yaşamlarını sürdürdüğüne dikkat çekildi. Mimarlar Odası, hazırlanan imar planının bu vatandaşların geri dönüşünü kolaylaştırmak bir yana, mevcut belirsizlikleri daha da derinleştirdiğini ifade etti.
20 Ekim 2025 tarihinde yeniden askıya çıkarılan Koruma Amaçlı Revizyon İmar Planı’nın, önceki eleştiriler ve yargı süreci devam ederken hazırlanmasına tepki gösteren Mimarlar Odası yetkilileri şu bilgileri paylaştı: “Daha önce askıya çıkarılan planlara ilişkin gerekçeli itirazlarımız dikkate alınmadı. Bunun üzerine 10 Mart 2025 tarihinde yürütmenin durdurulması talebiyle iptal davası açtık. Dava süreci halen devam etmektedir. Ancak buna rağmen planlar yeniden askıya çıkarılmış ve mevcut sorunlar derinleştirilmiştir.”
Oda, yeni planlarda usul hataları, tutarsız mekânsal kararlar, kentsel dönüşüm alanlarının tanımlanması, ulaşım sistemi ve uygulama stratejilerinin eksikliği gibi çok sayıda sorunun bulunduğunu belirtti.
YEŞİL ALANLAR İMARA AÇILIYOR, BELİRSİZLİK ARTIYOR
TMMOB Mimarlar Odası Hatay Şubesi’nin açıklamasında, DSİ’nin 30 Ekim 2024 tarihli görüşünün plan revizyonuna temel gerekçe olarak sunulduğu, ancak planlarda bu görüşle çelişen kararlar alındığı ifade edildi.
Örneklerle açıklanan bu çelişkiler arasında, İnönü Caddesi ile Asi Nehri arasındaki mevcut yapıların bulunduğu bölgenin “yeşil alan” olarak gösterilmesine rağmen, Köprübaşı ve Vakıf İşhanı civarındaki alanların yeniden imara açılması dikkat çekti.
Oda, ayrıca Sosyete Parkı (Maksim Parkı) olarak bilinen yeşil alanın da 6 katlı yapılaşmaya açılmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, bu bölgenin hem eski Asi Nehri yatağı hem de dolgu zemin üzerinde bulunduğunu vurguladı.
“Deprem sonrası daha dirençli bir kent hedefiyle yola çıkılmışken, 2 yıl 9 ayın sonunda dolgu ve yeşil alanların imara açılması büyük bir çelişkidir.”
PLANLAMA SÜRECİ İYİLEŞME SÜRECİ OLMALI

Açıklamanın devamında, Antakya’nın binlerce yıllık tarihi geçmişi ve çok kültürlü yapısına dikkat çekilerek, koruma planlarının sıradan planlama çalışmaları gibi ele alınamayacağı ifade edildi.
Oda yönetimi, Antakya’nın tarihi kent dokusunun büyük oranda yok olduğunu, ancak ayakta kalan bazı tescilli yapıların özgün malzemeleriyle restore edilebileceğini belirtti. Buna rağmen “koruma kararları” gerekçe gösterilerek bu yapıların da yıkılmasının büyük bir hata olduğu savunuldu.
“Antakya, sadece bir şehir değil, binlerce yılın birikimiyle oluşmuş bir kültürdür. Bu nedenle bu alanın planlanması, sıradan bir imar faaliyeti değil, bir iyileşme ve yeniden doğuş süreci olarak görülmelidir.”
Mimarlar Odası, planlama sürecinde önceliğin bölge halkının güvenli biçimde evlerine dönebilmesi, sosyal ve kültürel devamlılığın sağlanması ve katılımcı bir uzlaşma ortamının oluşturulması olması gerektiğini belirtti.
(Haber Merkezi)
ABDULVAHİT GÜRASLAN











