Yetişkin insanın, özel ve tutarlı bir kişiliği olan karmaşık bir varlık olduğu kabul edilir. İnsanların sosyal anlamda düzenli ilişkilere girmeleri içinde tutarlı kişilik yapılarına gereksinim duyulur. Benzer durumlarda verilen tepkiler ve farklı durumlarda tutarlı olan davranışlarımız kişilik kavramının belirleyicisidir. Bir bakıma kişilik, birey ile çevresi arasında uyum oluşturur. İnsanlar her zaman yaşanan aynı duruma aynı tepkiyi vermezler. Yetişkinlik yıllarında yeni deneyimler ve roller edinerek sezgisel olarak da değiştiği bir gerçektir. Kişilik, farklı durumlara oldukça kestirilebilir tepkileri veren içsel bir yapıdır. Kişilik oluştuktan sonra dış durumlardan ziyade içsel dinamiği yansıttığı kabul edilir. Aslında her birimiz için geçerli olan “nevi şahsına münhasır” şeklinde bir tanım vardır. Yani her insan kendine özgüdür. Fakat fiziksel özelliklerimizin olduğu gibi kişilik özelliklerimizin de benzeşen tarafları vardır. Bununla beraber kişiliğin oluşmasında genetik mirasın da oldukça belirleyici bir rolü vardır. Kişiliğin bütünlüğünün sağlanmasında kişinin olayları, kendini, çevreyi algılama şekli, çevreyle iletişim ve etkileşimin şekli önemlidir. Olaylar karşısında algılarımız ve değerlerimizle kurduğumuz cümlelere yüklediğimiz ifade kendi içselliğimizin yansımasıdır. Yazımı bir hikaye ile bitirmek istiyorum. Padişah, bir gece çok kötü bir rüya görür, karabasan çöker. Büyük bir sıkıntı içinde uyanır. Ve vezirini çağırarak sarayın rüya tabircisinin huzuruna getirilmesini ister. Tabircibaşı padişahın yanına gelir. Padişah gece gördüğü düşünü anlatıp sorar: bu rüya hayır mıdır, şer midir? Tabircibaşı biraz düşünür; sonra utana sıkıla: "Şerdir, Padişahım" der. "Çok uzun yıllar yaşayacaksınız; ama ne yazık ki, tüm yakınlarınızın gözlerinizin önünde birer birer ölüp sizi yapayalnız bıraktıklarını göreceksiniz." Bir an sessizlik olur; ardından padişah kükrer: "Tez atın şunu zindana, felaket habercisi olmak neymiş öğrensin!" emrini verdikten sonra bir başka tabircinin bulunmasını ister. Padişah, huzura getirilen ikinci tabirciye de rüyasını anlatıp sorar: "Hayır mıdır, şer midir?" der. Rüya tabircisi bu ikinci zat; "Hayırdır, Padişahım!" der. "Bu rüya, tüm yakınlarınızdan daha uzun yaşayacağınızın ifadesidir. Daha nice seneler ülkenizi yönetebileceksiniz ve sevdikleriniz ile birlikte yaşayacaksınız. Padişah, çok hoşuna giden bu tabir karşısında tabirciye iki kese altın vererek mükafatlandırır. Bu durumu izleyenler, tabirciye sorar: "Aslında sen de tabircibaşı da aynı şeyi söylediniz. Neden onu cezalandırdı da seni ödüllendirdi?" Tabirci gülerek cevap verir: Elbette aynı şeyi söyledik; ama önemli olan, kimilerine NE söylediğin değil, NASIL söylediğindir. Kıssadan hisse…
Yazarlar
Yayınlanma: 23 Mayıs 2019 - 16:48
Kişilikler
Yetişkin insanın, özel ve tutarlı bir kişiliği olan karmaşık bir varlık olduğu kabul edilir
Yazarlar
23 Mayıs 2019 - 16:48