Kamu İşçilerine İkinci Teklif Açıklandı!Beklenti Karşılanmadı, Gözler Şimdi 30 Haziran’da
Türkiye genelinde kamu kurumlarında görev yapan yaklaşık 600 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde ikinci teklif hükümet tarafından açıklandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Türk-İş ve Hak-İş konfederasyonlarının yürüttüğü pazarlık süreci, 27 Haziran’da yapılan yeni teklifle kritik bir aşamaya ulaştı. Hükümetin önerisine göre, 2025 yılı için ilk 6 ayda %17, ikinci 6 ayda ise %10 oranında Zam önerildi. Ancak 2026 yılı için önerilen artışlar önceki tekliften farklı olmadı: ilk 6 ay için %7, ikinci 6 ay için %5 zam teklif edildi. Bu oranlar, sendikaların beklentisinin oldukça altında kaldı.
Sendikalar cephesinden gelen ilk tepkiler, ikinci teklifin işçi taleplerine yanıt vermekten uzak olduğu yönünde. Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, teklifi “makyajlı ama yetersiz” olarak değerlendirirken, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Diyarbakır’da yaptığı açıklamada, bu teklifin sahadaki emekçilerin beklentilerini karşılamadığını ifade etti. Atalay, günlük brüt ücretin en az 1.800 TL’ye çıkarılması ve enflasyon karşısında reel alım gücünün korunması gerektiğini söyledi. En düşük ücretin ve genel zam oranının hala yeterli seviyeye ulaşmadığı belirtilirken, talepler arasında %50'ye varan ücret artışı dikkat çekiyor.İşçi temsilcileri, müzakere sürecinin ciddiyetini koruduğunu ancak 30 Haziran'da yapılacak görüşmeden somut iyileştirme çıkmaması halinde sahada demokratik tepkilerin gündeme gelebileceğini dile getirdi. Türk-İş ve Hak-İş’in ortak zeminde hareket etmesi, kamuoyunda oluşan beklentiyi güçlendiriyor. Diğer yandan hükümetin sunduğu teklifin, özellikle kamu maliyesi açısından dengeli bir zemini koruma çabası taşıdığı vurgulanıyor.Hatay özelinde bakıldığında, Kamu işçileri bu süreci yakından takip ediyor. Başta belediye iştirakleri ve taşeron statüsünden kadroya geçen işçiler olmak üzere binlerce çalışan, toplu sözleşmeden çıkacak sonucun hem geçim koşulları hem de bölgesel ekonomik hareketlilik açısından büyük önem taşıdığını belirtiyor. Deprem sonrası toparlanma sürecinde olan kentte, maaşlardaki artışın piyasaya yansıması da doğrudan hissedilecek bir unsur olarak öne çıkıyor.Hatay Ekspres olarak süreci dikkatle izliyor; hem Ankara’daki müzakere masasından, hem de Hatay’daki emek cephesinden gelişmeleri tarafsız ve halk odaklı biçimde kamuoyuna aktarmaya devam ediyoruz. Gözler şimdi 30 Haziran’daki üçüncü ve kritik görüşmeye çevrildi. Sorun masada çözülürse, binlerce kamu emekçisi için Temmuz ayı umutla başlayabilir.ABDULVAHİT GÜRASLAN
Türkiye genelinde kamu kurumlarında görev yapan yaklaşık 600 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde ikinci teklif hükümet tarafından açıklandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Türk-İş ve Hak-İş konfederasyonlarının yürüttüğü pazarlık süreci, 27 Haziran’da yapılan yeni teklifle kritik bir aşamaya ulaştı. Hükümetin önerisine göre, 2025 yılı için ilk 6 ayda %17, ikinci 6 ayda ise %10 oranında Zam önerildi. Ancak 2026 yılı için önerilen artışlar önceki tekliften farklı olmadı: ilk 6 ay için %7, ikinci 6 ay için %5 zam teklif edildi. Bu oranlar, sendikaların beklentisinin oldukça altında kaldı.
Sendikalar cephesinden gelen ilk tepkiler, ikinci teklifin işçi taleplerine yanıt vermekten uzak olduğu yönünde. Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, teklifi “makyajlı ama yetersiz” olarak değerlendirirken, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Diyarbakır’da yaptığı açıklamada, bu teklifin sahadaki emekçilerin beklentilerini karşılamadığını ifade etti. Atalay, günlük brüt ücretin en az 1.800 TL’ye çıkarılması ve enflasyon karşısında reel alım gücünün korunması gerektiğini söyledi. En düşük ücretin ve genel zam oranının hala yeterli seviyeye ulaşmadığı belirtilirken, talepler arasında %50'ye varan ücret artışı dikkat çekiyor.İşçi temsilcileri, müzakere sürecinin ciddiyetini koruduğunu ancak 30 Haziran'da yapılacak görüşmeden somut iyileştirme çıkmaması halinde sahada demokratik tepkilerin gündeme gelebileceğini dile getirdi. Türk-İş ve Hak-İş’in ortak zeminde hareket etmesi, kamuoyunda oluşan beklentiyi güçlendiriyor. Diğer yandan hükümetin sunduğu teklifin, özellikle kamu maliyesi açısından dengeli bir zemini koruma çabası taşıdığı vurgulanıyor.Hatay özelinde bakıldığında, Kamu işçileri bu süreci yakından takip ediyor. Başta belediye iştirakleri ve taşeron statüsünden kadroya geçen işçiler olmak üzere binlerce çalışan, toplu sözleşmeden çıkacak sonucun hem geçim koşulları hem de bölgesel ekonomik hareketlilik açısından büyük önem taşıdığını belirtiyor. Deprem sonrası toparlanma sürecinde olan kentte, maaşlardaki artışın piyasaya yansıması da doğrudan hissedilecek bir unsur olarak öne çıkıyor.Hatay Ekspres olarak süreci dikkatle izliyor; hem Ankara’daki müzakere masasından, hem de Hatay’daki emek cephesinden gelişmeleri tarafsız ve halk odaklı biçimde kamuoyuna aktarmaya devam ediyoruz. Gözler şimdi 30 Haziran’daki üçüncü ve kritik görüşmeye çevrildi. Sorun masada çözülürse, binlerce kamu emekçisi için Temmuz ayı umutla başlayabilir.ABDULVAHİT GÜRASLAN 
