Acıbadem Üniversitesi’nde seminer veren ve deri kanseri alanındaki öncü araştırmalarıyla tanınan Doç. Dr. Masaoki Kawasumi, kahvenin deri kanseri üzerindeki çarpıcı etkilerini açıkladı:
Acıbadem Üniversitesi, deri kanseri alanındaki öncü araştırmalarıyla tanınan Doç. Dr. Masaoki Kawasumi’yi ağırladı. Kawasumi, yıllardır yürüttüğü çalışmalarda kafeinin özellikle güneş ışığıyla etkileşime girdiğinde deri kanserine karşı güçlü bir koruma sağladığını belirtiyor. Acıbadem Üniversitesi’nde verdiği seminerde, “Kahve içmek sadece keyif değil; doğru zamanda içildiğinde bir koruyucu tedbir. Koruyucu etkisi özellikle güneş ışınlarıyla ortaya çıkan kahveyi sahilde tüketmek çok faydalı. Güneş altında içilen kahve, vücudu kansere karşı koruyabiliyor. Hayvan deneylerinde her bir fincan kahvenin, deri kanseri riskini %5 azalttığını tespit ettik” diyerek çarpıcı bilgiler paylaşıyor. Kafeinle ilgili araştırmalarının temellerinin asistanlık yıllarına uzandığını anlatan Kawasumi, kafeinin kanserden koruyucu etkilerinin dikkat çekici olduğunu belirtiyor: “Kahvenin deri kanseri üzerindeki etkisini 2004 yılında, daha asistanken araştırmaya başladım. Hocalarımla birlikte beslenmenin deri kanserini önlemedeki rolünü inceledik. Önce yeşil çayın etkisine baktık çünkü yeşil çayda yüksek oranda kafein bulunuyor. Deneysel çalışmalarımızda yeşil çayın deri kanserini önlemede belirgin katkısı olduğunu gördük.”
“KAHVEYİ GÜNEŞ ALTINDA İÇİN”
Kawasumi’ye göre kafeinin asıl gücü, güneş ışığıyla birleştiğinde ortaya çıkıyor: “Kahve içtiğimizde kafein tüm vücuda yayılıyor. Güneş ışığı cildimizle temas ettiğinde kafein aktive oluyor ve kanseri önleyen proteinleri harekete geçiriyor. Yani kafein, güneşle birlikte çalışıyor. Deri kanserini önleyebilmek için kahveyi güneş ışınlarına maruz kaldığınız sırada içmelisiniz. Yani sahilde… Sahilde, plajda kahve içmek bu nedenle çok etkili. Kafein bizi, güneşe maruz kaldığımız zaman deri kanserinden koruyor. Kısacası zamanlama çok önemli”
“KAHVE TÜKETİMİNİ ARTIRMADAN ÖNCE HEKİMİNİZE DANIŞIN”
Kafein tüketimiyle kanser riski arasındaki ilişkiye dair bulgular da dikkat çekici. “Hayvan deneylerinde yaptığımız çalışmalarda kahvenin, özellikle deri kanseri riskini belirgin bir şekilde düşürdüğünü gösterdi” diyen Kawasumi, kafeinin sadece deri kanseri değil, karaciğer, rahim, ağız ve yutak kanseri gibi diğer kanser türlerine karşı da koruyucu etkiler gösterdiğini belirtiyor.
KAFEİN: HEM İÇİLEN HEM SÜRÜLEN KORUYUCU
Kawasumi, “Kahve içmenin genel olarak ömür uzattığını ve ölüm oranlarını azalttığını gösteren çok sayıda çalışma var. Çayın da benzer etkileri mevcut, ancak kahve kadar güçlü değil; etkisi yarı yarıya daha az” diyor. Kafeinin sadece içilerek değil, farklı formlarda da etkili bir koruma sağladığına dikkat çeken Kawasumi, “Kahve olarak içmek, hap şeklinde almak ya da merhem olarak cilde sürmek — hepsi deri kanserini önlemede etkili yöntemler. Kafein bir antioksidan olarak etki ediyor; serbest radikalleri nötralize ediyor ve cilt hücrelerini koruyor. Ancak en dikkat çekici etki, yine güneş altında gözleniyor. Güneş altında kahve içtiğinizde kafein sizi zaten güneşin zararlı ışınlarından koruyor. Kafein bu durumda adeta bir güneş koruyucu gibi işlev görüyor” şeklinde konuşuyor.
YÜKSEK RİSKLİ HASTALAR ÜZERİNDE YENİ ÇALIŞMALAR PLANLANIYOR
Bugüne kadar yürütülen araştırmaların çoğunun fareler üzerinde yapıldığını belirten Kawasumi, artık insan çalışmalarına geçmek istediklerini söylüyor: “Bir sonraki hedefimiz, kanser riski yüksek insan gruplarında, özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış, organ nakli geçirmiş ya da sık nüks eden deri kanseri hastalarında kafeinin koruyucu etkisini incelemek. Bu hastalar kanserin tekrarlama olasılığı açısından en riskli grubu oluşturuyor.” Kawasumi, uzun vadede bu çalışmaların kişiselleştirilmiş koruyucu tedavilerin önünü açabileceğini de düşünüyor. Geleceğe dair öngörülerini de paylaşan bilim insanı, kanserle mücadelenin yön değiştirdiğine dikkat çekerek, “Önümüzdeki yıllarda kanseri önlemeye yönelik çalışmalar artacak. Kafein dışında da koruyucu bileşikler üzerine araştırmalar yürütülüyor. Ayrıca immünoterapi gibi yeni tedavi yaklaşımlarını da daha sık göreceğiz” diyor.
Haber Merkezi
Yorumlar
Kalan Karakter: