Kuran’ı incelediğimizde, inananların bir bölümünün aileleriyle ya da yakın akrabalarıyla imtihan edildiklerini görmekteyiz. Bunların arasında peygamberler de bulunmaktadır. Örneğin Hz. İbrahim, kendisini cahiliyeye çağıran, hatta onu bu konuda tehdit eden babasına karşı Kuran’da bildirilen “itaat etmeme, ama iyi geçinme” yöntemini uygulamıştır:
Kitap’ta İbrahim’i de zikret. Gerçekten o, doğruyu söyleyen bir peygamberdi.
Hani babasına demişti: “Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?
“Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım.”
“Babacığım, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, Rahman (olan Allah)a başkaldırandır.””Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun.”(Babası) Demişti ki: “İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursan, andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, (bir yerlere) git.”(İbrahim:) “Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır” dedi. (Meryem Suresi, 41-47)
Kuran’da duygusallık değil, akılcılık tavsiye edildiği için, müminler bu konuda son derece dikkatli davranırlar. Müminin ölçüsü Allah’ın rızasının en çoğunu gözetmek olduğu için, sevgisini ancak Allah’a ve O’nun rızasının olduğu kişilere yöneltir. Bunun dışında, yani Allah rızası dışındakilere beslenen bir sevgi Kuran’da ‘ortak koşma’ adı verilen durumu oluşturur. Kuran’da Hz. İbrahim’in ağzından bu durum şöyle açıklanır:
(İbrahim) Dedi ki: “Siz gerçekten, Allah’ı bırakıp dünya hayatında aranızda bir sevgi-bağı olarak putları (ilahlar) edindiniz. Sonra kıyamet günü, kiminiz kiminizi inkar edip-tanımayacak ve kiminiz kiminize lanet edeceksiniz. Sizin barınma yeriniz ateştir ve hiçbir yardımcınız yoktur.”
(Ankebut Suresi, 25)
Kitap’ta İbrahim’i de zikret. Gerçekten o, doğruyu söyleyen bir peygamberdi.
Hani babasına demişti: “Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?
“Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım.”
“Babacığım, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, Rahman (olan Allah)a başkaldırandır.””Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun.”(Babası) Demişti ki: “İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursan, andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, (bir yerlere) git.”(İbrahim:) “Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır” dedi. (Meryem Suresi, 41-47)
Kuran’da duygusallık değil, akılcılık tavsiye edildiği için, müminler bu konuda son derece dikkatli davranırlar. Müminin ölçüsü Allah’ın rızasının en çoğunu gözetmek olduğu için, sevgisini ancak Allah’a ve O’nun rızasının olduğu kişilere yöneltir. Bunun dışında, yani Allah rızası dışındakilere beslenen bir sevgi Kuran’da ‘ortak koşma’ adı verilen durumu oluşturur. Kuran’da Hz. İbrahim’in ağzından bu durum şöyle açıklanır:
(İbrahim) Dedi ki: “Siz gerçekten, Allah’ı bırakıp dünya hayatında aranızda bir sevgi-bağı olarak putları (ilahlar) edindiniz. Sonra kıyamet günü, kiminiz kiminizi inkar edip-tanımayacak ve kiminiz kiminize lanet edeceksiniz. Sizin barınma yeriniz ateştir ve hiçbir yardımcınız yoktur.”
(Ankebut Suresi, 25)