İman, “bedeli olan şeydir. Amele-eyleme sevk ettiği için, bir bedeli de olmuş oluyor imanın. Kur’ân; “ey iman edenler ve Salih amel isleyenler” der ve sonra ekler; “birbirlerine sabrı ve hakkı tavsiye edenler”. Yâni, “iman edip salih amel yolunda giderken sabırlı olup hakka uygun yol alınması tavsiye edilerek desteklesinler”. Demek ki sâdece “iman ettim” demekle olmuyor. Sonra Salih amel işlenilmeli ve bu yolda giderken “sabır ve hakkı tavsiye” unutulmamalıdır. Zîrâ imanın emrettiği ve yönlendirdiği amel ve eylem, “agýr” bir istir ve bu nedenle de sabırsız olmaz. İman kuru bir laftan ibaret bir şey değildir, olamaz da. İman, “amel” demektir. Zira iman, oturulup durulan yerde edilip yapılıveren bir şey değildir. “İman ettim” demek bir iddiadır ve tüm iddialar ispat ister. İste iman da ispat ister ki imanın en kâmil ispatı amel-eylem hâlindeyken olur. İmanın en güçlü taşıdığı ise mallarla ve canlarla yapılan cihad ile ve “savas-meydanında” gerçekleşir. İnfak da imanın bir ispatıdır. Böylece mallarla ve canlarla yapılan ispât, imanın zirve göstergesi olur. İspat edilmeyen sözde imanlar, kuru bir laftan ve iddiadan öteye gitmez. Kur’ân bunu söyle ifade eder: “İnsanlar, (sâdece) ‘iman ettik’ diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?” (Ankebût 2). Îman etmek, “imtihânı kabul ediyorum” demektir. Çünkü îman bir imtihan açığa çıkarır. İman iddiası, “sınanma tâlebi”dir. Eğer “îman ettim” diyorsanız mutlaka sınanacaksınız demektir.
Yazarlar
Yayınlanma: 09 Ocak 2020 - 14:05
İman
İman, “bedeli olan şeydir
Yazarlar
09 Ocak 2020 - 14:05