Öncelikle 24 Haziran 2018 seçiminin yeni yönetim modeli ile bir çığır açtığını ifade etmek isterim. Köhnemiş, hantal ve artık tamamen yıpranmış bir yönetim model ve sisteminin, yönetim anlayışı ile ilerlemek oldukça zordur diyebilirim. Aziz milletimiz gerekeni yapmış ve değişimden dönüşümden yöne bir irade kullanarak güçlü ve istikrarlı bir Türkiye için geleceğine karar vermiştir.
İç ve dış mihraklar silahla yapamadıkları ve Allah’ın izniyle yapamayacakları darbe girişimini, şimdilerde ekonomiye bir şekilde menfi anlamda müdahale ederek yapmaya çalışmaktadırlar. Tabi ki artık Türkiye eski Türkiye değil. Kendi ayakları üzerinde durmasını becerebilen, yerli milli silah sanayiden tutun da bir çok ürünü kendisi üretmeye başlayan Bağımsız ve Güçlü Türkiye ile baş etmek o kadar kolay değil.
Peki, ne yapılması gerekiyor? Tabiki “tasarruf” tedbirlerini almak öncelikli maddemizdir. Zaruri yatırımlar, harcamalar hariç olmak üzere bir an önce dünyadaki faizlerin artışıyla ülkemize yansıyan olumsuz etkilerinden dolayı “dış finansman, borçlanma vs.. oldukça maliyetli hale gelmiştir.
15 Temmuz darbe girişiminin negatif yansımaları bizi rahatlıkla dış finansman elde etmeye vb. ekonomiye fayda sağlayacak artıların getirisine kısıtlamalar yaptığı aşikardır. Dışarıdan ülkemize yatırımlarımıza katkı sağlayacak sermaye girişi şarttır. Sermaye girişini bir şekilde teşvik etmemiz gerekir.
Bizlerin devlet eliyle, kamu giderlerini, gereksiz harcamaları, müsriflik varsa bunları tıkayacak tedbirleri almaya özetle “Tasarruf” tedbirleri almaya yönelik hamleler yapmamız şarttır.
Kaynakların gereksiz yere isabetsiz olacak şekilde yani öz kaynakların heder edilmesine, verimli etkinlikten uzak kaynakların kullanılması elbette ki finansman giderlerini, borçlanmayı artıracaktır. Alınacak tedbirlerle iç ve dış finansman ihtiyacını azaltacaktır.
Mutlaka ama mutlaka yastık altı kaynaklarımızı (döviz, altın..) ekonomiye kazandırmak adına politikalar üretmemiz gerekmektedir. Bu nedenle 1 nolu kararname ile resmi gazetede yayımlanan ve içeriğinde Sayın Cumhurbaşkanlığına direk bağlanan ofislerden birisi olan Finans Ofisi yani İstanbul finans ofisi Türkiye’yi dünyanın cazibe alanı getirmek adına çalışmalar yapacaktır. Politikalar üretecektir. Tabi ki diğer politika üretecek kurullarımız, ofislerimiz tabiri yerinde ise arı gibi çalışarak ülkemizi hak ettiği yere hızla ulaştırabilmek adına gayretli, kısa zamanda verimli ve çok iyi işler çıkartacak bir ekip anlayışıyla sistemli çalışacaklardır. Güvenimiz tamdır. Yeter ki ehil ve liyakatli kadrolarımızı verimli olabilecekleri yerlerde istihdam edebilelim.
Kaynak türlerimizi mümkün mertebe artırmamız, zenginleştirmemiz için ne gerekiyorsa başta devletimiz ve tabi ki bizler bir vatan evladı olarak kendi uzmanlık alanlarımızda samimiyetle, ciddiyetle, erdemle, iradeyle, cesaretle TÜRKİYE’Yİ ŞAHLANDIRMAK hedefimiz bir numaralı gündem konumuz olacaktır.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.. Rabbim devletimizin, değerlerimizin, vatanımızın bekasına zeval vermesin… Haydi hep beraber 81 milyon “Bismillah” diyerek en iyi yaptığımız ve yapmamız gereken, istiklal, istikbal ve istikrarımız adına müsbet işlerimize koyulalım…
Bazen “şer” diye bildiğimiz nice hadiseler “hayırdır” fakat bizler bilemeyiz. Biz elimizden geleni yapalım. Allah bizimle beraberdir inşallah.. Saygılarımla,
NOT: Sonraki yazım “ENFLASYON, DÖVİZ KURLARI VE FAİZ” Ekonomiye etkileri ve çözüm yolları içerikli olacaktır.
İç ve dış mihraklar silahla yapamadıkları ve Allah’ın izniyle yapamayacakları darbe girişimini, şimdilerde ekonomiye bir şekilde menfi anlamda müdahale ederek yapmaya çalışmaktadırlar. Tabi ki artık Türkiye eski Türkiye değil. Kendi ayakları üzerinde durmasını becerebilen, yerli milli silah sanayiden tutun da bir çok ürünü kendisi üretmeye başlayan Bağımsız ve Güçlü Türkiye ile baş etmek o kadar kolay değil.
Peki, ne yapılması gerekiyor? Tabiki “tasarruf” tedbirlerini almak öncelikli maddemizdir. Zaruri yatırımlar, harcamalar hariç olmak üzere bir an önce dünyadaki faizlerin artışıyla ülkemize yansıyan olumsuz etkilerinden dolayı “dış finansman, borçlanma vs.. oldukça maliyetli hale gelmiştir.
15 Temmuz darbe girişiminin negatif yansımaları bizi rahatlıkla dış finansman elde etmeye vb. ekonomiye fayda sağlayacak artıların getirisine kısıtlamalar yaptığı aşikardır. Dışarıdan ülkemize yatırımlarımıza katkı sağlayacak sermaye girişi şarttır. Sermaye girişini bir şekilde teşvik etmemiz gerekir.
Bizlerin devlet eliyle, kamu giderlerini, gereksiz harcamaları, müsriflik varsa bunları tıkayacak tedbirleri almaya özetle “Tasarruf” tedbirleri almaya yönelik hamleler yapmamız şarttır.
Kaynakların gereksiz yere isabetsiz olacak şekilde yani öz kaynakların heder edilmesine, verimli etkinlikten uzak kaynakların kullanılması elbette ki finansman giderlerini, borçlanmayı artıracaktır. Alınacak tedbirlerle iç ve dış finansman ihtiyacını azaltacaktır.
Mutlaka ama mutlaka yastık altı kaynaklarımızı (döviz, altın..) ekonomiye kazandırmak adına politikalar üretmemiz gerekmektedir. Bu nedenle 1 nolu kararname ile resmi gazetede yayımlanan ve içeriğinde Sayın Cumhurbaşkanlığına direk bağlanan ofislerden birisi olan Finans Ofisi yani İstanbul finans ofisi Türkiye’yi dünyanın cazibe alanı getirmek adına çalışmalar yapacaktır. Politikalar üretecektir. Tabi ki diğer politika üretecek kurullarımız, ofislerimiz tabiri yerinde ise arı gibi çalışarak ülkemizi hak ettiği yere hızla ulaştırabilmek adına gayretli, kısa zamanda verimli ve çok iyi işler çıkartacak bir ekip anlayışıyla sistemli çalışacaklardır. Güvenimiz tamdır. Yeter ki ehil ve liyakatli kadrolarımızı verimli olabilecekleri yerlerde istihdam edebilelim.
Kaynak türlerimizi mümkün mertebe artırmamız, zenginleştirmemiz için ne gerekiyorsa başta devletimiz ve tabi ki bizler bir vatan evladı olarak kendi uzmanlık alanlarımızda samimiyetle, ciddiyetle, erdemle, iradeyle, cesaretle TÜRKİYE’Yİ ŞAHLANDIRMAK hedefimiz bir numaralı gündem konumuz olacaktır.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.. Rabbim devletimizin, değerlerimizin, vatanımızın bekasına zeval vermesin… Haydi hep beraber 81 milyon “Bismillah” diyerek en iyi yaptığımız ve yapmamız gereken, istiklal, istikbal ve istikrarımız adına müsbet işlerimize koyulalım…
Bazen “şer” diye bildiğimiz nice hadiseler “hayırdır” fakat bizler bilemeyiz. Biz elimizden geleni yapalım. Allah bizimle beraberdir inşallah.. Saygılarımla,
NOT: Sonraki yazım “ENFLASYON, DÖVİZ KURLARI VE FAİZ” Ekonomiye etkileri ve çözüm yolları içerikli olacaktır.