Hristiyanlık inancına göre Hz. İsa çarmıha gerildiği sırada söz konusu mızrakla böğrünün deşildiğine inanılır. Bir diğer adı “Kader Mızrağı” olan kutsal mızrağın, bazı kaynaklar, mızrağın Antakya’da sen Piyer kilisesinin tabanında bulunduğundan söz eder.
Kale kapılarının nöbetçilerin bir ihaneti sonucu açılmasıyla, Antakya Haçlılar tarafından 3 Haziran 1098’de zapt edildi. Antakya’yı Haçlılardan almak üzere Türkler Antakya Kalesi önüne geldi. Bu kuşatma yedi ay on üç gün sürdü. Türklerin kuşatması altında kalan Haçlı Ordusu açlık çekmiş, soylular ve şövalyeler kendi atlarını kesip yemişlerdir. Diğer askerler ise yaşayan hangi canlıyı bulurlarsa yiyerek karınlarını doyurmuşlar, hatta ot ve ağaç kabuklarını dahi yemeye başlamışlamışlar.
Öyle bir günde (10 Haziran 1098´de) Marsilyalı papaz Pierre Bartholomaenus, Haçlı komutanına giderek, gördüğü bir rüyalarda İsa Peygamber´in göğsünü yaralayan mızrağın St. Pirre Mağara kilisesi içinde mihraba yakın bir yerde gömülü olduğunu söyler.14 Haziran 1098´de yapılan kazıda bir demir parçası bulunur. Haçlılar bunun kutsal mızrak olduğuna inanıp bozulan morallerini yükseltir. Haçlı ordusu açlık ve Müslüman ordusunun ezici baskısı bir anda unutulur.
Artık savaşmaktan başka çare kalmadığına inanan Haçlılar, köprüden geçerek Müslümanlara saldırır. Müslüman ordusunu perişan eder ve Demir köprüye kadar kovalar. Haçlılar bu savaşta bir gece içinde on binden fazla Antakyalıyı katleder. Yapılan katliam sonucunda 3 Haziran 1098 akşam olurken Antakya´da hiçbir canlı Türk kalmamıştı. Seller gibi kan akan sokaklarda ve meydanlarda ancak cesetler üzerinden atlayarak yürünebiliyordu. Bu savaştan sonra Haçlılar,3 Haziran 1098 ve 18 Mayıs 1268 tarihleri arasında yaklaşık yüz yetmiş yıl Antakya ve civarında hükümdarlık kurdular.
M.S. XII-XIII. yüzyıllarda Haçlılar tarafından mağara kilisesinin ön cephesine bir ilave yapılarak gotik tarzda bir kilise şekline çevrilmiştir. Antakya’daki St. Pierre Kilisesi Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor. Hristiyan âleminin dünyada bulunan dört Ortodoks patriklik merkezinden birisidir. Ayrıca Hristiyan cemaatinin hac yeri özelliğine sahiptir.
Atatürk 15 Mart 1923 günü Adana'ya yapmış olduğu yurt gezisinde O’nu karşılayanlar arasında Hatay’dan giden bir heyette bulunuyordu. Heyet bir senaryoya hazırladı ve senaryoya göre o sıralarda Adana’da öğretmen okulunda öğrenci olan Şenköy’lü kız Ayşe Fitnat Atatürk’ün huzuruna çıkarak, Fransız işgalindeki Hatay halkının çektiği ızdırap ve zulmü anlatacak.
Karalara bürünmüş Ayşe Fitnat, Atatürk’ün önlerinden geçtiği sırada Atatürk’ün huzuruna çıkmış O’na önce bir siyah gül hediye etmiş ve ardından da “EY ULU GAZİMİZ BİZİDE KURTAR…”Diye başlayan beş dakikalık nutkunu söylemiştir. Ayşe Fitnat’ın söylemiş olduğu nutuk Atatürk’ü büyük ölçüde etkilemiş, Ayağına kapanmış olan Ayşe Fitnat’ı kaldırarak” KIRK ASIRLIK TÜRK YURDU DÜŞMAN ELİNDE ESİR KALAMAZ… ZAMANI GELİNCE SİZİDE KURTARACAĞIZ” sözleriyle Ayşe Fitnat’a Hatay’ın kurtuluş müjdesini vermiştir.
İşte o günlerin resim, yazı ve diğer hatıraları Adana Atatürk bilim ve kültür müzesinin “Hatay odası” bölümünde sergileniyor. Odada ayrıca bu olayı anlatan bir takım mankenler, resimler ve Hatay bayrağında yer alıyor.
Hatay’ın kurtuluşunda büyük rol oynamış olan Ayşe Fitnat’a ne yazık ki gerekli ilgiyi bu güne kadar gösteremedik ve gösteremiyoruz. Atatürk’ün “KIRK ASIRLIK TÜRK YURDU DÜŞMAN ELİNE ESİR KALAMZ…” diyerek söylediği sözlerini, Hatay’ın her yerde kamu kurum ve kuruluşlarında görmek mümkün. Ancak o sözleri Atatürk’e söyleten Ayşe Fitnat’ında unutulmaması gerekir diye düşünüyorum.
Ayşe Fitnat’ın Şenköy’ünde bulunan Mezarı için birçok kez gerekli yerlere müracaat emiş olmamıza rağmen halen ilk gün yapıldığı gibi bulunmuş duruyor.Bu mezarın bir anıt mezar haline getirilmesini bir kez daha yeniliyoruz.
Kale kapılarının nöbetçilerin bir ihaneti sonucu açılmasıyla, Antakya Haçlılar tarafından 3 Haziran 1098’de zapt edildi. Antakya’yı Haçlılardan almak üzere Türkler Antakya Kalesi önüne geldi. Bu kuşatma yedi ay on üç gün sürdü. Türklerin kuşatması altında kalan Haçlı Ordusu açlık çekmiş, soylular ve şövalyeler kendi atlarını kesip yemişlerdir. Diğer askerler ise yaşayan hangi canlıyı bulurlarsa yiyerek karınlarını doyurmuşlar, hatta ot ve ağaç kabuklarını dahi yemeye başlamışlamışlar.
Öyle bir günde (10 Haziran 1098´de) Marsilyalı papaz Pierre Bartholomaenus, Haçlı komutanına giderek, gördüğü bir rüyalarda İsa Peygamber´in göğsünü yaralayan mızrağın St. Pirre Mağara kilisesi içinde mihraba yakın bir yerde gömülü olduğunu söyler.14 Haziran 1098´de yapılan kazıda bir demir parçası bulunur. Haçlılar bunun kutsal mızrak olduğuna inanıp bozulan morallerini yükseltir. Haçlı ordusu açlık ve Müslüman ordusunun ezici baskısı bir anda unutulur.
Artık savaşmaktan başka çare kalmadığına inanan Haçlılar, köprüden geçerek Müslümanlara saldırır. Müslüman ordusunu perişan eder ve Demir köprüye kadar kovalar. Haçlılar bu savaşta bir gece içinde on binden fazla Antakyalıyı katleder. Yapılan katliam sonucunda 3 Haziran 1098 akşam olurken Antakya´da hiçbir canlı Türk kalmamıştı. Seller gibi kan akan sokaklarda ve meydanlarda ancak cesetler üzerinden atlayarak yürünebiliyordu. Bu savaştan sonra Haçlılar,3 Haziran 1098 ve 18 Mayıs 1268 tarihleri arasında yaklaşık yüz yetmiş yıl Antakya ve civarında hükümdarlık kurdular.
M.S. XII-XIII. yüzyıllarda Haçlılar tarafından mağara kilisesinin ön cephesine bir ilave yapılarak gotik tarzda bir kilise şekline çevrilmiştir. Antakya’daki St. Pierre Kilisesi Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor. Hristiyan âleminin dünyada bulunan dört Ortodoks patriklik merkezinden birisidir. Ayrıca Hristiyan cemaatinin hac yeri özelliğine sahiptir.
Atatürk 15 Mart 1923 günü Adana'ya yapmış olduğu yurt gezisinde O’nu karşılayanlar arasında Hatay’dan giden bir heyette bulunuyordu. Heyet bir senaryoya hazırladı ve senaryoya göre o sıralarda Adana’da öğretmen okulunda öğrenci olan Şenköy’lü kız Ayşe Fitnat Atatürk’ün huzuruna çıkarak, Fransız işgalindeki Hatay halkının çektiği ızdırap ve zulmü anlatacak.
Karalara bürünmüş Ayşe Fitnat, Atatürk’ün önlerinden geçtiği sırada Atatürk’ün huzuruna çıkmış O’na önce bir siyah gül hediye etmiş ve ardından da “EY ULU GAZİMİZ BİZİDE KURTAR…”Diye başlayan beş dakikalık nutkunu söylemiştir. Ayşe Fitnat’ın söylemiş olduğu nutuk Atatürk’ü büyük ölçüde etkilemiş, Ayağına kapanmış olan Ayşe Fitnat’ı kaldırarak” KIRK ASIRLIK TÜRK YURDU DÜŞMAN ELİNDE ESİR KALAMAZ… ZAMANI GELİNCE SİZİDE KURTARACAĞIZ” sözleriyle Ayşe Fitnat’a Hatay’ın kurtuluş müjdesini vermiştir.
İşte o günlerin resim, yazı ve diğer hatıraları Adana Atatürk bilim ve kültür müzesinin “Hatay odası” bölümünde sergileniyor. Odada ayrıca bu olayı anlatan bir takım mankenler, resimler ve Hatay bayrağında yer alıyor.
Hatay’ın kurtuluşunda büyük rol oynamış olan Ayşe Fitnat’a ne yazık ki gerekli ilgiyi bu güne kadar gösteremedik ve gösteremiyoruz. Atatürk’ün “KIRK ASIRLIK TÜRK YURDU DÜŞMAN ELİNE ESİR KALAMZ…” diyerek söylediği sözlerini, Hatay’ın her yerde kamu kurum ve kuruluşlarında görmek mümkün. Ancak o sözleri Atatürk’e söyleten Ayşe Fitnat’ında unutulmaması gerekir diye düşünüyorum.
Ayşe Fitnat’ın Şenköy’ünde bulunan Mezarı için birçok kez gerekli yerlere müracaat emiş olmamıza rağmen halen ilk gün yapıldığı gibi bulunmuş duruyor.Bu mezarın bir anıt mezar haline getirilmesini bir kez daha yeniliyoruz.