Bazen eşimizin, dostumuzun, arkadaşımızın, yakınımızın bizi inciten, rencide eden davranışlarını affetmekte zorlanırız. İçimizde izleri derin olan davranışların affedilmesi kolay olmayabilir. Ancak affetmediklerimiz içimizde yük olarak kalır ve taşımaya mahkum ederiz kendimize. Bu öyle bir yük ki her geçen gün ağırlığı içimizde artarak devam eder. Geçmişi içimizde sürekli taşımak hüzün ve mutsuzluk olarak günlük yaşamı olumsuz etkiler. Bu duyguların hayatımızı nasıl kısıtladığını fark ederek affetmek suretiyle taşıdığımız zincirlerimizden kurtulup, yükümüzü hafifleteceğiz. Böylece geçmişi serbest bırakarak, geçmişe ait olumsuz duygularımızdan, negatif hislerimizden kurtulmuş olacağız. Affetmek doğru bakış açısı geliştirmemize ışık tutar. Tünelin karanlığından aydınlığa çıkıştır. Gündüzüdür gecenin. Aydınlığa kavuşup, ışıkla kucaklaşıp, yüreğinde güneşin doğmasıdır. Camları çok kirlenmiş aracın camını yıkadığımızda hem camı temizlemiş oluruz hem de huzurlu ve güvenli bir sürüş açısından rahat ve net bir görüşe sahip oluruz. Affederek ruhumuzu ağır bir yük taşımaya esir etmekten kurtardığımız gibi kendimize de en büyük iyiliği yapmış oluruz. Zira, affetmek bu bağlamda kendimizi özgürleştirmektir. Affetmek duygusu bizatihi gelişen bir duygu olmayıp, tamamen bilinçli ve planlı bir davranıştır. Kişinin özgür iradesiyle seçimi demektir. Kırgınlık, kızgınlık, öfke, kin, nefret ve üzüntü gibi insanı olumsuz etkileyen negatif enerjilerden kurtulmanın ve/veya kurtulabilmenin yegane yolu affetmektir. Affederek özgürleşmektir. Aksi halde içimizde biriktirdiğimiz negatif enerji ruhsal anlamda daha fazla örseleyecek, daha fazla yıpratacaktır. Affederek negatif duyguları pozitife çevirerek her gün giderek ağırlaşan yükten kurtularak sevgi dolu, mutlu, huzurlu ve daha dingin bir yaşam tercih etmiş oluruz. Affetmek hoşgörü ve erdemdir. Affetmek, zihinden silip atamadığın strese ve huzursuzluğa neden olan, insanı yoran, yaşam coşku ve sevincini törpüleyen her ne varsa bunların cümlesinden kurtulmaktır. Hülasa affederek kendimize iyilik yaparız. Yoksa kötüyü, kötülüğü yok saymak anlamına gelmemelidir. Mevcut şartların içinde daha iyiye ve güzele ulaşmaktır. Bu iyilik, olumsuz şartların çarpık algılarından kurtulduktan sonra sabahın ilk ışıklarıyla geceden gündüze dönebilmektir. Affetmek, her kimi affettiysek onun haklı olduğunu ve ona hak verdiğiniz anlamına gelmez, gelmemeli de… Affettiğimiz kişinin yüreğimizde bizi örseleyen davranışını sevgimizle, hoşgörümüzle ve merhametimizle sarıp sarmalayarak izole etmek ve iyileştirmektir. Gönlümüzdeki yükümüzü hafifletebilmektir. Affetmediklerimiz, affedemediklerimiz salt içimizde biriktirdiğimiz, bizi içten içe yoran, yıpratan ve her geçen gün ağırlaşarak yaşamı zorlaştıran, kabusa çeviren olumsuzlukların şüphesiz ki müsebbibidir. Bu yükten kurtulmadıkça, kurtulamadıkça her gecenin sabahında yorgun, bitkin, hüzünlü ve düşünsel anlamda bitap ve yeis içinde güne başlarız.
Yazarlar
Yayınlanma: 19 Haziran 2019 - 16:34
Hoş Görmek
Bazen eşimizin, dostumuzun, arkadaşımızın, yakınımızın bizi inciten, rencide eden davranışlarını affetmekte zorlanırız
Yazarlar
19 Haziran 2019 - 16:34