Süper Lig’e veda eden Hatayspor’un düşüşü sadece saha içinde değil, tribünlerde de başladı.
Son yıllarda istikrarsız futbol yönetimi ve kadro yapılanmasının ötesinde, takımın itici gücü olması gereken taraftar desteğinin giderek zayıflaması, Hatayspor’un kaderini belirleyen unsurlardan biri haline geldi.
TRİBÜNLER DOLU AMA RUHSUZ
Kulüp yönetiminin ve Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin organize ettiği ücretsiz deplasman otobüsleri, kumanya desteği gibi imkânlara rağmen, Hatayspor tribünleri sessizliğiyle dikkat çekti. Yayıncı kuruluşlar tarafından da sıkça eleştirilen taraftarlar, adeta tiyatro izler gibi maç takip ediyor; ne takımlarını ateşliyor, ne de rakip üzerinde baskı kurabiliyor. Deplasman yolculukları biletle değil, lütufla doldurulurken, tribün ruhu da bu rahatlığın kurbanı olmuş gibi görünüyor.
HATAY’IN TRİBÜN MİRASI SESSİZLİĞE GÖMÜLDÜ
Oysa ki bir zamanlar, sadece 6 bin kişilik Antakya Atatürk Stadı’nda rakibi boğan, hakemi baskı altına alan bir taraftar kültürü vardı. Bugün modern stadyumlarda sayıca fazla ama ruhen eksik taraftarlar var. Süper Lig’e yükselmenin ardından tribünler bir futbol mabedi olmaktan çıkıp sessiz bir seyir alanına dönüştü.
TAKIM SAHADA YALNIZDI
Geçmişte kendi cebinden yol parası vererek deplasmanlara giden, genç ve coşkulu taraftar profili bugün yerini, konforlu ulaşımı tercih eden ve tribünde suskun kalan bir kitleye bıraktı. Bu değişim yalnızca atmosferi değil, takımın motivasyonunu da doğrudan etkiledi.
SUÇLU ARANIYOR: AYNAYA BAKMA ZAMANI
Hatayspor’un düşüşü sonrası fatura futbolculara ve yönetime kesiliyor. Ancak bir diğer sorumlu da sessizliğiyle takımı yalnız bırakan taraftarlar. Hatayspor’un küme düşmesi yalnızca saha içindeki mücadeleyle değil, tribünlerin kaybettiği ruhla da yazılmış kötü bir hikâye olarak zihinlerde yer alacak.
HABER: HANİFİ EKER
ABDULVAHİT GÜRASLAN