Üzülerek söylüyorum Hatay’da pandemi zirveleri zorluyor.
Katlanarak giden 15 İlin içerisindeyiz.
Hastanelerimiz tıka basa dolu. Yoğun bakım ünitelerinde yer yok. Yoğun bakım hastalarını bile yersizlikten ya serviste yatırıyorlar, veya serviste yatan bir hastayı evine göndererek serviste yer açıyorlar.
Hastanelerimizde sağlık görevlilerimiz alarm veriyor. Fedakarlığın son sınırlarını zorluyorlar. Onların da yaklaşık yüzde otuzu Corona hastası ve evlerinde izole edilmiş durumda. Bitkinlik, yorgunluk yüzlerinden, gözlerinden okunuyor.
Bu gidiş sağlık sistemimizi çöküşe götürür.
Bu gidiş İtalya, İngiltere hastanelerindeki fotoğrafları akla getirir.
Sağlık bakanı gecesini gündüzüne katarak çalışıyor ve hergün tv ekranlarından olsun, sosyal medyadan olsun adeta yalvarıyor:
“Maske, mesafe, hijyen. Lütfen bunlara dikkat ve lüzumsuz dolaşmaya, çay içmeye, ziyaretlere son veriniz.”
Elbette ki ciddiye alanlar alıyor. Ancak bir avuç vurdumduymaz yüzünden hastalık bulaştıkça bulaşıyor. Halen maskesi çenesinin altında dolaşanlar, sokaklarda caddelerde sigara çay içenler durumun vehametinden habersiz virüs yaymaya devam ediyorlar.
Toplu taşıma araçları görevlileri maske demeye korkuyor, bazı magandalar tarafından saldırıya uğruyorlar.
Karantinada olması gerekenler aramızda dolaşıyor, AVM ve marketlerde alışverişe devam ediyorlar. Tespit edilebilirse ki çok azı tespit edilebiliyor en fazla alınıp öğrenci yurtlarına kapatılıyor.
Bir arkadaş “Karantinada olması gerekipte dışarıda gezenler yakalandığında teammüden cinayete teşebbüsten yargılanmalı” diyordu. Hak vermemek elde mi?
Buraya kadar salgının vatandaş tarafından hatalarını saydık.
Peki yetkililerimiz gerekli ciddiyetle Pandemi savaşını gerçekleştiriyorlar mı?
Ben gerekli denetimlerin, kontrollerin yapılabildiği kanaatinde değilim.
Halen şehrin en işlek caddelerinde maskesiz mesafesiz insanlar görülüyorsa burada ciddi bir açık var demektir. Denetimlerde ciddi bir aksaklık görünüyor demektir.
Polis ve zabıtalarımıza tam yetki verilmelidir. Özellikle bu konularda acımasız olunmalıdır.
Şu an ülkenin en büyük ve acil gündemi Pandemidir ve bu Hatay’da da öyledir. Hepimizin hayati tehlikesi bulunmaktadır. Hergün yakınlarımızdan Covid nedeniyle vefat eden insanların haberlerini almakta, taziyelerinde bulunmaktayız.
Hastanelerde hasta ve ilaç taşıyacak eleman ve araç eksikliği idarecilerimizin zaafı hanesine yazılmaktadır.
Sayın Valim gecikmeksizin belediyelerden ve diğer kamu kurumlarından araç ve eleman takviyesini organize etmelidir. Her belediye 10 araç tahsis etse hastanelerimiz en azından böyle bir sorunu kendine dert etmekten kurtulur.
Eleman eksiğini ise ister kamu kurumlarından isterse de typ’li olarak İşkur üzerinden temin edebilirler.
İnsanımız şu an test yaptırmak için bırakın saatleri, artık gün boyu hastanede sıra beklemekte, oralarda adeta Covid olmayanlar bile Covid hastası olarak evlerine dönmekteler.
Hiçbir idarecinin şikayet etme hakkı yoktur. Çözüm bulmak zorundadırlar. Aylar öncesinden bu durumları tahmin edememek ve gerekli önlemleri çoğaltamamak bile bir zaaftır.
Yoğun bakım ünitelerinin yetersiz kalması bir zaaftır, Test cihazlarının yetersizliği bir zaaftır, hastanelerin araç, gereç, eleman eksikliği bir zaaftır.
Sayın Validen beklentimiz biran önce, hiç zaman kaybetmeden gerek denetimlere, gerekse de bu zaafiyetlere el atması çözüm bulması, gerekli takviyeleri yapmasıdır.
İdareciler kabiliyetlerini zor zamanda belli eder, başarı veya başarısızlıklarına göre kamuoyundan not alırlar.
Sayın Valim bizler vatandaş olarak kırmızı alarmı görüyoruz. Görmemiz yetmiyor, sizlerin acil müdahalelerinizi de görmek ve duymak istiyoruz. Hatay’ın şu an en çok bu tedbirlere ihtiyacı bulunmaktadır.
