HATAY DÜNYA'YA TAT KATIYOR!

Hatay mutfağı bir kez daha sınırları aştı, bu kez durak Çin’in ünlü turizm ve kültür kenti Macao oldu! 11–20 Temmuz 2025 tarihleri arasında düzenlenen “Macao 2025 Uluslararası Gastronomi Festivali”ne davetli olarak katılan Hatay Büyükşehir Belediyesi, şehrimizin zengin mutfak kültürünü Asya’nın kalbine taşıdı. UNESCO tarafından “Yaratıcı Gastronomi Şehri” unvanıyla tescillenen Hatay, bu unvanın hakkını bir kez daha uluslararası platformda verdi. Festival kapsamında kurulan tanıtım standında, kadın kooperatifleri aracılığıyla hazırlanan geleneksel ürünler, zeytinyağlılar, reçeller, baharatlar ve Antakya’nın özgün tatları yabancı ziyaretçilerin büyük ilgisini çekti. Ancak en dikkat çeken anlar, UNESCO Gastronomievi'nin deneyimli şefi Süleyman Demirel’in sahne aldığı canlı sunumlar oldu. Kabak borani ve Antakya öccesi gibi yerel yemekler, festivalin “Canlı Mutfak Performansı” bölümünde sergilenirken, izleyiciler hem lezzete hem tarihe tanıklık etti. Hatay standında yalnızca damaklar değil, zihinler de doydu. Çünkü bu yılki festivalde Hatay mutfağı yalnızca yemeklerle değil, şifa temalı bir yayınla da tanıtıldı: “Şifalı Yemekler Kitabı” adlı eser, geleneksel tariflerin tarihsel ve kültürel boyutlarıyla birlikte anlatıldığı özel bir çalışmayla festival ziyaretçilerine sunuldu. Ayrıca, Macao Gastronomi Forumu’nda yapılan sunumlarda, Hatay’ın gastronomi alanındaki kalkınma modeli, kadın emeğiyle yürüyen kooperatif yapıları ve geleneksel tariflerin dijitalleştirilmesi gibi başlıklar dikkatle takip edildi. Hatay standı, festival süresince uluslararası medya tarafından da ilgi gördü; Çin'in önde gelen yayın organlarından North China Morning Post, mutfağımıza özel bir makale yayımlayarak "Antakya yemekleri, tarih kadar eski ve lezzet kadar çağdaş" yorumunu yaptı. Kısacası, Hatay bu festivalde yalnızca tanıtmadı, iz bıraktı. Uzak Doğu’nun sokaklarında artık zahterin kokusu, kırık zeytinlerin aroması ve Antakya usulü misafirperverliğin yankısı dolaşıyor. Şimdi soruyoruz: Kültürle yıkanan bu mutfak mirası, neden dünya çapında kalıcı bir marka olmasın?