Eğer ki; büyümeyi, salt belli bir kesim, bu da çok azınlıkta olan bir kesim hissediyor ve doyasıya içselleştiriyorsa, büyümenin çoğunlukta hiçbir yansıması hissedilmiyorsa, bu, çoğunluğun duyumsayamadığından değil, eşit ve adil olmayan haksız bölüşümden pay alamamasıdır. Bölüşümün hakkaniyetten uzakve adil olmayışıdır. Büyümeye katkı sağlayan üretici gücün, bu büyüme oranın aksine gelişme göstermesi tam bir paradoks değil mi? Reel enflasyon ve devalüasyon karşısında her gün alım gücünü –artarak- kaybeden işçi, memur, esnaf, emekli, küçük sanayici gün be gün küçülürken, büyüdüğü ifade edilen pastadan, hak ettiği payı alamayan bu kesimler, toplumun dinamiği olmayı nasıl sürdürecekler. İslam dini paylaşıma ve yardımlaşmaya çok önem vermektedir. Toplumsal barış ve huzurun tesisinde yardımlaşma ve paylaşım son derece önemlidir. İnsani ve vicdani görev olarak telakki edilen yardımlaşma hususunda peygamber efendimiz şu sözüyle dikkat çekmiştir. “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.” Toplumda dar gelirli, kendi yağıyla kavrulan, üretime emeğiyle katkı sağlayan insanlar genel olarak spiritüal (ruhunu huzura kavuşturmayı bilen, iç dünyasında kendisi ile barışık olmayı seçen ve düşünce biçiminde pozitifliği benimsemiş) düşüncenin egemen olması nedeniyle içlerindeki manevi dünyanın huzuruna sığınıyorlar. İnsanın, sürekli gelişmek, öğrenmek ve büyümek isteği fıtratı gereği doğduğu andan itibaren başlar. Büyüyen ekonomi karşısında, git gide küçülen, günü dahi kurtararamayan, açlık ve yoksulluk sınırının altında kalmayı hak etmeyen emekliler, asgari ücretle yaşama tutunmaya çalışanlar, çiftçiler, köylüler, öğrenciler hülasa alın teriyle, emek gücüyle hayatın içende olanlar… Yeni yılda işçiler için asgari ücreti tespit ederken (asgari ücret henüz açıklanmadı), memurlar ve memur emeklileri için yüzde dört zammı bir lütuf olarak görmeyip, halkın her kesiminin eşit şekilde faydalanacağı, büyüme oranında adil paylaşım yapılarak, ekonomik özgürlüğe –kısmen- kavuşmak ve insanca yaşamak bağlamında değerlendirilmesi gerekmez mi?
Yazarlar
Yayınlanma: 25 Şubat 2019 - 16:51
Gelişmek-3
Eğer ki; büyümeyi, salt belli bir kesim, bu da çok azınlıkta olan bir kesim hissediyor ve doyasıya içselleştiriyorsa, büyümenin çoğunlukta hiçbir yansıması hissedilmiyorsa, bu, çoğunluğun duyumsayamad
Yazarlar
25 Şubat 2019 - 16:51