Türkiye asgari gelir Sistemine Geçiyor...
Türkiye, sosyal devlet politikalarının yeni bir eşiğine yaklaşırken gündeme gelen “Vatandaşlık Maaşı” modeli, kamuoyunda büyük bir merak ve beklenti yaratmış durumda. Edinilen bilgilere göre hükümet, geliri asgari ücret seviyesinin altına düşen her haneye devlet güvencesi sunacak yeni bir destek sistemini masaya yatırıyor. Model, yalnızca doğrudan yardım değil; aynı zamanda gelir eşitsizliğinin düzenlenmesi, hane ekonomisinin güçlendirilmesi ve istihdamın artırılması gibi çok katmanlı bir hedef seti içeriyor. Hazırlanan çalışmada hanelerin tek tek değerlendirilmesi planlanırken, toplam gelir asgari ücretin altındaysa devlet desteği otomatik olarak devreye girecek. Üstelik bu destek, hanede çalışabilir durumda olan bir kişi bulunmasına rağmen o kişinin henüz iş gücüne katılamadığı durumlarda da devam edecek; yani sistem aileyi yalnızca ayakta tutmayı değil, iş yaşamına kazandırmayı da amaçlayan bir yapıda kurgulanıyor.
Programın uygulanmasında kritik adım olan pilot sürecin 2026 yılında başlayacağı ve belirli illerde test edileceği ifade ediliyor. Pilot uygulamadan elde edilecek verilerin ardından sistemin tüm Türkiye’ye yayılması planlanıyor. Böylece parçalı ve karmaşık yapıda ilerleyen mevcut sosyal yardım mekanizması, daha anlaşılır, daha sistematik ve “hiçbir hanenin asgari gelir sınırının altında kalmadığı” bir çatı modele dönüştürülmüş olacak. Yeni düzenlemenin, sosyal yardım projelerinin dağınık yapısını toparlaması, ailelerin gelir istikrarını güçlendirmesi ve yoksulluk riskini azaltması hedefleniyor.
Programa yönelik çalışmalar hâlen sürdüğü için miktar, kriter ve kapsam gibi detaylar netleşmiş değil; ancak genel çerçevede hane gelirinin, kişi sayısının, hanedeki çalışma potansiyelinin ve gelir düzeyini etkileyen tüm sosyal değişkenlerin dikkate alınacağı aktarılıyor. Bu da, modelin yalnızca “nakit destek” olarak değil, geniş bir sosyal politika aracı şeklinde tasarlandığını gösteriyor. Ekonomik dalgalanmaların yoğun olduğu bir dönemde gündeme gelen vatandaşlık maaşı modeli, hem kamu bütçesi açısından getireceği yük hem de toplumsal etkiler açısından yakından takip ediliyor. Uygulamanın başarısı; bütçe yönetimi, veri doğrulama mekanizmaları ve istihdam yönlendirme süreçlerinin etkinliğiyle doğrudan bağlantılı olacak.
Kısacası, Türkiye sosyal yardım tarihinde önemli bir dönemeç olabilecek bu yeni model, dar gelirli haneler için yeni bir güvenlik hattı oluşturma iddiasıyla yola çıkıyor. Ancak sistemin hem ekonomik hem sosyal boyutları, 2026’da başlayacak pilot uygulamalarla birlikte gerçek zeminde test edilecek. Kamuoyunun beklentisi ise net: “Her haneye asgari gelir güvencesi” vaadinin hayatın içinde nasıl bir karşılık bulacağı ve toplumsal eşitsizliği ne kadar azaltacağı, önümüzdeki süreçte tüm yönleriyle ortaya çıkacak.
ABDULVAHİT GÜRASLAN
















