Sarı lacivertli camianın Avrupa yolculuğu öncesi imza attığı rekor Sponsorluk anlaşması, sporun ötesine taşarak ülke gündemini ikiye böldü. Fenerbahçe ile ABD merkezli Chobani firması arasında imzalanan forma ve stat isim sponsorluğu, tartışmaların odağında. Milyar dolarlık şirketin kurucusu, aslen Erzincanlı bir iş insanı olan Hamdi Ulukaya’nın törende kullandığı ifadeler, sosyal medyada ve kamuoyunda adeta fırtına kopardı.Ulukaya’nın sponsorluk anlaşmasının duyurulduğu basın toplantısında “Türkiyeliler” ifadesini kullanması, başta milliyetçi çevreler olmak üzere birçok kesimden sert tepki aldı. Bu ifade, “Türk milleti” vurgusunun bilinçli biçimde dışlandığı yönünde yorumlanırken, Chobani CEO’sunun geçmişte verdiği bazı demeçler de yeniden gündeme taşındı. Özellikle 2015 yılında ABD’de verdiği bir röportajda Türkiye'deki Kürt köylerinin boşaltıldığını ve baskıya uğradığını söyleyen Ulukaya’nın bu açıklamaları, kulübe destek veren kimi taraftar grupları tarafından “Türkiye karşıtı tutum” olarak nitelendirildi.
Fenerbahçe’nin efsane tribün oluşumlarından 12 Numara, anlaşmaya karşı olduklarını açıkça duyurdu. Grup, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarda Ulukaya’nın geçmişte yaptığı açıklamaları hatırlatarak, “Yurt dışında Türkiye’yi kötüleyen biri, bu kulübe reklam veremez,” ifadelerine yer verdi. Diğer yandan Ümit Özdağ liderliğindeki Zafer Partisi de anlaşmaya itiraz eden siyasi yapılar arasında yer aldı. Parti yetkilileri, “Bu tür sponsorluklar milli değerlerle çatışmamalı,” şeklinde açıklamalarda bulundu.Eleştirilerin yanı sıra destek açıklamaları da gecikmedi. Fenerbahçe Kongre Üyesi Fatih Sasioglu, söz konusu anlaşmanın mali boyutunun önemine dikkat çekerek, “Bu işin içinde sadece sponsorluk değil, kurumsal şeffaflık da var. MASAK dahil tüm denetim mekanizmaları devrede,” diyerek anlaşmanın hukuk çerçevesinde yürüdüğünü savundu. Ulukaya’nın Chobani markasıyla Türkiye’ye ekonomik değer kattığını vurgulayan bazı yorumcular ise tartışmanın bir kimlik değil, ekonomik kazanım meselesi olması gerektiğini dile getirdi.Chobani’nin Fenerbahçe ile yaptığı bu anlaşma, Avrupa maçlarında forma göğüs sponsorluğu ve stadyum isim hakkını kapsıyor. İlk etapta 5+5 yıllık stadyum isim hakkı anlaşması yapılırken, Avrupa karşılaşmalarında 2+3 sezonluk forma sponsorluğu da anlaşmaya dâhil edildi. Yıllık bazda toplam 14 milyon Euro’luk bir katkıdan söz edilirken, bu anlaşma Fenerbahçe tarihinin en büyük sponsorluk sözleşmelerinden biri olarak kayıtlara geçti.Tüm bu gelişmeler ışığında, spor dünyasında başlayan bu sponsorluk hamlesi, toplumsal ve siyasi alanda da yankı buldu. Hatay’dan Edirne’ye kadar sosyal medyada ve çeşitli taraftar platformlarında yorumlar ardı ardına gelirken, futbolun sadece sahada değil, kimlik ve dil üzerinden de tartışmalara açık olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Uzmanlara göre, yaşanan bu tartışma hem Türkiye'deki etnik kimlik konusunu hem de sporun toplumsal rolünü yeniden düşünmeye sevk ediyor.Sonuç olarak, Chobani anlaşması yalnızca Fenerbahçe'nin kasasını doldurmakla kalmadı; aynı zamanda, Türkiye’nin çok yönlü toplumsal hassasiyetlerini, aidiyet algılarını ve ifade biçimlerini de gözler önüne serdi. Önümüzdeki günlerde, bu sponsorluk anlaşmasının saha dışında da konuşulmaya devam edeceği şimdiden belli. Kulüp yönetiminin bu konuda daha kapsamlı bir açıklama yapıp yapmayacağı ise merak konusu.ABDULVAHİT GÜRASLAN
