Döviz Kurları Yükselişte: Dolar ve Euro Yeni Zirvelerde!
4 Temmuz 2025 sabahı itibarıyla Döviz kurlarında yaşanan yükseliş dikkat çekti. İstanbul serbest piyasada dolar 39,89 TL, euro ise 47,05 TL seviyelerinde işlem görerek, yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Uzmanlara göre bu artış, hem küresel ekonomik gelişmelerin hem de iç piyasa dinamiklerinin ortak sonucu olarak değerlendiriliyor.
Haftanın ilk işlem gününden itibaren döviz piyasalarında yukarı yönlü hareketlilik gözlemleniyordu. Özellikle doların son 24 saatte yaklaşık 11 kuruş, euronun ise 12,5 kuruş yükselmesi, piyasaların temkinli bir seyir izlediğini gösteriyor. Yatırımcıların dövize olan talebinin artması, Türk Lirası üzerindeki baskıyı da beraberinde getiriyor.Peki bu yükselişin arkasında ne var? Uzmanlar birkaç temel faktöre dikkat çekiyor. İlk olarak, küresel piyasalarda ABD Merkez Bankası’nın faiz politikasına dair belirsizlikler, gelişmekte olan ülkelerin para birimleri üzerinde baskı oluşturuyor. Aynı zamanda yurtiçinde enflasyon oranlarının beklentilerin üzerinde seyretmesi, tasarruf sahiplerinin güvenli liman olarak dövizi tercih etmesine neden oluyor.Dövizdeki yükselişin doğrudan etkilediği alanların başında ise ithalata dayalı sektörler geliyor. Elektronikten ilaç sanayine, otomotivden tekstile kadar birçok sektörde maliyetlerin artması kaçınılmaz görünüyor. Bu da önümüzdeki günlerde etiket fiyatlarında yeni güncellemelerin gündeme gelmesini muhtemel kılıyor.Hatay’da faaliyet gösteren bazı küçük işletmeler, dövizdeki dalgalanmanın ürün tedariki ve fiyatlandırma süreçlerini zorlaştırdığını belirtiyor. Antakya’da teknoloji ürünleri satan bir mağaza sahibi, “Fiyat listesi gönderilen ürünleri daha stoklayamadan, döviz artışıyla birlikte aynı ürün tekrar zamlanıyor. Ne biz fiyat tutturabiliyoruz, ne de tüketici plan yapabiliyor” diyerek yaşanan belirsizliğe dikkat çekiyor. 
Tüketici tarafında da benzer bir durum söz konusu. Döviz kuru üzerinden fiyatlanan ürünlerdeki artış, özellikle büyükşehirlerden sonra Hatay gibi geçim maliyeti yüksek illerde daha hızlı hissediliyor. Akaryakıt, beyaz eşya, cep telefonu gibi alanlarda dövize bağlı fiyatlar, bütçeleri zorlayan seviyelere ulaşmış durumda.Merkez Bankası’nın bu gelişmelere nasıl yanıt vereceği ise önümüzdeki haftalarda ekonomik gündemin en önemli başlıklarından biri olacak. Para politikasında sıkılaşmaya gidilmesi ya da dövize dolaylı müdahale edilmesi ihtimali konuşulurken, bazı uzmanlar ise bu durumun yapısal reformlar yapılmadan çözülemeyeceğini ifade ediyor.Sonuç olarak, 4 Temmuz itibarıyla döviz kurlarındaki yükseliş Türkiye ekonomisindeki kırılganlıkları bir kez daha görünür hale getirmiş durumda. Hem üreticilerin hem de tüketicilerin etkilendiği bu süreçte, ekonomide istikrar ve öngörülebilirlik arayışı ön planda olmaya devam ediyor. Hataylılar da gelişmeleri yakından takip ediyor ve hem bireysel bütçelerini hem de ticaretlerini bu yeni ekonomik gerçekliğe göre uyarlamaya çalışıyor.ABDULVAHİT GÜRASLAN
4 Temmuz 2025 sabahı itibarıyla Döviz kurlarında yaşanan yükseliş dikkat çekti. İstanbul serbest piyasada dolar 39,89 TL, euro ise 47,05 TL seviyelerinde işlem görerek, yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Uzmanlara göre bu artış, hem küresel ekonomik gelişmelerin hem de iç piyasa dinamiklerinin ortak sonucu olarak değerlendiriliyor.
Haftanın ilk işlem gününden itibaren döviz piyasalarında yukarı yönlü hareketlilik gözlemleniyordu. Özellikle doların son 24 saatte yaklaşık 11 kuruş, euronun ise 12,5 kuruş yükselmesi, piyasaların temkinli bir seyir izlediğini gösteriyor. Yatırımcıların dövize olan talebinin artması, Türk Lirası üzerindeki baskıyı da beraberinde getiriyor.Peki bu yükselişin arkasında ne var? Uzmanlar birkaç temel faktöre dikkat çekiyor. İlk olarak, küresel piyasalarda ABD Merkez Bankası’nın faiz politikasına dair belirsizlikler, gelişmekte olan ülkelerin para birimleri üzerinde baskı oluşturuyor. Aynı zamanda yurtiçinde enflasyon oranlarının beklentilerin üzerinde seyretmesi, tasarruf sahiplerinin güvenli liman olarak dövizi tercih etmesine neden oluyor.Dövizdeki yükselişin doğrudan etkilediği alanların başında ise ithalata dayalı sektörler geliyor. Elektronikten ilaç sanayine, otomotivden tekstile kadar birçok sektörde maliyetlerin artması kaçınılmaz görünüyor. Bu da önümüzdeki günlerde etiket fiyatlarında yeni güncellemelerin gündeme gelmesini muhtemel kılıyor.Hatay’da faaliyet gösteren bazı küçük işletmeler, dövizdeki dalgalanmanın ürün tedariki ve fiyatlandırma süreçlerini zorlaştırdığını belirtiyor. Antakya’da teknoloji ürünleri satan bir mağaza sahibi, “Fiyat listesi gönderilen ürünleri daha stoklayamadan, döviz artışıyla birlikte aynı ürün tekrar zamlanıyor. Ne biz fiyat tutturabiliyoruz, ne de tüketici plan yapabiliyor” diyerek yaşanan belirsizliğe dikkat çekiyor. Tüketici tarafında da benzer bir durum söz konusu. Döviz kuru üzerinden fiyatlanan ürünlerdeki artış, özellikle büyükşehirlerden sonra Hatay gibi geçim maliyeti yüksek illerde daha hızlı hissediliyor. Akaryakıt, beyaz eşya, cep telefonu gibi alanlarda dövize bağlı fiyatlar, bütçeleri zorlayan seviyelere ulaşmış durumda.Merkez Bankası’nın bu gelişmelere nasıl yanıt vereceği ise önümüzdeki haftalarda ekonomik gündemin en önemli başlıklarından biri olacak. Para politikasında sıkılaşmaya gidilmesi ya da dövize dolaylı müdahale edilmesi ihtimali konuşulurken, bazı uzmanlar ise bu durumun yapısal reformlar yapılmadan çözülemeyeceğini ifade ediyor.Sonuç olarak, 4 Temmuz itibarıyla döviz kurlarındaki yükseliş Türkiye ekonomisindeki kırılganlıkları bir kez daha görünür hale getirmiş durumda. Hem üreticilerin hem de tüketicilerin etkilendiği bu süreçte, ekonomide istikrar ve öngörülebilirlik arayışı ön planda olmaya devam ediyor. Hataylılar da gelişmeleri yakından takip ediyor ve hem bireysel bütçelerini hem de ticaretlerini bu yeni ekonomik gerçekliğe göre uyarlamaya çalışıyor.ABDULVAHİT GÜRASLAN 
