Hatay’ın Defne ilçesi Armutlu Mahallesi’nde semt pazarının hemen yanına kurulan dev beton santraline tepkiler çığ gibi büyüyor.
Antakya Çevre Koruma Derneği yanı sıra Antakya Emek ve Demokrasi platformu ve birçok STK temsilcisi bir araya gelerek beton santralinin önünde basın açıklaması yaptı. Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu, mahalle halkının halk sağlığını birinci dereceden olumsuz etkileyen beton santralini istemediklerini ve tüm beton santrallerine karşı olduklarını yine yüksek ses ile dile getirdi. Mahalle sakinlerinin ve STK’ların tepkilerini gösterdiği eyleme CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara da katılım göstererek destek verdi.
CANLI YAŞAMI TEHDİT ALTINDA
Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “İlimizin Defne İlçesi Armutlu Mahallesi Hacı Durmuş Caddesi üzerinde faaliyete başlayan ve hemen yanımızda bulunan beton santrali çevremizi ve sağlığımızı olumsuz derecede etkilemektedir. Söz konusu beton santrali çalışma izni olmadan faaliyet göstermekte olup, hemen bitişiğinde Antakya’mızın tek yeşil alanı ve nefes alabildiğimiz tek yer olan Atatürk Parkımız bulunmaktadır. Beton santralinin yaydığı toz ve gürültü parkta özelikle yaşlıların ve çocukların vakit geçirmesini engellemektedir. Yayılan çimento tozu ve içindeki silika tozu ile diğer kimyasallar sağlığımızı büyük ölçüde tehdit etmekte. Son yıllarda önce pandemi ve sonrasında asrın felaketi olan 6 ve 20 Şubat 2023 tarihlerinde yaşadığımız depremde yeşil alanların önemi bir kez daha vurgulandı. Hızlı ve düzensiz bir şekilde önce hasarlı binaların yıkımı yapılırken ve ardından hızlıca başlayan yapılaşma yüzünden bilinçsizce ağaç katliamları yapıldı ve yeşil alanlarımızın çoğu yok edildi. Yeşil alanlara bu kadar ihtiyacımız olan bu dönemde soluklandığımız, çocuklarımızın oyun oynadıkları yaşlılarımızın vakit geçirdiği ve gençlerimizin spor yaptıkları tek yeşil kalan parkımızı rant uğruna kurban etmeyeceğiz. Ayrıca beton santrali üretim sırasında yoğun enerji kullanımı ve başta sülfür oksitleri, nitrojen oksitleri, partikül madde ve karbondioksit olmak üzere emisyonu ile çevre kirliliğine neden olmakta buda sağlığımızı olumsuz derecede etkilemektedir. Çimento endüstrisi yüksek düzeyde kirletici olup en önemli çevresel etkisi de hava kirliliğidir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) hava kirliliğinin akciğer kanserine yol açtığını ve mesane kanseri riskini artırdığını da bildirilmektedir.
Şehrimiz inşa edilirken tabi ki betona ihtiyacımız var. Bu tür sanayi tesisleri yapılırken, çevreye toz, duman, gürültü gibi etkileri yüksek olan tesislerin nerelere kurulabileceği kanunlarımızda açıkça belirtilmiştir. Bu santraller mahallelerin içine, site yakınlarına kurulamaz! Kanunda yerleşim yerlerine 3 bin metre uzakta olmalıdır deniyor. Ayrıca maliyet hesabı yapılmadan yerleşim yerlerimizden uzak, yeraltı su kaynaklarımıza, tarım ve zeytinlik alanlarımızdan uzak yerlerde kurulmaları ve ilgili kurumlar tarafından düzenli bir şekilde denetlenmelidirler.
Kent içinde sayıları her gün artan beton santralleri ve taş ocakları bizlerin ve diğer tümcanlıların sağlığını tehdit ettiği gibi doğru olmayan yere kurulmaları, kötü teknolojinin yenilenmemesi, ÇED gerekliliğinin kaldırılması ve halka rağmen şehrin her tarafına yayılmaları en temel haklarımızdan olan sağlıklı yaşama hakkımızı gasp etmektedir.
Tüm bu olumsuzluklardan sonra Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğüne soruyoruz!
Hatay’da planlanan yıldaki konut sayısı kaçtır? Ve bu konutlara harcanacak beton miktarı kaç m³tür?
Hatay’daki mevcut beton santrallerinin kapasitesi ne kadardır?
Hatay’daki taşocaklarının kapasitesi ve halihazırda faaliyet gösteren taş ocaklarının kapasitesi yılık bazda kaç tondur ?
24 saat gece gündüz sürekli çalışan ve bu işletmelere girip çıkan yüzlerce kamyon ve mikser, tahammül edilmez bir gürültü kirliliğine neden olmakta ve trafiği alt üst ettiği gibi büyük tehlikelere neden olmaktadırlar. Sırf rant uğruna birileri 10 kilometre öteden beton taşımasın diye bu santraller, meskun mahallerimize oturtulmuşlardır.
Peki Neler Yapılabilir?
• Birçok çevre dostu santral, güneş veya rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir
enerji kaynaklarını kullanarak fosil yakıtlara olan bağımlılıkları önemli ölçüde azaltılabilir.
• Su Tasarruf Teknikleri ile atık suyun geri dönüştürülmesi ve arıtılmasını
da içeren gelişmiş su yönetim sistemleri ile suyun minimum düzeyde israf edilmesi sağlanabilir.
• Toz Bastırma Önlemleri ile yerel hava kalitesini korumak için bu
tesislerde toz toplama sistemleri ve partikül maddenin atmosfere salınmasını önlemek için kapalı depolama alanları oluşturulabilir.
• Enerji Verimi Makineler kullanılarak çevre dostu beton santrallerinde
kullanılan makine ve ekipmanlar maksimum verim sağlayacak ve elektrik tüketimini azaltacak şekilde tasarlanabilir.
• Dijitalleşme ve Otomasyon ile toplu işlem süreçlerinde hassasiyet için
dijital araçların ve otomatik sistemlerin uygulanması, malzeme israfının azaltılmasına yardımcı olur ve kaynakların en iyi şekilde kullanılması sağlanabilir.
• Bölgemizin deprem bölgesi olması nedeniyle çevre dostu yapılar tercih
edilmesi düşünülerek betondan çıkıp farklı malzemeler tercih edilebilir. Böylelikle bunca taş ocağı ve beton santraline gerek kalmayacağı gibi hem depreme dayanıklı hem de çevre dostu yapılar kazandırılabilir. (Ahşap Evler, Çelik Evler gibi)
Bu amaçla; buradaki santral gibi sağlığımızı tehdit eden durumlara mahal verilmemesini talep ediyoruz ve insan merkezli bir temelde eksiksiz örgütlenmiş, şehrimizin yeniden oluşumu için ilgili ve yetkili olan tüm kamu kurum ve kuruluşlarınasesleniyor ve göreve davet ediyoruz!
Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.”
ABDULVAHİT GÜRASLAN