“Mizah Maskesi Altında Provokasyon mu? Bahçeli ‘Lanetliyorum’ Dedi”
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir mizah dergisinde yayımlanan karikatür nedeniyle sert açıklamalarda bulundu. Bahçeli, söz konusu karikatürü “Efendimiz Resulullah’a yönelik iğrenç bir saldırı” olarak nitelendirdi ve bu eylemi açıkça nefretle lanetlediğini söyledi. Peki, bir karikatür sanatıyla ifade özgürlüğü arasındaki sınır nerede başlıyor, nerede bitiyor? Ve dini inançlara yapılan hakaret ile eleştiri arasında ne kadar hassas bir çizgi bulunuyor?

Bahçeli, açıklamasında bu tür eylemlerin yalnızca bireysel hakaret olarak değil, aynı zamanda toplumun dini hassasiyetlerini provoke etmeye yönelik sistematik saldırılar olduğunu öne sürdü. İslamofobiye karşı kapsamlı ve etkili bir hukuki eylem planı çağrısında bulunan Bahçeli, benzer olayların tekrarlanmaması adına devletin her kademesinin harekete geçmesi gerektiğini belirtti. Hukuk bu noktada nasıl bir çözüm üretmeli? Türkiye, ifade özgürlüğüyle toplumsal barışı aynı zeminde nasıl koruyabilir?MHP lideri ayrıca, son günlerde ülke genelinde yaşanan orman yangınlarına da değindi. Özellikle sigara izmariti ve piknik ateşinden çıkan yangınların bir kısmının sabotaj ihtimali taşıdığına dikkat çekti. “Ormanlarımız milli servetimizdir” diyen Bahçeli, bu tür olayların sadece çevresel felaket değil, aynı zamanda ulusal güvenlik sorunu olduğunun da altını çizdi. Orman yangınları gerçekten sadece ihmallerden mi kaynaklanıyor? Yoksa bu yangınlar üzerinden Türkiye’de yeni bir toplumsal tedirginlik mi inşa edilmek isteniyor?Bahçeli’nin çıkışı, hem dini hassasiyetlerin korunması, hem de kamusal alanda provokatif içeriklerin sınırlandırılması yönünde yeni bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. Bu tartışmalar siyasetin mi, hukuk sisteminin mi yoksa toplumun ortak değer yargılarının mı öncelikli meselesi olmalı?ABDULVAHİT GÜRASLAN