Bahçeli’den Özel’e Sert Çıkış: “Sokakla Demokrasi Olmaz, Milletin İradesi Sandıktadır”.MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP lideri Özgür Özel’in son günlerde kamuoyunda tartışma yaratan “sokağa çıkın” çağrısına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. TBMM'deki grup toplantısında konuşan Bahçeli, sokağa davet gibi görünen söylemleri demokrasi dışı ve provokatif olarak nitelendirdi. Bahçeli'ye göre, Türkiye'nin geçmişte büyük bedeller ödediği sokak hareketlerini meşrulaştırmak, milli iradeye ve hukuk düzenine zarar verir. Konuşmasında açık ifadeler kullanan Bahçeli, “Demokrasi sandıkla tecelli eder, sokakla değil. Sokakları hareketlendirmek, toplumsal huzuru tehdit etmekten başka işe yaramaz,” sözleriyle hem Özel’i hem de muhalefetin sokağı siyasi bir alan olarak görmesini eleştirdi. Bahçeli, Türkiye’nin sokak eylemleriyle değil, milletin sandıkta verdiği kararla yönetilmesi gerektiğini vurguladı. 
CHP lideri Özgür Özel, önceki günlerde yaptığı açıklamada “Anayasa ve yasalara uygun şekilde herkes demokratik tepkisini göstermelidir, bu engellenemez” demiş, bazı çevrelerde bu çağrı, "sokağa çıkma çağrısı" olarak değerlendirilmişti. Bahçeli’nin bu açıklamaya doğrudan yanıt vermesi, siyasi gündemde tartışmaları daha da alevlendirdi. Bahçeli, benzer çağrıların geçmişte Türkiye’yi nasıl gerilimlere ve kutuplaşmalara sürüklediğini hatırlattı. Özellikle Gezi Parkı olaylarını örnek göstererek, “Bu ülke sokak çatışmalarından çok çekti. Kimse geçmişi unutturamaz. O gün yaşananların tekrarını arzulayanlar, demokrasinin değil, kaosun sözcüsüdür,” ifadelerini kullandı.Bahçeli, konuşmasında sadece CHP’ye değil, genel olarak muhalefete de sorumluluk çağrısı yaptı. “Milletin vekili olmak, halkı provoke etmekle değil, Meclis kürsüsünde çözüm üretmekle olur,” diyen MHP lideri, gerilim siyasetiyle halkın arasına nifak sokulmasının milli iradeye saygısızlık olduğunu belirtti. Bununla birlikte, Bahçeli'nin açıklamaları sadece bir siyasi polemik olarak görülmüyor. Türkiye'nin 2023 seçimlerinden bu yana içine girdiği siyasi kutuplaşma, yeni anayasa tartışmaları, ekonomik sıkıntılar ve yerel yönetim reformları gibi kritik başlıklarda yaşanan gerilimlerle birleşince, “sokak mı, Meclis mi” sorusu daha da anlam kazandı. İktidar kanadı sokak hareketlerinin geçmişte olduğu gibi "kontrolsüz gerilimlere" neden olabileceğini savunurken; muhalefet, anayasal hakların sınırlandırılmadan kullanılabileceğini öne sürüyor. Bahçeli’nin konuşması, aynı zamanda Cumhur İttifakı’nın genel duruşunu da yansıtıyor. Ak Parti cephesinden de benzer eleştiriler gelirken, muhalefetin “sivil itaatsizlik” veya “barışçıl protesto” çerçevesinde savunduğu açıklamalar, iktidar tarafından “sistem dışı arayış” olarak görülüyor. Bu söylem farkı, önümüzdeki aylarda Meclis zemininde yürütülecek anayasa ve yargı reformu gibi kritik konularda nasıl bir atmosfer oluşacağını da doğrudan etkileyebilir.Sonuç olarak; Devlet Bahçeli’nin açıklamaları, sadece Özgür Özel’in bir çağrısına tepki değil, Türkiye’de siyasetin meşru zemininin nerede başladığı ve nerede bittiğine dair daha geniş bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. Sokak mı, kürsü mü? Demokrasi, her iki tarafın da bu soruya verdiği yanıt kadar güçlü olacak gibi görünüyor.

CHP lideri Özgür Özel, önceki günlerde yaptığı açıklamada “Anayasa ve yasalara uygun şekilde herkes demokratik tepkisini göstermelidir, bu engellenemez” demiş, bazı çevrelerde bu çağrı, "sokağa çıkma çağrısı" olarak değerlendirilmişti. Bahçeli’nin bu açıklamaya doğrudan yanıt vermesi, siyasi gündemde tartışmaları daha da alevlendirdi. Bahçeli, benzer çağrıların geçmişte Türkiye’yi nasıl gerilimlere ve kutuplaşmalara sürüklediğini hatırlattı. Özellikle Gezi Parkı olaylarını örnek göstererek, “Bu ülke sokak çatışmalarından çok çekti. Kimse geçmişi unutturamaz. O gün yaşananların tekrarını arzulayanlar, demokrasinin değil, kaosun sözcüsüdür,” ifadelerini kullandı.Bahçeli, konuşmasında sadece CHP’ye değil, genel olarak muhalefete de sorumluluk çağrısı yaptı. “Milletin vekili olmak, halkı provoke etmekle değil, Meclis kürsüsünde çözüm üretmekle olur,” diyen MHP lideri, gerilim siyasetiyle halkın arasına nifak sokulmasının milli iradeye saygısızlık olduğunu belirtti. Bununla birlikte, Bahçeli'nin açıklamaları sadece bir siyasi polemik olarak görülmüyor. Türkiye'nin 2023 seçimlerinden bu yana içine girdiği siyasi kutuplaşma, yeni anayasa tartışmaları, ekonomik sıkıntılar ve yerel yönetim reformları gibi kritik başlıklarda yaşanan gerilimlerle birleşince, “sokak mı, Meclis mi” sorusu daha da anlam kazandı. İktidar kanadı sokak hareketlerinin geçmişte olduğu gibi "kontrolsüz gerilimlere" neden olabileceğini savunurken; muhalefet, anayasal hakların sınırlandırılmadan kullanılabileceğini öne sürüyor. Bahçeli’nin konuşması, aynı zamanda Cumhur İttifakı’nın genel duruşunu da yansıtıyor. Ak Parti cephesinden de benzer eleştiriler gelirken, muhalefetin “sivil itaatsizlik” veya “barışçıl protesto” çerçevesinde savunduğu açıklamalar, iktidar tarafından “sistem dışı arayış” olarak görülüyor. Bu söylem farkı, önümüzdeki aylarda Meclis zemininde yürütülecek anayasa ve yargı reformu gibi kritik konularda nasıl bir atmosfer oluşacağını da doğrudan etkileyebilir.Sonuç olarak; Devlet Bahçeli’nin açıklamaları, sadece Özgür Özel’in bir çağrısına tepki değil, Türkiye’de siyasetin meşru zemininin nerede başladığı ve nerede bittiğine dair daha geniş bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. Sokak mı, kürsü mü? Demokrasi, her iki tarafın da bu soruya verdiği yanıt kadar güçlü olacak gibi görünüyor.