Ayasofya’nın tarihine bakabilmemiz için önce İstanbul tarihine, dolayısıyla Roma İmparatorluğu’na ve Roma İmparatorluğu’nun Hristiyanlaşma sürecine göz atmamız gerekiyor:
Roma İmparatorluğu’nun başkenti bilindiği üzere Roma’dadır. İsa Mesih’in çarmıha gerilip Romalılar tarafından öldürülmesi ve dirilmesi (MS.33) sonrasında, İsa Mesih’in öğrencileri özellikle Roma İmparatorluğu’nun şehirlerinde İsa Mesih’in müjdesini yaymaya başlarlar.
Roma İmparatorluğu’nun siyasi ve kültürel yapısına uymamasından dolayı, Hristiyanlık yasak bir din olarak kabul edilir. Hristiyanlar bu yasaktan dolayı 300 yıl boyunca farklı imparatorların elinde zulme uğrarlar. Bu zulmün doruk noktası M.S 284 – 305 tarihleri arasında İmparator olan Diocletian zamanında olur. Bugünkü İzmit bölgesinde yer alan Nicomedia adlı şehirde, yazlık sarayından Roma İmparatorluğunu yöneten Diocletian öldükten sonra taht kavgası başlar. Dört komutan kendi aralarında savaşa girişirler. Bu taht kavgasından Konstantin galip çıkar ve Roma İmparatorluğu’nun tahtına geçer. Konstantin, kendisini imparator yapacak son galibiyetinin öncesinde, bir rüyada, göklerde, “XP” işaretini görür. Bu işaret Antik Yunanca’da ”Χριστός” (Mesih) kelimesinden gelmektedir. Bu, onun Hristiyanlığa yakınlaşmasını sağlar ve Konstantin ile birlikte Hristiyanlar yaklaşık 300 yıl süren zulümden kurtulur.
Konstantin daha sonra İmparatorluğun başkentini Roma yerine Byzantium ilan eder. Byzantium bugün Sultanahmet ya da Tarihi Yarımada denilen bölgedir. Bu bölgenin seçilmesi stratejik olarak önemlidir. Bir yarımada olması dolayısıyla daha güçlü bir şekilde savunulabilir ve Doğu ile Batı arasında merkezi bir konuma sahiptir.
Konstantin M.S 330 yılında Roma İmparatorluğu’nun başkentini bu bölgeye taşır ve ismini Nova Roma, yani, Yeni Roma koyar. Konstantin’in ölümünden sonra insanlar şehre, Konstantin’in şehri anlamına gelen, Konstantinopolis ismini verirler.
Roma İmparatorluğu’nun başkenti bilindiği üzere Roma’dadır. İsa Mesih’in çarmıha gerilip Romalılar tarafından öldürülmesi ve dirilmesi (MS.33) sonrasında, İsa Mesih’in öğrencileri özellikle Roma İmparatorluğu’nun şehirlerinde İsa Mesih’in müjdesini yaymaya başlarlar.
Roma İmparatorluğu’nun siyasi ve kültürel yapısına uymamasından dolayı, Hristiyanlık yasak bir din olarak kabul edilir. Hristiyanlar bu yasaktan dolayı 300 yıl boyunca farklı imparatorların elinde zulme uğrarlar. Bu zulmün doruk noktası M.S 284 – 305 tarihleri arasında İmparator olan Diocletian zamanında olur. Bugünkü İzmit bölgesinde yer alan Nicomedia adlı şehirde, yazlık sarayından Roma İmparatorluğunu yöneten Diocletian öldükten sonra taht kavgası başlar. Dört komutan kendi aralarında savaşa girişirler. Bu taht kavgasından Konstantin galip çıkar ve Roma İmparatorluğu’nun tahtına geçer. Konstantin, kendisini imparator yapacak son galibiyetinin öncesinde, bir rüyada, göklerde, “XP” işaretini görür. Bu işaret Antik Yunanca’da ”Χριστός” (Mesih) kelimesinden gelmektedir. Bu, onun Hristiyanlığa yakınlaşmasını sağlar ve Konstantin ile birlikte Hristiyanlar yaklaşık 300 yıl süren zulümden kurtulur.
Konstantin daha sonra İmparatorluğun başkentini Roma yerine Byzantium ilan eder. Byzantium bugün Sultanahmet ya da Tarihi Yarımada denilen bölgedir. Bu bölgenin seçilmesi stratejik olarak önemlidir. Bir yarımada olması dolayısıyla daha güçlü bir şekilde savunulabilir ve Doğu ile Batı arasında merkezi bir konuma sahiptir.
Konstantin M.S 330 yılında Roma İmparatorluğu’nun başkentini bu bölgeye taşır ve ismini Nova Roma, yani, Yeni Roma koyar. Konstantin’in ölümünden sonra insanlar şehre, Konstantin’in şehri anlamına gelen, Konstantinopolis ismini verirler.