6 Şubat depremlerinin ardından, Türkiye'nin önemli tarım bölgelerinden Hatay'da inşaat molozları tarım arazilerine yakın yerlere dökülmüş ve asbest riskine dikkat çekilmişti.
Uzmanlar "Sofralara asbest girdi mi?" sorusunu yanıtladı. 6 Şubat depreminin etkileri, insan sağlığı, tarım ve çevre üzerinde hala hissediliyor. Hatay'daki zeytinlik ve tarım alanlarına yakın bölgelere yığılan inşaat molozlarının, içinde yaklaşık 85 bin toksik madde barındırdığı tahmin ediliyor ve bu durum büyük bir tehdit oluşturuyor. Uydu görüntüleri, molozların tarım alanlarına bitişik bölgelerde depolandığını gösteriyor. Depremin ardından hükümetin asbest mevzuatını askıya aldığı ve eski duruma dönme tarihinin belirsiz olduğu belirtiliyor. Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Ensari, "Molozların yanlış depolanması ve yayılan toksik maddeler nedeniyle, bu bölgede tahminen 3 milyon insan önümüzdeki 10-15 yıl içinde ölümcül hastalıklara yakalanabilir" dedi.
"YETKİLİ KURUMLAR HENÜZ BU KONUDA DERİNLEMESİNE BİR ARAŞTIRMA YAPMIŞ DEĞİL"
Ensari, "Bu molozlar 85 bin toksik madde içeriyor. Bu alanlar tarım arazilerine çok yakın. Hatay’ın yarısı tarım arazisi ve bu alanların üçte ikisinde sulu tarım yapılıyor. Türkiye’nin yaş sebze ve meyve ihracatının beşte biri Hatay’dan sağlanıyor. Kabak, bezelye, bamya, taze soğan, havuç ve turunçgillerin üretiminde Hatay önemli bir rol oynuyor. Bu ürünler İzmir ve diğer şehirlerde de bulunuyor. Asbesti topraktan temizlemek zor. İzmir’de pazardan veya manavdan aldığınız sebzeleri her zamankinden daha iyi yıkamanız gerekiyor. Ürünlerin menşei zor öğrenilse de tedbirlerinizi artırmalısınız. Yetkili kurumlar tarım ürünlerine bulaşan toksikler üzerinde yeterli araştırma yapmıyor ve geri dönüş sağlamıyor" dedi.
"NASIL TEMİZLENECEK?"
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, "Molozların üzerinden uzun bir zaman geçti ve bu süreçte asbest toprağa emildi" diye konuştu. Çakıcı, "Bu durumu ilk günden beri dile getiriyoruz. Asbest, hava yoluyla tarımsal ürünlere yayılıyor ve bu toksik maddeler, uzak şehirlerde bile etkili olabiliyor. Maalesef bu konuda yetkili kurumların bir araştırması yok ve bir araştırma yapılırsa büyük bir kaos yaşanabilir. Tarımda bu zehirli sürecin nasıl temizleneceği konusunda endişeliyiz" dedi.
Haber: Hanifi EKER
ABDULVAHİT GÜRASLAN