https://youtu.be/D0e8t1ytwJ0
Antakya Gastronomi Projesinin tanıtımı ve ilk mezunlara sertifika verme töreni düzenlendi. Antakya Gastronomi Projesi 2017 Mayıs ayında başlayarak bugün 10 Türk 10 Suriyeli öğrenci olmak üzere toplam 20 öğrencisine sertifikalarını verdi. Pastacı çıraklığı ve aşçılık kursu ile 2019 Mart ayında tamamlanacak proje yüz Türk öğrenci yüz Suriyeli öğrenci olmak üzere 200 öğrenciye sertifika vermeyi hedefliyor. Pastacı çıraklığı ve aşçılık kursiyerlerine amaçlarının meslek edindirmek olduğunun altını çizen Proje Mentörü Yasemin Güneş ilk mezunlarını vermenin heyecanını yaşadıklarını vurguladı.
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin açılış programında Türkiye’de bulunan ve kayıtlı olan Suriyelilerin en dikkat çekici özelliği %54,2 sinin 18 yaş altı çocuk ve genç olduğunu söyledi. Çinçin konuşmasının devamında ise şu şekilde konuştu: “Başlangıçta kısa süreli ve geçici bir durum olarak görünmesinin aksine Suriyeli sığınmacıların uzun bir süre daha Türkiye de kalacağı kalacakları ya da önemli bir bölümünün artık Türkiye de yaşamlarını sürdürecekleri anlaşılmıştır. Dolayısıyla sorunun uzun vadeli bir bakış açısına sahip ekonomiyi, çalışma hayatını, sosyal ve kültürel uyumu, eğitim, sağlık, barınma gibi temel hizmetler alanlarını kapsayan bütüncül bir strateji olacak. Türkiye de bulunan ve kayıtlı olan Suriyelilerin en dikkat çekici özelliği %54,2 sinin 18 yaş altı çocuk ve genç olmasıdır. Başka bir sayı kayıt altında alınmış olan temel alındığında gelecekte yapılacak uyum eğitim ve istihdam politikaları bakımından mutlaka dikkate alınması gereken bir husustur. Suriye krizinden en fazla etkilenen şehirlerin başında Hatay gelmektedir. Hatay Suriyeliler gerçeği ile diğer sınır illeri gibi kriz sonrasında danışmış değildir. Hatay Suriye iç savaş öncesinde neredeyse her Hataylı ailenin Suriye tarafından akrabası bulunmaktadır. Dolayısıyla krizin ekonomik ve toplumsal etkilerinin yanı sıra insani boyutu Hatay’da yoğun olarak hissedilmektedir. Suriyelilerin genelde alt kademelerde çalışma imkânı bulduklarını ve fırsatlarını iyi değerlendirdikleri ifade edilmektedir.” dedi.
Çinçin öte yandan yapılan araştırmalarda geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin yaklaşık%40’ının iş piyasasında çalışabilir durumda oldukların değerlendirildiğini söyleyerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Türkiye ortalamasının üzerinde bir işsizlik oranına sahip olan Hatay ilinde özellikle Antakya ve Reyhanlı gibi bölgelerde yerel halkın Arapça biliyor olması bu yüzdeyi biraz daha artırmaktadır. Ancak şu anda bilindiği üzere çalışma yasalarına 1/10 kuralı uygulanmaktadır. Buna göre, işletmeler resmi olarak her 10 Türk sigortalı çalışan için 1 tane Suriyeli istihdam edebilmektedir. Durum hem işveren hem de Suriyeli çalışan açısından değerlendirildiğinde ise çok sayıda kayıt dışı çalışma durumu gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Antakya Ticaret ve Sanayi Odası, konumu gereği Suriyeli mültecilerin iş piyasasına kazandırılması ve entegrasyonlarının sağlanması konusunda oldukça aktif çalışmaktadır. Alman Segua Vakfı ve Hatay’a Suriyeli mültecileri hem de Türk dezavantajlı grupları hedef alan ortaklaşa mesleki eğitimler düzenlemeye başlanmış ve halan devam etmektedir. Eğitimler Milli Eğitim ile işbirliği içinde düzenlenmekte ve sertifikalandırmaktadır. Mesleki eğitimlerinin tümünde Dünya’daki en iyi örnek olan Alman sistemi uygulanmaktadır. Öte yandan Danimarka Mülteci Konseyi ve Doğu ABİGEM ile iş birliği içinde gem Suriyeli hem de Türk girişimcilerin yer alacağı bir İş Geliştirme Merkezi (İŞGEM) Projesi hayata geçirilmiştir.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Hatay Vali Yardımcısı Bilal Ölmez ise, birçok kurum ve sivil toplum kuruluşunun insanlara beceri kazandırma eğitimlerini sık sık yaptığını ancak projeden sonra diploma alan öğrencilerin iş bulamadığını belirterek, “Diplomalı aşçı oluyor ama iş sahibi olamıyor. Bu projelerin neticeye ulaşabilmesi için diplomayı verip bırakmayarak iş bulacak durumda olabilmesi için belediyeler, kurumlar ve sivil toplum kuruluşları gerekirse birleşerek bu öğrencilerin ilk başlangıç sermayeleri zayıf olan kişilerin iş yerlerini bulup işletmeleri için gerekli alt yapıları hazırlamalı ve destek verilmesi gerekiyor. Bunları vermediğimiz zaman diplomalı ama sermayesi olmadığı için hiçbir iş yeri olmayan kişiler oluyorlar. Bir projeye başlandığı zaman sonuna kadar götürülerek projeyi amacına ulaştırılmalılar” dedi.
Projeye maddi destek sağlayan Alman kuruluşu Segua Vakfı’nın Türkiye Direktörü Aynur Kuytu ise “Hatay’da misafir edildiğimiz ve buralarda projeler gerçekleştirdiğimiz için teşekkür ederim. Yapılan projenin her adımında büyük keyif alarak yaptık. Tabi ki en büyük hedeflerimizden birisi hem burada ki Türk halkına hem de mevcut dezavantajlı gruba destek sağlamak” dedi.
Protokol konuşmalarından sonra ilk mezunlarını veren Antakya Gastronomi Projesi öğrencilerine sertifikaları verilerek günün anısına toplu fotoğraf çekildi. (Haber-Foto: Gökhan AKLAN)
Antakya Gastronomi Projesinin tanıtımı ve ilk mezunlara sertifika verme töreni düzenlendi. Antakya Gastronomi Projesi 2017 Mayıs ayında başlayarak bugün 10 Türk 10 Suriyeli öğrenci olmak üzere toplam 20 öğrencisine sertifikalarını verdi. Pastacı çıraklığı ve aşçılık kursu ile 2019 Mart ayında tamamlanacak proje yüz Türk öğrenci yüz Suriyeli öğrenci olmak üzere 200 öğrenciye sertifika vermeyi hedefliyor. Pastacı çıraklığı ve aşçılık kursiyerlerine amaçlarının meslek edindirmek olduğunun altını çizen Proje Mentörü Yasemin Güneş ilk mezunlarını vermenin heyecanını yaşadıklarını vurguladı.
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin açılış programında Türkiye’de bulunan ve kayıtlı olan Suriyelilerin en dikkat çekici özelliği %54,2 sinin 18 yaş altı çocuk ve genç olduğunu söyledi. Çinçin konuşmasının devamında ise şu şekilde konuştu: “Başlangıçta kısa süreli ve geçici bir durum olarak görünmesinin aksine Suriyeli sığınmacıların uzun bir süre daha Türkiye de kalacağı kalacakları ya da önemli bir bölümünün artık Türkiye de yaşamlarını sürdürecekleri anlaşılmıştır. Dolayısıyla sorunun uzun vadeli bir bakış açısına sahip ekonomiyi, çalışma hayatını, sosyal ve kültürel uyumu, eğitim, sağlık, barınma gibi temel hizmetler alanlarını kapsayan bütüncül bir strateji olacak. Türkiye de bulunan ve kayıtlı olan Suriyelilerin en dikkat çekici özelliği %54,2 sinin 18 yaş altı çocuk ve genç olmasıdır. Başka bir sayı kayıt altında alınmış olan temel alındığında gelecekte yapılacak uyum eğitim ve istihdam politikaları bakımından mutlaka dikkate alınması gereken bir husustur. Suriye krizinden en fazla etkilenen şehirlerin başında Hatay gelmektedir. Hatay Suriyeliler gerçeği ile diğer sınır illeri gibi kriz sonrasında danışmış değildir. Hatay Suriye iç savaş öncesinde neredeyse her Hataylı ailenin Suriye tarafından akrabası bulunmaktadır. Dolayısıyla krizin ekonomik ve toplumsal etkilerinin yanı sıra insani boyutu Hatay’da yoğun olarak hissedilmektedir. Suriyelilerin genelde alt kademelerde çalışma imkânı bulduklarını ve fırsatlarını iyi değerlendirdikleri ifade edilmektedir.” dedi.
Çinçin öte yandan yapılan araştırmalarda geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin yaklaşık%40’ının iş piyasasında çalışabilir durumda oldukların değerlendirildiğini söyleyerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Türkiye ortalamasının üzerinde bir işsizlik oranına sahip olan Hatay ilinde özellikle Antakya ve Reyhanlı gibi bölgelerde yerel halkın Arapça biliyor olması bu yüzdeyi biraz daha artırmaktadır. Ancak şu anda bilindiği üzere çalışma yasalarına 1/10 kuralı uygulanmaktadır. Buna göre, işletmeler resmi olarak her 10 Türk sigortalı çalışan için 1 tane Suriyeli istihdam edebilmektedir. Durum hem işveren hem de Suriyeli çalışan açısından değerlendirildiğinde ise çok sayıda kayıt dışı çalışma durumu gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Antakya Ticaret ve Sanayi Odası, konumu gereği Suriyeli mültecilerin iş piyasasına kazandırılması ve entegrasyonlarının sağlanması konusunda oldukça aktif çalışmaktadır. Alman Segua Vakfı ve Hatay’a Suriyeli mültecileri hem de Türk dezavantajlı grupları hedef alan ortaklaşa mesleki eğitimler düzenlemeye başlanmış ve halan devam etmektedir. Eğitimler Milli Eğitim ile işbirliği içinde düzenlenmekte ve sertifikalandırmaktadır. Mesleki eğitimlerinin tümünde Dünya’daki en iyi örnek olan Alman sistemi uygulanmaktadır. Öte yandan Danimarka Mülteci Konseyi ve Doğu ABİGEM ile iş birliği içinde gem Suriyeli hem de Türk girişimcilerin yer alacağı bir İş Geliştirme Merkezi (İŞGEM) Projesi hayata geçirilmiştir.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Hatay Vali Yardımcısı Bilal Ölmez ise, birçok kurum ve sivil toplum kuruluşunun insanlara beceri kazandırma eğitimlerini sık sık yaptığını ancak projeden sonra diploma alan öğrencilerin iş bulamadığını belirterek, “Diplomalı aşçı oluyor ama iş sahibi olamıyor. Bu projelerin neticeye ulaşabilmesi için diplomayı verip bırakmayarak iş bulacak durumda olabilmesi için belediyeler, kurumlar ve sivil toplum kuruluşları gerekirse birleşerek bu öğrencilerin ilk başlangıç sermayeleri zayıf olan kişilerin iş yerlerini bulup işletmeleri için gerekli alt yapıları hazırlamalı ve destek verilmesi gerekiyor. Bunları vermediğimiz zaman diplomalı ama sermayesi olmadığı için hiçbir iş yeri olmayan kişiler oluyorlar. Bir projeye başlandığı zaman sonuna kadar götürülerek projeyi amacına ulaştırılmalılar” dedi.
Projeye maddi destek sağlayan Alman kuruluşu Segua Vakfı’nın Türkiye Direktörü Aynur Kuytu ise “Hatay’da misafir edildiğimiz ve buralarda projeler gerçekleştirdiğimiz için teşekkür ederim. Yapılan projenin her adımında büyük keyif alarak yaptık. Tabi ki en büyük hedeflerimizden birisi hem burada ki Türk halkına hem de mevcut dezavantajlı gruba destek sağlamak” dedi.
Protokol konuşmalarından sonra ilk mezunlarını veren Antakya Gastronomi Projesi öğrencilerine sertifikaları verilerek günün anısına toplu fotoğraf çekildi. (Haber-Foto: Gökhan AKLAN)