Gece yarısı yine Zam haberiyle uyandık. Akaryakıt fiyatlarında beklenen artış pompaya yansıdı ve benzinin litresine 1 lira 22 kuruş zam geldi. Sabahın erken saatlerinde akaryakıt istasyonlarına uğrayan sürücüler tabelalardaki yeni rakamları görünce şaşkınlığını gizleyemedi. İstanbul’da benzinin litre fiyatı 52 lira 84 kuruşa, Ankara’da 53 lira 63 kuruşa, İzmir’de ise 53 lira 95 kuruşa çıktı. Motorin ve LPG fiyatları bu kez değişmedi ama vatandaşın dilinde tek bir cümle vardı: “Bugün benzine zam geldiyse yarın motorine de gelir.”Akaryakıt fiyatlarının belirlenme yöntemi, çoğu kişi tarafından anlaşılması zor bir denklem gibi görünüyor. Oysa işin özünde üç temel unsur var: uluslararası piyasada belirlenen ürün fiyatları, döviz kuru ve vergi yükü. Türkiye’de rafineriler, Akdeniz piyasasında oluşan işlenmiş petrol fiyatlarını baz alıyor ve bu fiyat dolar üzerinden hesaplanıyor. Döviz kuru yükseldiğinde ya da dünya piyasasında petrol fiyatları arttığında, bu durum doğrudan rafineri çıkış fiyatına yansıyor. Rafineriden çıkan bu fiyatın üzerine Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), EPDK payı ve dağıtıcı şirketlerin kendi marjları ekleniyor. Son aşamada bayilerin lojistik maliyetleri ve kâr oranları da dahil edilince vatandaşın pompada ödediği rakam ortaya çıkıyor. Yani “dünya piyasası kımıldasa, bizde fiyat tabelası oynuyor” desek yanlış olmaz.Geçmişte uygulanan eşel mobil sistemi, vatandaş için bir nebze de olsa koruma sağlıyordu. Bu sistemde, uluslararası fiyatlar yükseldiğinde artış doğrudan pompaya yansıtılmıyor, devlet ÖTV’den feragat ederek yükü hafifletiyordu. Ancak sistemin kaldırılmasıyla birlikte artık her zam kuruşu kuruşuna vatandaşa yansıyor. Bu yüzden özellikle son iki yılda akaryakıt fiyatlarındaki dalgalanma, bütçeleri derinden sarsmaya başladı. Emekli, memur ya da işçi fark etmiyor; direksiyon başına geçen herkes aynı soruyu soruyor: “Araba çalıştırmaya değer mi?”Hataylı sürücüler de bu artıştan nasibini aldı. Kimi şoför esprili bir şekilde “Aracı satıp dolmuşa bineceğiz galiba” derken, kimi de uzun yolda direksiyon sallamaktan vazgeçip toplu taşımayı tercih etmeye başladı. Özellikle esnaf ve nakliyeciler için her kuruşluk zam ciddi bir yük anlamına geliyor. Nakliye maliyetleri artıyor, bu da raflardaki ürün fiyatlarına yansıyor. Yani sadece direksiyon başındaki sürücü değil, pazara giden vatandaş da bu zammın faturasını ödüyor.Kısacası benzine gelen bu yeni artış, ekonominin her köşesine dokunan zincirleme bir etki yaratıyor. Hem büyük şehirlerde hem de Anadolu’nun dört bir yanında vatandaşın ortak derdi aynı: “Akaryakıt fiyatları nereye kadar yükselecek?” Yetkililer yeni zamların döviz kuru ve dünya piyasalarındaki gelişmelere bağlı olduğunu söylese de, halkın beklentisi artık zam değil, bir nebze de olsa rahatlama.
ABDULVAHİT GÜRASLAN Ekonomi
Yayınlanma: 28 Ağustos 2025 - 00:00
AKARYAKIT FİYATINA BİR DAHA ZAM!
Benzine 1,22 TL zam geldi. İstanbul’da litre fiyatı 52,84 TL, Ankara’da 53,63 TL, İzmir’de 53,95 TL oldu. Zam, uluslararası petrol fiyatları ve döviz kurundaki artışın ardından pompaya yansıdı.
Ekonomi
28 Ağustos 2025 - 00:00