Amik gölü, Amik ovasının güney batısında, bataklıklarla birlikte 31.000 hektar bir alanı kaplamakta idi. Amik Gölü’nün sularının çevreye yayılması yüzünden, sıtma hastalığı ile mücadele, ekili alanların ve yerleşim yerlerinin su baskınları altında kalmasını engellemek…
Amik gölü, Amik ovasının güney batısında, bataklıklarla birlikte 31.000 hektar bir alanı kaplamakta idi. Amik Gölü’nün sularının çevreye yayılması yüzünden, sıtma hastalığı ile mücadele, ekili alanların ve yerleşim yerlerinin su baskınları altında kalmasını engellemek, yeni tarım alanı kazandırmak düşüncesiyle milyonlarca yılık bir göl kurutuldu. Bilim adamlarına göre bu göl dünyada bulunan 5 gölden birisidir.
Bu göle, Araplar “Al-Buhayra” yahut Buhayrat-ı Antakya “Antakya Gölü”Türkler ise “Akdeniz” demektedirler. Osmanlı salname kayıtlarında “Antakya Denizi ”şeklinde yer almaktadır. Bölgeye gelen Fırka-i Islahiye birliği, 1865 yılında bölgenin haritasını çıkardığında bölge halkının Amik gölüne “Ağca deniz” dedikleri için haritaya “Ağca deniz” olarak kaydetmişlerdir.
1914 yılında Osmanlı idaresi zamanında, Amik gölünün çevresinde oluşan bataklıkların kurutulması ve Asi nehrinin Amik gölünden Samandağ limanına kadar gemi seferlerine uygun hale getirilmesi düşünülmüş idi.
1920 yılanda da Fransızlar Amik gölünün kurutulmasını gündeme getirdiler. Göl sularını seksen metheden Arsuz’a akıtarak kurutmak ve elde edilen araziyi de Yahudilere dağıtmayı planlamışlardı.
21 Eylül1931 yılında Hatay devleti zamanında Gölün kurutulması gündeme getirilmiş ve 15 Ocak 1939 senesinde Gölün kurutulması için karar almıştır.1940 ile 1950 yılları arasında taşkınlara neden olan bentlerin (dalyanların) yıkılması gerçekleştirildi. 1973 yılına gelindiğinde Gölün kurutulması işlemlerine geçildi.1975 yılına gelindiğinde Hatay haritası üzerinde yer alan milyon yılık göl artık haritadan silinmiş oldu. Gölün kurutulması ile doğanın dengesi değişmiş ve zaman zaman amik gölü adeta intikam alırcasına yeniden oluşmakta ve çevresinde sel bakımlarına neden olmaktadır. Su akarsa nehir, Durursa göl dökülürse şelale kurutulursa çöl olur. Tıpkı, günümüz de olduğu gibi.
