AFRİN'E GİRİLMESEYDİ, AFRİN HATAY'A GİRECEKTİ

Ferit Lif, Hatay Denge gazetesinde Afrin harekatının aslında Hatay’ı kurtarmak için yapıldığını anlatan nefis bir yazı yayınladı.Ferit Lif, Hatay Denge gazetesinde Afrin harekatının aslında Hatay’ı kurtarmak için yapıldığını anlatan nefis bir yazı yayınladı. O yazısında Lif şöyle diyordu: “15 Temmuz darbe girişimi gecesinden bir gün önce şimdi FETÖ /PDY den tutuklu olan 39.Mekanize Tuğay komutanı Hasan Polat Hatay –Suriye sınırında bulunan bütün askeri birlikler ve zırhlı araçları resmi tören bahanesiyle ,sınırdan uzaklaştırmış ve darbenin başarıya ulaşması halinde, Hatay ilinin PYD ve DEAŞ terör örgütlerince işgal edilmesi öngörülmüş idi. Bu girişim başarıya ulaşsaydı Hasan Polat aynı zamanda Hatay sıkıyönetim komutanı olacaktı.Bu işgal girişimi Hatay topraklarını hedefliyordu ve Kilis’ten Dörtyol’a  bir Kürt devletinin temelini atacak ve bu yapay devletin denize ulaşmasını sağlayacaktı.” Hatırlayacaksınız, 15 Temmuz gecesi Serinyol’dan bir muhtar üzerine albay elbisesi giydirilerek karargaha çağrılır. Çağırılma gayesi ise yanına 300 adam bulup, kendisine verilecek silahlarla 16 Temmuz sabahı bir katliama başlamasıdır. Bir darbeci için bu çok garip bir şeydir. Zira her darbe ertesi günü kaos istemez, sindirilmiş bir halkın üzerine tahakkümünü sürdürmek ister. Bunlar ise ertesi sabah bir katliam istemekte ve şiddetli bir şekilde Alevi, Sünni savaşı hedeflemektedirler. Amaç çok açıktır. Bir hafta öncesinden boşaltımış ve askerden arındırılmış hudutlardan Deaş milislerinin eline bir bahane tutuşturup, can derdine düşmüş insanları da bu örgüte katarak yeni katliamları dünyanın gözüne sokabilmektir. Önce Deaş militanlarının işgaline göz yumulacak ve oluk gibi akan kan bahane edilerek bu defa YPG/PKK’ya yol açılacaktır. Arkasındaki ABD gücüyle Afrin’den Hatay’a girecek YPG/PKK’lılar istenildiği şekliyle terör koridorunu tamamlayacak ve denizlere ulaşabileceklerdir. 15 Temmuz planlarının akamete uğraması ABD’nin iştahını kesmemiştir. Dibimizdeki örgüte alan açılmakla yetinilmemiş, beş bin tır silahla dişlerine kadar silahlanmaları da sağlanmıştır. Hedef hiç değişmemiştir. Hatay üzerinden terör koridorunun tamamlanması ve İsrail’e kardeş bir devletçiğin oluşturulmasıdır. Güney sınırlarımızda ve Afrin’de oluşturulan örgüt herhangi bir örgüt değildir. Türkiye ile 40 yıldır savaşan ve bu savaşını sürdürmekte kararlı bir örgüttür. ABD’nin 30 bin kişilik “Sınır koruma birliği” adıyla ordu kurma girişimi ise bardağı taşıran damla olmuştur. Hiçbir devlet dibinde kendisiyle savaşan ve kendisine düşman bir örgüte sonuna kadar tahammül edemez. Deaş bahanesinin bile bittiği bir ortamda halen silahlanmaya devam etmesi ve sınır güvenlik gücü oluşturulması bile başlıbaşına bir savaş sebebidir. Elbette ki savaşı kimse istemez. Keşke dibimizde kendi otoritesini sağlayabilen bir devlet olsaydı da tüm bu sıkıntılar oluşmasaydı. Ancak dibimizde artık bir Suriye devleti yoktur. Okyanus ötesinden ve Suriye ile hiçbir komşuluğu olmayan kuzeyden gelerek oralarda taşeron kullanan ABD ve Rusya vardır. ABD ve Rusya’nın orada olmasına ses çıkarmayanlar, bundan 100 yıl öncesine kadar kendi toprakları olan Türkiye’nin müdahil hale gelmesine ses çıkarma hakları yoktur. Suriye’nin toprak bütünlüğü bizim için önemlidir. Bunun için bölge ülkeleriyle işbirliği içerisinde hızla istikrarlı bir Suriye’nin temelleri atılmalı ve bir siyasi çözümde uzlaşı sağlanmalıdır. Afrin harekatı belkide bu uzlaşıya katkı sağlayacaktır. Afrin harekatına karşı çıkanlar şunu bilmelidirler ki şayet Türk ordusu Afrin’e biraz daha geç girecek olsaydı Afrin Hatay’a girecekti.  Tüm emperyal planlardan bunu çıkarmak mümkün. Dileğimiz ve duamiz ordumuzun biran önce Zeytin Dalı harekatını başarıyla sonuçlandırması ve Suriye’de bütünlük bozulmadan siaysi istikrarın sağlanmasıdır.