• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Misafir Kalem
  • Hatay
  • Resmi İlanlar
  • Siyaset
  • Spor
  • Dünya
  • Magazin
  • Teknoloji
  • Ekonomi
  • Biyografi Manşetler Eğitim Kültür Sanat Sağlık Genel
  • Ara
SON DAKİKA:
11:24
HATAY’DA SOSYAL KONUT ALARMI!
10:58
DİJİTAL PARA SEKTÖRÜNDE ŞOK GELİŞME!
10:46
GÜLLÜ'NÜN ÖLÜMÜNDE ŞOK İDDİALAR!
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
Erzin’de 31 Kaçak Göçmen Yakalandı
Güncel
Erzin’de 31 Kaçak Göçmen Yakalandı
20 Adet Kızılçam Ağacı Kesilmiş Halde Bulundu
Güncel
20 Adet Kızılçam Ağacı Kesilmiş Halde Bulundu
Ticari Araç Şarampole Yuvarlandı
Güncel
Ticari Araç Şarampole Yuvarlandı
Yayman: Terörsüz Türkiye İçin Kararlılıkla Çalışıyoruz
Güncel
Yayman: Terörsüz Türkiye İçin Kararlılıkla Çalışıyoruz
İskenderun Devlet Hastanesi’nde Hayata Bağlayan Operasyon
Sağlık
İskenderun Devlet Hastanesi’nde Hayata Bağlayan Operasyon
Aile Üniversitesi İlk Mezunlarını Verdi
Güncel
Aile Üniversitesi İlk Mezunlarını Verdi
Ağaç Dallarını 69 Yıldır Kaşığa Dönüştürüyor
Güncel
Ağaç Dallarını 69 Yıldır Kaşığa Dönüştürüyor
Toplumun Desteği Çocuklara Umut Oluyor
Güncel
Toplumun Desteği Çocuklara Umut Oluyor
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Haberler
  2. Güncel
  3. Adalet Divanı adaletsizliğe imza attı
Güncel
Yayınlanma: 16 Mart 2017 - 16:43

Adalet Divanı adaletsizliğe imza attı

Eğitim Bir-Sen Hatay Şube Başkanı İsmail Bayrakdar yazılı olarak yaptığı açıklamasında; Avrupa Adalet Divanı, Belçika ve Fransa’da başörtüsünü çıkarmayı reddettiği için işten atılan iki Müslüman kadın

Güncel
16 Mart 2017 - 16:43
Yorumlar
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Adalet Divanı adaletsizliğe imza attı
Eğitim Bir-Sen Hatay Şube Başkanı İsmail Bayrakdar yazılı olarak yaptığı açıklamasında; Avrupa Adalet Divanı, Belçika ve Fransa’da başörtüsünü çıkarmayı reddettiği için işten atılan iki Müslüman kadın ile ilgili açılan davada başörtülü işçilerin aleyhine karar vererek, son zamanlarda Avrupa’da alışageldiğimiz faşist tutumlara paralel skandal bir karara imza atmıştır. Adalet Divanı, iş yerlerinde çalışanların “görünür bir biçimde dini, siyasi, felsefi sembolleri taşımaları” hakkında Belçika ve Fransa’dan yapılan iki başvuruya ilişkin kararında, “işverenlerin, çalışanların iş yerlerinde iç kurallar gereği herhangi bir siyasi, felsefi veya dini sembolün görünür kullanımını yasaklamasının doğrudan ayrımcılık teşkil etmediğine” hükmederek bu temel özgürlüğü işverenin ideolojik duruşunun insafına bırakmıştır.
İnsan haklarını ve özgürlükleri evrensel düzeyde teminat altına almak için oluşturulan uluslararası mahkemelerin asli ve öncelikli görevi, temel hak ve özgürlükleri evrensel hukuka uygun olarak korumak, bu hak ve özgürlükleri hiç kimsenin veya devletin insafına bırakmamaktır. Adalet Divanı ise bu kararıyla hem kuruluş amacına aykırı bir karar vermiş hem de kuruluş misyonunda bağlı olduğu evrensel hukuk kurallarını çiğneyerek adaleti değil, zulmü tesis etmiştir. Dolayısıyla Adalet Divanı değil, Zulüm Divanı olmuştur.
Öte yandan kararda başörtüsü dini bir sembole indirgenmiştir. Bu indî yaklaşım maalesef Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da zaman zaman söz konusu olabilmektedir. Bunun nedeni, dini giyim ve görünümü, onu tercih edenin değil de kendisinin bu konulara yaklaşımını merkeze alan üst ve dışarıdan bir bakışla bakmaktır. Bu yanılgı, dini özgürlüklerin sınırlanmasına neden olmaktadır.
Tesettür, başörtüsünü takan kişiler için dini bir sembol değil, dini bir gerekliliktir. Dolayısıyla dini yaşamanın bir gereğidir. Burada yasaklanan bir sembol değil, inancın bizzat kendisidir. Açıktır ki, mahkeme, Avrupa’da hızla tırmanan faşist ve İslam düşmanı furyanın etkisinde kalarak aldığı bu siyasi kararla faşist kesimlerle bir iş birliği, bir senkronik hareket içerisinde olduğunu ortaya koymuştur. Böylece, sokakta bile başörtüsünün yasaklanacağını vadeden ırkçı faşist siyasetçilerin eli güçlendirilmiş, faşizm hukuk kisvesine büründürülerek meşrulaştırılmak istenmiştir.
Mezkûr karar, sadece dini özgürlükleri yasaklamanın önünü açmakla kalmamakta, aynı zamanda başörtülü kadınların çalışma haklarını da ellerinden almaktadır. İnancı gereği başörtüsü takan kadınlara ayrımcılığı yasallaştıran Adalet Divanı’nın bu ayrımcı ve dışlayıcı tutumu, ön yargılarla hareket eden kesimleri cesaretlendirmekte, nefret suçlarını teşvik etmektedir.
Hollanda, Avusturya, Belçika, İsviçre, Almanya gibi ülkelerden yükselen ırkçı söylemlere bütün bir Avrupa’nın teslim olmaya başladığı İslamofobik bir süreç yaşanmaktadır. İslamofobi, Batı’da adeta siyasi bir endüstri haline gelmiş bulunmaktadır. Bu endüstri gerçekleri perdelemek, hakikatleri çarpıtmak, Avrupa’nın yeni kıblesi olan ırkçılığı meşrulaştırma amacına hizmet etmektedir. İslam’ı karalamak, insanları İslam’dan soğutmak ve uzak tutmak ve İslam’ın içini boşaltmak bu endüstrinin öncelikleri arasındadır. Batı karşısında başka bir dünyanın mümkün olduğu fikrini canlı tutan ve yeryüzünün tek umudu olan İslam’ı ve Müslümanları izole ederek kapitalist haçlı zihniyetinin kaçınılmaz sonunu geciktirmeye çalışmaktadır. Bu nedenle, inancını yaşamaya çalışan kadınları ötekileştirmeyi kendisine hedef olarak belirlemiştir.
Bu süreçten sadece göçmenler ve Müslüman kitleler mağdur olmuyor, aynı zamanda Avrupa sosyolojik bir uçurumun, toplumsal çatışmaların içine sürükleniyor. Engizisyon mantığıyla hareket eden Avrupa, kendi altını oyuyor ve karanlık Orta Çağını yeniden inşa ediyor. Avrupa, içine düştüğü siyasi ve ekonomik krizi örtmek ve bu krizden çıkmak için dört elle sarıldığı İslamofobinin bu gidişle kendisinin sonunu getirecek bir sosyal tsunamiyi tetikleyeceğinin farkında olamayacak kadar makuliyetini yitirmiş ve irrasyonelleşmiştir. Batı, ya Müslümanlarla birlikte yaşamayı öğrenecek ve Müslümanları kabullenecek ya da etrafına yüksek duvarlar öre öre adeta bir zindana çevirdiği karanlık ülkesinde cehennem yalnızlığına mahkûm olacaktır.
Bir kere daha ifade ediyoruz ki, Adalet Divanı, dini sembolleri değil, Müslümanlığı yasaklamaktadır. Yasakçı zihniyet bilmelidir ki, inancımızı yaşamamızı hiç kimse engelleyemez. İnancımızın en küçük detayını bile yasaklamaya kalkan mahkemeleri asla ve asla tanımayacağız. Açıkça ilan ediyoruz ki, başörtüsü değil, hukuk dışına çıkan Adalet Divanı’nın kendisi yasa dışıdır. Bu karar Müslümanlar ve vicdanını yitirmemiş herkes için yok hükmündedir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, kararı da, kararın altında imzası olanları da, onların üst aklı olan derin Avrupa’yı da şiddetle kınıyoruz şeklinde ifade edildi.
(Haber Merkezi)
# Eğitim-Bir-Sen# İsmail Bayrakdar
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x
İlginizi Çekebilir
Üretim ve Eğitim Atölyeleri Kadınlara Nefes Oluyor
Üretim ve Eğitim Atölyeleri Kadınlara Nefes Oluyor
Su Sümbülleri Ekonomiye Kazandırılıyor
Su Sümbülleri Ekonomiye Kazandırılıyor
Bereketli Topraklarda Su Verimliliği
Bereketli Topraklarda Su Verimliliği
İYİ Parti Antakya Teşkilatından Basına Teşekkür
İYİ Parti Antakya Teşkilatından Basına Teşekkür
Son Haberler
Üretim ve Eğitim Atölyeleri Kadınlara Nefes Oluyor
Üretim ve Eğitim Atölyeleri Kadınlara Nefes Oluyor
Su Sümbülleri Ekonomiye Kazandırılıyor
Su Sümbülleri Ekonomiye Kazandırılıyor
Bereketli Topraklarda Su Verimliliği
Bereketli Topraklarda Su Verimliliği
İMZA SÜRECİ DEVAM EDİYOR
İMZA SÜRECİ DEVAM EDİYOR

Ana Sayfa
Misafir Kalem
Hatay
Güncel
Resmi İlanlar
Siyaset
Spor
Dünya
Magazin
Teknoloji
Ekonomi
Biyografi
Manşetler
Eğitim
Kültür Sanat
Sağlık
Genel
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Dünya
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Güncel
  • Hatay
  • Kültür Sanat
  • Magazin
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.