Sorumluluk kavramı üzerindeki görüşlerimi belirtmeden, öncelikle bu kavramın sözlük anlamlarını ortaya koymakta yarar var.
Bir kimsenin kendisinin ya da başkalarının davranışları için bir kimseye ya da bir yetkiliye hesap verme, bu davranışların doğurabileceği sonuçlara katlanmayı kabul etme kabul etme zorunluluğu ya da bunun ahlak açısından gerekliliği,
Bir görevden, bir işten sorumlu olma durumu; bu yükümlülüğün kendisi,
Karar alma yetkisinin yanı sıra, hesap verme zorunluluğunu da içeren görev, meslek yada toplumsal konum.
olarak tanımlanıyor
Görüldüğü üzere sorumluluk dendiğinde, bir kişinin genellikle hukuk çerçevesi içerinde üstlendiği yükümlülükler anlaşılmaktadır. Nitekim belirli bir makama hesap verme, davranışların sonuçlarına katlanma tarzındaki ifadeler, bu tür bir yaklaşımın sonucudur.
Çalışma yaşamında sorumluluk dendiğinde, hem işverenin, hem de çalışanın genel sorumlulukları yasalarla düzenlenmiştir. Ayrıca çalışanlara ilişkin ek sorumluluklar, iş sözleşmelerine de konulabilmektedir. Bu bağlamda tüm çalışanlar, çalışma konusu ile ilgili eylem ve işlemlerin sonuçlarından, işverene karşı sorumludurlar. Dolayısı ile gazete ilanlarında yer alan “… sorumlusu” şeklindeki bir pozisyon tanımının anlamsızlığı da kendiliğinden ortaya çıkıyor. Sanki belirtilen alanda sorumlu olduğu pozisyon tanımında belirtilmese, yaptığı işlemlerden sorumlu olmayacak!… Üstelik böyle bir tanımlama, sanki sırf “sorumlu” ünvanı taşıyanların yaptıkları işlerden sorumlu oldukları, diğerlerinin ise herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığı gibi anlamsız sonuçlara da yol açabiliyor.
Aslında bu yazıda üzerinde durmak istediğim konu, genel tanımlarda anlaşıldığının ötesinde, sorumluluğun sadece hukuk çerçevesinde değil, bir yetkinlik olarak ele alınması gerektiğidir.
Bir kimsenin kendisinin ya da başkalarının davranışları için bir kimseye ya da bir yetkiliye hesap verme, bu davranışların doğurabileceği sonuçlara katlanmayı kabul etme kabul etme zorunluluğu ya da bunun ahlak açısından gerekliliği,
Bir görevden, bir işten sorumlu olma durumu; bu yükümlülüğün kendisi,
Karar alma yetkisinin yanı sıra, hesap verme zorunluluğunu da içeren görev, meslek yada toplumsal konum.
olarak tanımlanıyor
Görüldüğü üzere sorumluluk dendiğinde, bir kişinin genellikle hukuk çerçevesi içerinde üstlendiği yükümlülükler anlaşılmaktadır. Nitekim belirli bir makama hesap verme, davranışların sonuçlarına katlanma tarzındaki ifadeler, bu tür bir yaklaşımın sonucudur.
Çalışma yaşamında sorumluluk dendiğinde, hem işverenin, hem de çalışanın genel sorumlulukları yasalarla düzenlenmiştir. Ayrıca çalışanlara ilişkin ek sorumluluklar, iş sözleşmelerine de konulabilmektedir. Bu bağlamda tüm çalışanlar, çalışma konusu ile ilgili eylem ve işlemlerin sonuçlarından, işverene karşı sorumludurlar. Dolayısı ile gazete ilanlarında yer alan “… sorumlusu” şeklindeki bir pozisyon tanımının anlamsızlığı da kendiliğinden ortaya çıkıyor. Sanki belirtilen alanda sorumlu olduğu pozisyon tanımında belirtilmese, yaptığı işlemlerden sorumlu olmayacak!… Üstelik böyle bir tanımlama, sanki sırf “sorumlu” ünvanı taşıyanların yaptıkları işlerden sorumlu oldukları, diğerlerinin ise herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığı gibi anlamsız sonuçlara da yol açabiliyor.
Aslında bu yazıda üzerinde durmak istediğim konu, genel tanımlarda anlaşıldığının ötesinde, sorumluluğun sadece hukuk çerçevesinde değil, bir yetkinlik olarak ele alınması gerektiğidir.