Afrodit’in oğlu, aşkın tanrısı, aşk oklarının üstadı Eros ile kralın üç kızı arasında en güzeli olan Psykhe’nin hikayesidir anlatacağımız…
Var edici tanrılardan birisi olan Eros, aşk tanrısı olduğu için defalarca şairlere, yazarlara ve heykeltıraşlara ilham kaynağı olmuştur. Sonradan en genç tanrı olarak kabul edilen Eros, kanatları ve okları ile insanlar ile tanrılar arasında adeta bir aracı gibi görülmüş ve özellikle Roma mitolojisinde çok ön planda tutulmuştur.
Eros Lahdi - Side Müzesi
Annesi Afrodit gibi dünyaya güzellik ve neşe getiren, aşk ateşi ile herkesin gönlünü tutuşturan Eros, kanatları ile dünyanın bir ucundan bir ucuna hep uçar ve geçtiği yerlerde birbirinden güzel çiçek kokularını bırakırmış. Elindeki oklarla insanları birbirine bağlar, aşık edermiş. Dünyanın tüm güzelliklerini görmelerini sağlarmış. İçlerinde uçuşan kelebeklerin, alev alev yanan arzuların ve vazgeçilmez birlikteliğin kaynağı olurmuş hep onun attığı oklar. Ama herkesi birbirine aşık eden bu tanrı da sonunda aşık olmuş. Aşık olduğu kız ise Psykhe’dir.
Psykhe, üstte de belirttiğimiz gibi kralın üç kızından bir tanesidir ve efsanevi bir güzelliği vardır. Hatta bu güzelliğinden dolayı birçok kişi onu Afrodit ile karşılaştırır hatta Afrodit’ten daha güzel olduğunu söylerlermiş. Kimisi ise onu Afrodit’in ruhunun bu bedende olduğunu düşünerek neredeyse ona tapınırlarmış. (Psykhe’nin kelime anlamının “Ruh” olduğunu eklemekte fayda var.)
Tabii ki bir tanrıça için, bir ölümlü ile aynı seviyede tutulmak hiç kabullenilecek bir durum değildir. Afrodit de kabul etmemiştir bu durumu haliyle. Psykhe’nin böylesine şımartılması ve kendisinin ikinci plana atılması çok rahatsız eder onu. Hemen oğlu Eros’u çağırır. Psykhe’nin cezalandırılması gereklidir çünkü. Oğlu Eros’tan, Psykhe’nin dünyanın en çirkin erkeğine aşık olması için gerekeni yapmasını söyler. Tabii ki Eros bunu hemen kabul eder ve dünyaya doğru uçar. Yapacağı tek şey aşk oklarını Psykhe’ye ve dünyanın en çirkin erkeğine atmaktır.
Var edici tanrılardan birisi olan Eros, aşk tanrısı olduğu için defalarca şairlere, yazarlara ve heykeltıraşlara ilham kaynağı olmuştur. Sonradan en genç tanrı olarak kabul edilen Eros, kanatları ve okları ile insanlar ile tanrılar arasında adeta bir aracı gibi görülmüş ve özellikle Roma mitolojisinde çok ön planda tutulmuştur.
Eros Lahdi - Side Müzesi
Annesi Afrodit gibi dünyaya güzellik ve neşe getiren, aşk ateşi ile herkesin gönlünü tutuşturan Eros, kanatları ile dünyanın bir ucundan bir ucuna hep uçar ve geçtiği yerlerde birbirinden güzel çiçek kokularını bırakırmış. Elindeki oklarla insanları birbirine bağlar, aşık edermiş. Dünyanın tüm güzelliklerini görmelerini sağlarmış. İçlerinde uçuşan kelebeklerin, alev alev yanan arzuların ve vazgeçilmez birlikteliğin kaynağı olurmuş hep onun attığı oklar. Ama herkesi birbirine aşık eden bu tanrı da sonunda aşık olmuş. Aşık olduğu kız ise Psykhe’dir.
Psykhe, üstte de belirttiğimiz gibi kralın üç kızından bir tanesidir ve efsanevi bir güzelliği vardır. Hatta bu güzelliğinden dolayı birçok kişi onu Afrodit ile karşılaştırır hatta Afrodit’ten daha güzel olduğunu söylerlermiş. Kimisi ise onu Afrodit’in ruhunun bu bedende olduğunu düşünerek neredeyse ona tapınırlarmış. (Psykhe’nin kelime anlamının “Ruh” olduğunu eklemekte fayda var.)
Tabii ki bir tanrıça için, bir ölümlü ile aynı seviyede tutulmak hiç kabullenilecek bir durum değildir. Afrodit de kabul etmemiştir bu durumu haliyle. Psykhe’nin böylesine şımartılması ve kendisinin ikinci plana atılması çok rahatsız eder onu. Hemen oğlu Eros’u çağırır. Psykhe’nin cezalandırılması gereklidir çünkü. Oğlu Eros’tan, Psykhe’nin dünyanın en çirkin erkeğine aşık olması için gerekeni yapmasını söyler. Tabii ki Eros bunu hemen kabul eder ve dünyaya doğru uçar. Yapacağı tek şey aşk oklarını Psykhe’ye ve dünyanın en çirkin erkeğine atmaktır.