Nefsin amacı, etkisi altında olduğu şeytanın karakterini ve düşünce sistemini insana kabul ettirmektir. Organize çalıştığı şeytanın telkinleriyle, günlük hayatta gerçeklerden kaçmak için birçok bahane ileri sürer. Dinin hükümlerini uygulamaktan kaçmak için nefsin öne sürdüğü bahanelerin en başında “ailevi sorunlar” gelir. Vicdanının değil nefsinin sesine kulak veren ve Allah’a itaatte tutarlı davranmayan kişiler, “ailemle ilgilenmek tüm zamanımı alıyor, vaktim kalmıyor” ya da “dinin gereklerini yapmama ailem izin vermiyor” gibi bahaneler öne sürerler. İnsanın ailesine zaman ayırması doğaldır ve ailesiyle ilgili işleri de olabilir. Ancak bunun, Allah’ın emirlerini uygulamaya zaman bulamamak gibi bir sonucu olmaz. Dolayısıyla bu samimi bir mazeret değildir ve Allah Katı’nda geçerli olmayabilir. Kuran’da da bu konuya dikkat çekilmekte ve ‘ailevi sorunlar’ mazeretinin geçerli olmadığı bildirilmektedir. Kuran’da bildirildiğine göre, Peygamberle birlikte Allah yolunda savaşa çıkmayıp geride kalanlar, “bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti” gibi bir bahane öne sürmektedirler, ancak ayetin devamında Allah; “… onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar…” (Fetih Suresi, 11) buyurarak onların tüm samimiyetsizliklerini ortaya koymaktadır. Bu kişiler, belki çevrelerindeki insanları aldatabiliyor olabilirler ancak Allah’ın ‘gizlinin gizlisini bilen’ olduğunu ve dolayısıyla kalplerinde olanı da bilen olduğunu unutmuşlardır. Kuran’da bir başka ayette ise Peygamberimiz (sav) döneminde yaşanan bir savaş zamanında evlerinin ‘açıkta’ olduğunu öne sürerek kaçmak isteyenlerden şöyle söz edilmektedir: “… Onlardan bir topluluk da: “Gerçekten evlerimiz açıktır” diye peygamberden izin istiyordu; oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı.” (Ahzab Suresi, 13) Nefsin öne sürdüğü mazeretlerin bir başkası ise ‘iş’ ya da ‘okul’ sorunlarının, dini yaşamaya engel olduğu şeklindedir. İşi ya da okulu nedeniyle çok yoğun olduğu ve namaz kılmaya, oruç tutmaya, insanlara iyiliği emretmeye, müminlerle beraber olmaya zaman bulamadığı bahanesine sığınan kimsenin düşünce yapısında büyük bir çarpıklık olduğu açıktır. Bu kişi, yaşamındaki öncelikler konusunda büyük yanılgıdadır. İşinin ya da okulunun yaşamının en önemli konusu olduğunu düşünmekte, kalan zamanları da dine ayırmaktadır. Oysa bir mümin için böyle bir durum asla söz konusu olamaz. “De ki: ‘Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ındır.” (Enam Suresi, 162) ayeti gereğince, bir mümin tüm yaşamında Allah rızasını gözetir. Yaşamın bir bölümünü dine, bir bölümünü ‘dünya işlerine’ ayırmak ise Allah’a ortak koşmaktır. Allah’a itaat etmeyerek, bencil istek ve tutkularına esir olarak yaşayan insanları ahirette bekleyen azap bir ayette şöyle bildirilmektedir: Kim dünya hayatını ve onun çekiciliğini isterse, onlara yapıp ettiklerini onda tastamam öderiz ve onlar bunda hiçbir eksikliğe uğratılmazlar. İşte bunların, ahirette kendileri için ateşten başkası yoktur. Onların onda (dünyada) bütün işledikleri boşa çıkmıştır ve yapmakta oldukları şeyler de geçersiz olmuştur. (Hud Suresi, 15-16) Nefsin insanın Kuran ahlakını yaşamasını engellemek için öne sürdüğü bahanelerden biri de ‘çevre baskısı’dır. Bazı insanlar, çevreleri tarafından dışlanmaktan korktukları için dinin gereklerini yaşamaktan kaçınırlar.
Yazarlar
Yayınlanma: 23 Haziran 2018 - 12:47
Nefsin Mazeretleri
Nefsin amacı, etkisi altında olduğu şeytanın karakterini ve düşünce sistemini insana kabul ettirmektir
Yazarlar
23 Haziran 2018 - 12:47