Diyanet İşleri Uzmanı Abdurrahman Akbaş Beyzade Fm’de çok önemli açıklamalarda bulundu.Ayhan Gümüşsoy’un sunduğu “Gönül İkliminde” programında ‘Gerçek Din’ konusu üzerine konuşan Diyanet İşleri Uzmanı Abdurrahman Akbaş, İslam’ı gerçek kaynağından öğrenmemiz gerektiğini belirterek, yaptıklarımız, öğrendiklerimiz, arkasından gidip dinlediklerimizin söyledikleri Kuran’a, sünnete uygun mu değil mi diye bakmamız, sağlam kaynaklardan beslenmemiz gerekir” dedi.
Din adına bir şey söylerken, okurken, dinlerken muhakkak kaynağı sorgulamamız gerekir diyen Akbaş, “hiç bir medeniyet İslam kadar bilimin kaynağına bu derece önem vermemiştir. Bir bilgi alınırken senede dayanmış, yani muhakkak kim söylemiş ne söylemiş nerede söylemiş kaynağına önem vermiştir. Bizim de buna dikkat etmemiz gerekir. Senet yoksa, söyleyen kim olduğu, söylenin kişiliği, ahlakı, zekâsı bir defa bile yalan söylemişse ondan bilgi almamamız gerekir.
İNSANI YAŞATACAKSINIZ Kİ DİN ANLATABİLESİNİZ
Bazı sıkıntılı yapılardan da bahseden Diyanet İşleri Uzmanı Abdurrahman Akbaş, “Bazı kişi ve yapılanmalar bilgileri kendi anlayışlarına göre yorumluyor Kur’an-ı Kerim bağlamından koparıyor. Örneğin Kur’an Cihad ile ilgili ayetleri ele aldığında ne zaman kullanmış? Savaş anlamında, daha çok savunmada kullanmış. Bunun yanında Cihad, Allah için ilim gayretinde olmak, hayatı kurmak, yok etmek değil önce hayat kurulacak bu anlamda kullanılmıştır. İnsanı yaşatacaksınız ki din anlatabilesiniz.
Din adına şiddet girdabı içerisine sokan yapıların bilgi kaynağını iyi sorgulamayız. Ne diyorlar hangi kitapları okuyorlar, itikatları nasıl, Kur’an’daki ayetleri nasıl yorumluyorlar bunlara bakılmalı. Bu konuda bilgisi olmayan gençlerimize sağlam bir inanç tevhit akidesi olarak diyanetimizden bu konuda yardım alabilirler.
KİMSE İMAN TEKELCİLİĞİ YAPMAMALI
Kendisi gibi düşünmeyen bir Müslümana kâfir denilmemesi gerektiğini de hatırlatan Abdurrahman Akbaş, “Kimse iman tekelciliği yapmamalı. İman tekelciliği yaparak bir insanın imanını karalama, yaftalama yetkisinde bulunmamalı. Kalpteki imanın derecesini kuvvetini bilen ancak Allah’tır. Bir insanın sizin oluşumunuza katılmadığından dolayı imansızlıkla yargılamak konusunda Peygamberimiz (Sav.) “Bir kişi Müslüman kardeşine kâfirsin derse bu doğru değilse mühür kendisine döner” şeklinde uyarılarda bulunmuştur.
Bir kişi yine kendi grubunu cennetlik görmesi başkalarını cehennemlik görmesi de çok tehlikeli ve kendisinin dinden çıkmasına sebep olur. Bunlar Allah adına konuşmaktır hadsizliktir.Bu noktada ‘Ehli sünnet’ dediğimiz orta yol itikadında olup bu ölçüye dikkat edelim. Her insanın hidayete kavuşması için de vesile olalım. Müslüman sevgi taşımalı” diye konuştu. (Haber Merkezi)
Din adına bir şey söylerken, okurken, dinlerken muhakkak kaynağı sorgulamamız gerekir diyen Akbaş, “hiç bir medeniyet İslam kadar bilimin kaynağına bu derece önem vermemiştir. Bir bilgi alınırken senede dayanmış, yani muhakkak kim söylemiş ne söylemiş nerede söylemiş kaynağına önem vermiştir. Bizim de buna dikkat etmemiz gerekir. Senet yoksa, söyleyen kim olduğu, söylenin kişiliği, ahlakı, zekâsı bir defa bile yalan söylemişse ondan bilgi almamamız gerekir.
İNSANI YAŞATACAKSINIZ Kİ DİN ANLATABİLESİNİZ
Bazı sıkıntılı yapılardan da bahseden Diyanet İşleri Uzmanı Abdurrahman Akbaş, “Bazı kişi ve yapılanmalar bilgileri kendi anlayışlarına göre yorumluyor Kur’an-ı Kerim bağlamından koparıyor. Örneğin Kur’an Cihad ile ilgili ayetleri ele aldığında ne zaman kullanmış? Savaş anlamında, daha çok savunmada kullanmış. Bunun yanında Cihad, Allah için ilim gayretinde olmak, hayatı kurmak, yok etmek değil önce hayat kurulacak bu anlamda kullanılmıştır. İnsanı yaşatacaksınız ki din anlatabilesiniz.
Din adına şiddet girdabı içerisine sokan yapıların bilgi kaynağını iyi sorgulamayız. Ne diyorlar hangi kitapları okuyorlar, itikatları nasıl, Kur’an’daki ayetleri nasıl yorumluyorlar bunlara bakılmalı. Bu konuda bilgisi olmayan gençlerimize sağlam bir inanç tevhit akidesi olarak diyanetimizden bu konuda yardım alabilirler.
KİMSE İMAN TEKELCİLİĞİ YAPMAMALI
Kendisi gibi düşünmeyen bir Müslümana kâfir denilmemesi gerektiğini de hatırlatan Abdurrahman Akbaş, “Kimse iman tekelciliği yapmamalı. İman tekelciliği yaparak bir insanın imanını karalama, yaftalama yetkisinde bulunmamalı. Kalpteki imanın derecesini kuvvetini bilen ancak Allah’tır. Bir insanın sizin oluşumunuza katılmadığından dolayı imansızlıkla yargılamak konusunda Peygamberimiz (Sav.) “Bir kişi Müslüman kardeşine kâfirsin derse bu doğru değilse mühür kendisine döner” şeklinde uyarılarda bulunmuştur.
Bir kişi yine kendi grubunu cennetlik görmesi başkalarını cehennemlik görmesi de çok tehlikeli ve kendisinin dinden çıkmasına sebep olur. Bunlar Allah adına konuşmaktır hadsizliktir.Bu noktada ‘Ehli sünnet’ dediğimiz orta yol itikadında olup bu ölçüye dikkat edelim. Her insanın hidayete kavuşması için de vesile olalım. Müslüman sevgi taşımalı” diye konuştu. (Haber Merkezi)